Dedemin ölümünün üzerinden 2 ay geçtikten sonra hayatımın orta yerinde meydana gelecek koca göçüğün ilk çatlağı gerçekleşti. Zamanımı ev ve dükkan arasındaki tekdüzelikte sürdürdüğüm günlerden birinde, bir akşam yemeğinde babam, amcamın kasabadakilerden saklamasına rağmen yayılan bir dedikodudan, sanki öylesine sıradan bir şeymiş gibi bahsederken benim titreyen ellerimden habersizdi. Babamın dediğine göre Dejun okulda siyasi bir eyleme katılmış ve tutuklanmıştı. Birkaç geceyi nezarethanede geçirip salıverildiğini söylemişti. Ama bir kere böyle olaylara karışanların bir daha yakasını kurtaramayacağını eklemişti lokmasını çiğnerken.
Dejun'un içinde yatmakta olan o ateşli politikten her zaman haberdardım. Onunla yaptığımız uzun sohbetlerde konuyu ülke meselelerine, ideolojilere, siyasilere getirmeyi çok sever, gözlerinde parıldayan heyecanlı kıvılcımlarla bana bildiklerini ve düşündüklerini anlatırdı uzun uzun. Bense bundan hep hoşlanmıştım. Benim hoşlandığım şey siyaset değildi oysa, Dejun'un coşkuyla bana bunları anlatırken takındığı yüz ifadesi, yükselen sesi, ellerini havada sallayışı, düşündüklerini dile getiriş şekliydi. Ona aşıktım. İçindeki güçlü muhalefete de, ateşli gence de, uslu çocuğa da.
Ama durumun ciddiyetini o akşam masada kavramıştım. Çünkü babam haklıydı. Dejun'un kendini bilerek bu olayların tam göbeğine attığını biliyordum. Bunun ilk olmayacağını da.
Nitekim haklı çıktım. İkinci çatlak yengemin anneme hayatıyla ilgili dert yanarken Dejun'un başka eylemlere katıldığını ve hatta fakülteden bir hocasıyla siyasi bir tartışmaya girdiğini yanlışlıkla ağzından kaçırmasıyla yerini buldu. Ağzından kaçırmıştı çünkü amcam ve yengem bunların duyulup yayılmasından deli gibi korkuyorlardı. Ben de bu olayların ilerlemesinden, Dejun'un başının derde girmesinden çok büyük bir endişe duyuyor, ona elimden geldiğince sık mektup yazıyordum. Fakat Dejun mektuplarında bu meseleden bahsetmekten özenle kaçınıyordu.
Amcamlardan öğrendiğimiz son kötü haber Dejun'un fikirleri ve eylemleri yüzünden yurttan kovulduğuydu. İçimden bunun doğru olmaması için tüm kalbimle dua etmiştim fakat Tanrı hiç aldırış etmedi. Ona ne olacağı, orada ne yaptığı konusunda bitmek tükenmek bilmeyen endişelerim vardı, hepsi moloz yığınları gibi beynimin içini doldurmuştu. En sonunda yurttan kovulması, kaldığı yerden olması beni koşa koşa ona gitme isteğiyle yanıp tutuşturuyordu. Yanına gitmek, Dejun'u oradan çekip çıkarmak, sımsıkı sarılmak ve iyi olduğundan emin olmak istiyordum.
Sözünü ettiğim büyük göçük, hızla ilerleyen çatırtılarla şiddetlenmesi, Dejun'un kış tatilinde kasabaya gelmemesi ve amcamla babamın dedemden kalan miras yüzünden çetin bir kavgaya tutuşması neredeyse eş zamanlıydı.
Dedemin bıraktığı malları paylaşamadıkları için gündüz vakti, kasabanın meydanında, herkesin gözü önünde kavga eden amcamla babam küstüler. Hatta öyle bir küsmeydi ki bu, babam evde amcamların bahsinin açılmasını yasakladı, dükkana giderken amcamın mobilya mağazasının önünden geçmemek için her zaman kullandığımız yolu değiştirdi.
Bu büyük kavganın en çok etkileneni muhtemelen ben oldum. Çünkü artık hiçkimse amcamla görüşmediğinden, babam içinde onun ismi geçen her konuyu kapattırdığından dolayı Dejun ile ilgili hiçbir şey öğrenemiyordum. İşin en kötüsü de Dejun yurttan kovulduğu için ona gönderdiğim mektupların büyük bir ihtimalle eline ulaşmaması, telefona çıkamayacak olmasıydı.
Elimde Dejun'a ulaşabileceğim ne bir telefon, ne de bir adres vardı. Tek çarem onun bana ulaşmasıydı fakat Dejun aylar boyu ne aradı, ne mektup yolladı. Umutsuzluk selinde endişelerime, korkularıma, aşk acıma ve özlemime kapılmış sürükleniyordum. Gün geçtikçe daha fazla dibe battığım, ümitlerimi tükettiğim apaçık ortadaydı. Beni bu dev dalgaların arasından çekip çıkaracak tek kişi benden kilometlerce uzaktaydı ve ben neler yaptığını, nasıl olduğunu dahi bilmiyordum. Hâlbuki yalnız onu bilmeye, onu görmeye, onu duymaya ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cenazede gülenler ve yeşil atkı örenler, xiaodery
FanficBeni adım adım kendine yaklaştırdığı her andan, hepsinin sıcak yaz günlerinde olmasından, her nedense yazları birbirimizi daha çok görmemizden nefret ettim. Üstelik bilmelisiniz sevgili okur, ben yazdan her zaman nefret ettim. 🐝dejun+hendery 270720