"Yinemi okul yaa" nidalarıyla yataktan kalktım.Aklıma sonradan geldiği üzere bugün anlaşmamız üzere arasla okul gezisine gidicektik.Annem ve babam bunu bilmiyor henüz. Her ne kadar istemesemde söylemek zorundayım. Ve bende tamda öyle yapmak için üzerime jean pantolonumu ve fosfor pembesi göbeği açık tişörtümü giydim ardından aşağıya indim.
Kahvaltı mis gibi görünüyordu ve babam la annem ellerinde birer gazete birinin önünde portakal suyu diğerinin elinde kahve dalmışlardı.Ben inince babam " günaydın prensesim de hayırdır okula sivilmi gidiliyo artık :)) " dedi sevecen ve babacan tavrıyla.
Ben " aslında bende bu konu hakkında konuşmak istiyordum babacım bugün okulda gezi var istanbuldaki camiler gezilcekmiş biliyorum kızıcaksınız ama çok merak ediyorum " dedim ikna etme çabası içerisinde.
Annem " hayır kızım saçmalama camiler müslümanların kutsalı ve sen gidemezsin " dedi öfkeli.
Babam la aramızdaki bağ annemle aramdaki bağa göre daha farklıdır.Ben tam bir babacıyımdır o yüzden babam bana kıyamaz genelde.Annemin konuşmasının ardından direk araya girerek " aslında gitmesi daha iyi olur oraya din değiştirmeye gitmiyo ya onların kutsalını alt tarafı merak etmiş benden izin çıktı prensesim gidebilirsin " dedi anneme kapak bir şekilde. Aslında annemin müslümanlara karşı antipatisi babama göre daha fazla.
Babamdan da izinimi kopardıktan sonra zil çaldı ve bende kapıya yöneldim.Kapıyı açtım ve karşımdaki kişi arastı.Birlikte okula gidicektik ve o bütün gün yanımda bana eşlik edecekti." Hazırım gidelim " dediğimde evden çıktık.
Aras " çok güzel olmuşsun ama camilere bu şekilde girmezler genelde neyse onuda acemiliğine vericez artık :) " dedi.
" ilk önce teşekkürler.Daha sonra ben müslüman değil bir hristiyanım ve o sadece müslümanlar için geçerli sırf camiye girceğim için onlar gibi kapanamam ben " dedim hafif atarlı birşekildeki benim mizacım böyle.
Aras " tamam alya birşey demedim say " dedi ve okula vardık.Birçok kişi okulun bahçesindeydi.Otobüs geldi ve binmeye başladık.Ben ve aras ortalarda biryere oturduk.Yolculuktan bir 5 dk sonra tabletini çıkardı ve bazı camiler hakkında bilgi verdi. Bu camilerden dikkatimi en çok AYASOFYA CAMİSİ çekti. Çünkü orası eskiden bir kiliseymiş.Oraya gitmek için sabırsızlıkla bekliyodum.
İlk durağımız SULTANAHMET CAMİİ'ydi.Orası sultan 1.ahmet tarafından yaptırılmış ve en ilginç yönü ise 6 adet minaresinin bukunmasıymış.Her bir karesini özenle çektim.
2.durağımız EYÜPSULTAN CAMİİ'ydi.İçine girdiğimde o kadar güzeldiki.Hiç korkutucu değildi , insanın içini yumuşatan ve saatlerce tanrısına dua edip yalvarmayı hissettiren biryer , huzuru kalbinin derinliğine kadar işleyen , buram buram kokuların geldiği biryerdi.
Buranın ardından biraz bişeyler atıştırdık ve 3.durağımız olan FATİH CAMİİ'ydi.İstanbulu fetheden FATİH SULTAN MEHMET tarafından yaptırılmış ve adını buradan almış.Kiliseler gibi değil ne karanlık ve korkutucu.
O kadar çok sabırsızlandığım yere gelmiştik sonunda 4. Ve son durağımız olan AYASOFYA CAMİİ . Aslında burası bir müze gibiki adıda ayasofya Müzesi diye geçiyormuş.Fakat şeklindende anlıcağımız üzere cami şeklinde inşa edilmiş.Eskiden bizans döneminde burası bir kilise iken şimdi ibadet edilmeyen müze şeklinde kullanılan bir camii.
Yolculuğumuz bitmişti.Ve ben her yerden yakalayabildiğim kadar kare yakaladım.Çok yorgundum.Kendimi direk eve attım.
İtiraf etmek gerekirse camiiler insanın içini mühürlüyo...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN MÜSLÜMANIM!!
SpirituálníYavaş yavaş öğrenmek ister insan..ne olduğunu , kim olduğunu , dünyada ne işi olduğunu bilmek ister. Ufacık bir ışığa bile muhtaçken sadece o karanlık yoldan , zifiri sessizlikten çıkmak ister.. İlk önce ufacık bir ışığa bile muhtaçken oda yetmez on...