Kitap okumak : kitap okumasını bilenin ruhunu dinlendirir , oradan oraya sürükler , merak ettirir ,ağlatır , güldürür , heyecanlandırır, sevdirir, düşündürür , hissettirir , çıkmaza sokar ve daha bir çok duyguyu ve hissi yaşamamızı sağlar . Kendimden örnek vermek gerekirse okuduğum bir kitapta kendimi baş karakterin yerine koymadan , onun hissettiklerini hissetmeden ve düşündüklerini düşünmeden o kitabı okuyamam o kitaba kapılamıyorsam eğer beni ağlatmıyorsa veya güldürmüyorsa kitabı okumanın bi' anlamı olduğunu düşünmem. Kitaplar benim sevgililerimdir ve bir kitabı okurken başka bir kitabı okumaya yeltenirsem eğer kitabıma ihanet ettiğimi düşünür ve okuduğum kitabı tamamlarım. Kitaplar benim dostumdur insanlar daha değerli bir şey varsa eğer o da kitaplardır. Her okuduğum kitapta kendimden bir parça bulmaya çalışırım çünkü bu beni mutlu eder. Beni en çok heyecanlandıran ise kitaptaki bi r karakterin gerçekten kendime benzediğini görmektir . Hoş göremesem de illa birini benzetmeye çalışırdım kendime.
Bu arada Duygu ben kendimle ilgili bir şeyler yazamayacağım için şimdiden çok özür dilerim fakat bunun için gerçekten yapabileceğim bir şey yok . Çünkü açık bir şekilde kendimi tanımadığımı söyleyebilirim. Bu satırlar saçma gelecek çünkü bir insan nasıl kendini tanımaz ki değil mi ? Aslında dön bak bir kendine . Sahiden tanıyor musun bu insanı ? Geç aynanın karşısına ve sor kendine ben kimim ? Verecek bir cevabının olmadığını görünce dediklerimi anlayacağından hiç şüphem yok.
Çoğu zaman kendimle çelişirim . Oysaki ya siyahsındır ya da beyazsındır değil mi ? İnsanlar neye dayanarak bunu söylemiş aklım almıyor. Ne yani ortada olamaz mısın ? Belki de grisindir belki siyahın en açık tonu belki de beyazın en koyusu . Ama sen sensindir ve sen sana aitsindir. Ben tam olarak ne olduğumu bilmeyen bir insanım. Normal , olması gereken bir şekilde büyütüldüm. Annem ve babam öğretmen. Annem bir ilkokulda sınıf öğretmeni ve babam ise üniversite de bir fizikçi. Sevgi dolu bir ailede büyüdüm . Bir kardeşim yok lise 3. sınıfım. Gayet normal bir hayatım var şuan ise ne mi yapıyorum ? Tahmin etmesi çok zor olmasa gerek... Tabi ki de kitap okuyorum ! başka bir şey yapmak mı ? Ne münasebet !
"Duygu hadi aşağıya gel " annemin sesi ile yerimden irkilmiştim okuduğum kitabın en heyecanlı yerinde olurdu zaten hep bu !
"Geliyorum anne" ayracımı kaldığım sayfaya koyarak ayaklandım ve aşağıya indim akşam yemeğinde yaklaşan üniversite sınavım ile ilgili konuşmuş ve beni strese sokmayı başarmışlardı. Ve tabi her gün yeteneğime yetenek ve ilgime ilgi kattığım konu VOLEYBOL . Bundan ibaretti işte hayatım. Kitaplar , şarkılar , voleybol ve kimsenin bilmediği bir şey daha DANS. Annemin babamın bile bilmediği bu ilgimi hep içimde saklayıp aklıma esince şarkı açıp profesyonel dansçıların yaptığı figürleri yapmaya çalışıyordum ve çoğu zaman kendimi şarkıya kaptırmış bir şekilde buluyorum kendimi.
Fakat bugün ebeveynlerim de bir gariplik vardı. Sanki bir şey söylemek istiyor gibilerdi. Dayanamadım ve "Bana bir şey mi söyleyeceksiniz?" dememle ikisinin de bakışları bana döndü . Sonunda babam konuşmaya başlarken babamın söyleyecekleri bekleyip merakla yüzüne bakmaya başladım.
"Evet prensesim aslında sana söylemek istediğimiz bir şey var." Bana hep böyle hitap ederdi.
"Evet babacığım ?" derken gözlerim annemle babam arasında mekik dokuyordu. Annem bakışlarını babama yönlendirdi.
"Sence de voleybola çok fazla zaman harcamıyor musun kızım ? Yani tamam seni anlıyorum voleyboldan başka ilgilendiğin bir şey yok ve bu sporu ne kadar sevdiğini de biliyorum ama derslerine biraz ağırlık vermen gerekmez mi bu dönemde ? Seneye üniversite sınavına gireceksin ve ders notların git gide düşüyor" Söylediklerinin doğruluğunu tartmak istercesine yüzünü süzdüm çünkü ciddi olmasını istemiyordum. Bunun benim hayatımdaki en önemli şey olduğunu bilmelerine rağmen böyle konuşması beni sinirlendirmişti.
"Baba saygısızlık etmek istemem fakat söylediklerin sana da anlamsız gelmiyor mu ? Beni en sevdiğim şeyden ayıramazsınız bana bunu yapmayın "
"Duygu ne halde olduğunu görmek istemiyorsun herhalde derslerin çok kötü bir hal almaya başladı !"
"Baba biliyorum ama beni voleyboldan ayırmayın lütfen size söz veriyorum bu sene takdir getireceğim " Ne? bu dediklerine gerçekten kendin inandın mı ah aptal duygu ? Matematiğin böylesine kötü bir haldeyken nasıl takdir almayı planlıyorsun acaba . Kafayı yemişsin . Ağzımdan çıkan kelimelerin şokunu atlatamadan babamın gözleri umutla ışıldadı ve
" E peki o zaman anlaştık" Odama çıkarken ne yapacağımı düşünüyordum ne yapsam ki gün boyu ders çalışmaktan başka çarem yoktu. İyi de kendi kendime çalışınca hiç bir şey anlamıyordu ki ! E o zaman özel ders . Tabii ya bizim okulda dersleri iyi olan birinden özel ders almalıydım yarın bu işi halledecektim.
Odama geçip moralimi düzeltecek bir şeyler yapmalıydım . Düşün duygu ne yapabilirisin ? şarkı dinlemek tabii. BİRİLERİ - HALLEDEBİLİRDİK gerçekten en sevdiğim şarkı olabilir kendime . Hayatımdaki yeri çok büyüktü. Yanlış anlamayın bu eski sevgilimle şarkımız falan değildi. Çünkü daha önce bir sevgilim olmamıştı . Sadece bu şarkının gerçekten içimde bir yerlere dokunduğunu hissediyorum. Merhaba ben duygu ve bu tür aşkı anlatan şarkılarda aşkın ne olduğunu bilmeme rağmen duygulanır ve düşüncelere dalardım. Sanırım gerçek bir aptalım . Gözlerimi kapatıp kafamı şarkının ritmine uygun bir sağa bir sola hareket ettiriyordum . "Şimdiyse bitti diyorsun öylece bırakıp gidiyor musun? Dur çıka hayatımdan , hayır inanmam bu kötü bir şakaaa dur konuşsaydık iki dakikaaaa" Nakaratı biraz sesli söylemiş olacaktım ki annem sessiz olmam için beni uyaran bir şeyler söylemişti.
Diz üstü bilgisayarımı kapatıp yatağa attım kendimi. Uykum erken gelirdi ve bu huyumdan nefret ederdim ve olur olmadık yerlerde uyuyabilirdim. Ta ki mesaj sesi gelene kadar gayet huzurlu bir şekilde uykuya dalmak üzereydim. Bizim gruptan mesaj gelmeye başlamıştı anlaşılan Esra'yı yine uyku tutmuyordu.
Esra: Duydunuz mu okula yeni 4 kişi gelecekmiş.
Emir: Esra bu çok güzel bir haber fakat inan ki beni hiç ilgilendirmiyor !
Esra : Fakat atladığın bir nokta var Emir'cim ya güzel kızlar geldiyse
Emir : Bak işte bu da beni hiç ilgilendirmiyor.
Samet: Güzel kızı ne yapayım ben benim Esra'm varken
Esra: Of Samet yılışma akşam akşam.
Samet: Tamam benim minnoş sultanım
Esra : İğrençsin Samet!
onların bu konuşmalarını okurken kıkırdamadan edemedim.
Duygu: Selam millet !
Demir: selam güzelim
Samet: Vay be! Demir Bey ' e bak biz yazınca bakmaz bile Duygu yazınca hemen.
Duygu: Çünkü en çok beni seviyor Samet ne çabuk unuttun !
deyip alaycı mesajımı Samet'e ulaştırdım
Demir: Tabii en çok güzelimi seviyorum ne yani sizi mi seveyim ?
Samet: Kalbimi kırdın başkan .
Esra: Duygu okula yeni kişiler geliyormuş.
Duygu: Ne yapayım Esracım ?
Esra: Uf ne bu umursamazlık neyse yarın göreceğim sizi hadi iyi geceler millet
Herkes topluca iyi geceler dediğinde yatağa uzandım ve arkadaşlarımı ne kadar sevdiğimi düşündüm. Özellikle Demir onunla neredeyse 4 yaşımdan beri tanışıyordum ve kendisi hayatımda en büyük yer kaplayan kişilerden birisiydi. Her düştüğümde elimden tutan arkadaştan çok fazlasıydı benim için çoğu zaman bir abi , baba , kardeş o benim her şeyimdi bunları düşünürken uykuya daldım ve dalmadan önce yaptığım şey ise yarının güzel bir gün olmasını dilemekti.
Umarım yazmış olduğum bölümü beğenmişsindir aslında bunu yazmamın sebebi sadece çok sıkılıyor olmam :)
Duygu'nun nasıl fiziksel özelliklere sahip olmasını istiyorsan buraya yaz Duygu'yu ilk fikir verenin dediklerine göre yazacağım :)
Teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"YA DA GÖK SENİN YÜZÜNDE"
ChickLitBAŞLIK GEÇİCİDİR SADECE BİR FİKRİM OLMADIĞI VE YÜZYÜZEYKEN KONUŞURUZ ' A BAYILDIĞIM İÇİN BÖYLE BİR ŞEY YAPTIM