Bir önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun :" İYİ OKUMALAR
Benjamin kendisine bir üniforma bulduktan sonra kafasını eğerek yürümeye başladı. Her yer asker kaynıyordu.
"Kaptan Amerika burada doğmuş olamaz herhalde?" Kendi kendine konuşmaya engel olamadı Benjamin.
İlerideki bir bina gördüğünde cebinden gözlüğünü çıkarıp taktı ve kenarına iki defa dokundu. Aşağı inen kişiler belli olduğunda Ben oraya doğru yürüdü ve aşağı inmek için asansöre bindi.
Asansör bir kat indiğinde içindeki kişilerden biri inmişti. Benjamin bir kadınla beraber kaldı ve asansör tekrar hareket etti.
Fazlasıyla gergindi ve asansörün bu kadar yavaş inmesi onu daha da geriyordu.
Kadın Benjamin'e bir soru yöneltti. "Burada yeni misiniz?"
"Pek sayılmaz." diye kadını cevapladı.
Biraz daha yürüdüğünde bir laboratuvar çıktı. Partiküllerin orada tutulduğunu biliyordu. Benjamin partikülleri almak için odaya yöneldi. Biraz önceki telefondan sonra oradaki adam hızla odadan çıkmıştı.
Benjamin odaya girip partikülleri aramaya başlamıştı. Panik halinde olmasına rağmen genç oğlan şimdiye kadar iyi idare etmişti.
Sağda bulunan dolaba baktığında kırmızı renkteki partiküller dikkatini çekti. Oraya vardığında dolabı açıp dört adet partikülü cebine attı.
Dışarıya çıktığında asansörde ona soru soran kadın iki askerle ona doğru yürüyordu ama üçü de Benjamin'i göremeden Ben bir odaya girip kapıyı kapattı. Gözlükten uzaklaşan kişileri görünce odadan çıktı ve seri adımlarla kendini dışarı attı.
*
"Benjamin sağda sağda! Ben vursana adamı. Ben kaybettik!" Harry'in sinirle çıkan sesine Peter olduğu yere biraz daha sindi. Dünden beri Harry ile oyun oynuyorlardı ve bu Peter'ın en nefret ettiği oyundu.
"Dostum iyi misin sen berbat oynadın bugün?
"Başım ağrıyor dikkatimi veremedim." Harry karşısındaki oğlanla konuşacakken telefonunun çalmasıyla ona yöneldi ve ardından telefonla konuşmak için odadan çıktı. Genç oğlan Harry odadan çıktıktan sonra masadaki suyu içti.
Dünden beri içinde bir his vardı. İyi mi yoksa kötü mü olduğuna karar verememişti. Bardağı geri masaya koyacağı sırada bardak kayıp yere düştü. Peter'ın eli titriyordu ve başındaki ağrı kat kat artarken kendini kaybedeceğini düşündü genç oğlan. Şimdi olmaz! Harry buradayken olmaz!
Harry içeri girdiğinde Peter zorlukla ayakta duruyordu. "Ben benim eve gitmem gerek. Sonra oynasak sorun olmaz de mi dostum."
"Hayır oynarız sonra."
Harry çantasını aldıktan sonra hızla evden çıktı. Peter daha fazla ayakta duramayacağını fark edince yatağa bıraktı kendini.
"K-Karen."
"Peter hemen kuleye gitmelisin. Ben seni yönlendiririm."
Genç oğlan göğsüne iki kez dokundu ve zırh vücudunu kapladı. Zorlukla son kez ayağa kalktı ve direk ağını karşı pencereye attı.
Yapay zekası önceden haber verdiği için Doktor Strange çoktan varmıştı bile. Peter kendini içeri attığında dengesini sağlayamayıp düştü. İki eli yerden destek alan çocuk nefes almakta bile zorlanıyordu. Bu geçen ki olan ağrıya benzemiyordu. Tony yerdeki çocuğa destek olarak yerden kaldırdı ve koltuğa uzanmasını sağladı. Wade ve Steve biraz daha geride durmuş ikisini izliyordu.
Doktor Strange elini çocuğun başına koydu ve acını aldı. Tony çocukla ilgilenen büyücüye çok kızgındı. "Bu seni şimdilik rahatlatır."
"Bunu yapmak yerine çocuğu evine geri gönderebilirsin!"
"Gerçeklik Tony. Ayrıca böyle olması gerekiyor. Burada işim bittiğine göre gidebilirim."
"Benjamin'in geri gelip gelmeyeceği bile belli değil."
Doktor bir süre çocuğa ve ardından Tony'e bakar.
"Sanırım vakit geldi."
"Neyin vakti?"
Benjamin kuantum boyutundan odanın içine bırakıldığında Wade herkesten önce davranıp çocuğa sarıldı.
Benjamin kısa bir karşılıktan sonra koltukta yatan çocuğun yanına gitti.
"Peter gitmen gerek. Makineyi parçalayacaklar acele et."
Peter karşısındaki kendisinin, konuşmasından sonra uzandığı yerden kalktı. Biraz önceye göre daha iyiydi. Benjamin bilekliği Peter'ın koluna taktı ve geriye kalan partikülleri verdi. Doktor Strange de zaman taşını ortaya çıkardı ve Peter'ın boynuna astı.
"Unutma Wanda'yı bulmalısın."
"Wade orada seni bekliyor Pete."
Peter Benjamin'e sarıldığında kulağına fısıldadı. "Ailen, onları hak ediyorsun Ben!"
Ondan ayrıldığında gözleri Tony'i buldu. Tony'in gözleri ona güvenle bakıyordu. Çocuğa g Burada daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu. Bilekliğe dokundu ve kırmızı ışık yeşil oldu. Boyut Peter'ı kendi evrenine götürmek için içine çekti.
*
Wade Benjamin gittiğinden beri aracın önünde oturuyor ve Peter'ı bekliyordu. Şimdiye kadar gelip giden olmamıştı ama toplantı her an bitebilirdi ve oğlanın Peter geri dönmeden bu makineyi parçalatmaya niyeti de yoktu.
Wade uzaktan gelen ayak seslerini duyduğunda gerilmeden edemedi. En önde Nick Fury ve yanında Thor vardı. Wade ayağa kalktı ve iki katanasını da çıkardı.
"Wade oradan çekil!" Nick Fury'in uyaran sesine Wade de aynı şekilde karşılık verdi.
"Asla. Bunu yapamazsın Fury! Tony geldiğinde seni öldürür ondan öncede ben öldürürüm!"
"Bak çocuk bu iş seni aşar!"
"Denemeden bilemeyiz."
Pepper sadece genci izlemekle yetindi. Bu yaptığını da taktir ediyordu çünkü Peter da onun için değerliydi.
"Bak Wade bizde Peter'ı orada bırakmak istemiyoruz ama çocuk ölmüştür. Bırak Thor işini yapsın."
Wade sadece gülmekle yetindi. Genç oğlan Nick Fury'e karşı bir adım attığında Kuantum boyutu çalışmaya başladı. Odada bulunan bütün gözler araca döndüğünde kuantum boyutu Peter'ı bıraktı ve genç oğlan dizlerinin üzerine düştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tam Peter ve Karen değil mi?
Kaos yaklaşıyor sanırım. Finale az kaldı bu arada :(
REKLAMLAR ↪Yeni bir fic yayınladığımı söylemiştim irondad&spideypool, hala bakmadıysan kesinlikle bakmalısınız. Hatta açıklamasını da şöyle bırakayım. "Tony Stark, Deadpool Peterdan uzak dursun diye koruma Wade'i tutar." :) REKLAMLAR BİTER
Bir bölümün daha sonuna geldik. Oy vermeyi ve güzel yorumlarınızı bırakmayı unutmayın ♡ Ayrıca lütfen hayalet okuyucu olmayın :"