hatırlatma...
Zilin çalmasıyla beraber okul kapısına yöneldik ve sınıfın önüne geldik. Sınıfın önündeki kalabalık yeni yeni dağılırken içeri girmek için insanların arasından geçiyordum sınıfa girdim ve yeni gelenlere bakmaya başladım. Tam o anda yıllardır olmasını beklediğim bir şey oldu!
O anda ne hissettiğimi bile hatırlamıyorum. Kalbim hızlı hızlı atıyordu. Terlemeye başladım. Bu sınıf neden bu kadar sıcaktı ki? ellerimi hemen yanıp sönen kolyeme götürdüm ve etrafıma hızlı hızlı bakındım . İşte o! O da hemen boynundaki kolyesini tutup etrafına bakınmaya başladı. Olamaz! Beni görmemesi için hemen sınıftan dışarı attım kendimi. Sınıftan çıktığımda beni görmemiş olması için dua ediyordum. Şu an ne mi oluyordu ? Anlatayım...
2014 Nevşehir Kapadokya
Geldiğimiz bu büyüleyici yeri izlerken yaşlı bir kadının beni çağırdığını gördüm
"Merhaba küçük kız" dedi yaşlı kadın "Merhaba" dedim çekinerek . "Sana bir şey vermek istiyorum çünkü o seni seçti" dediğinde şaşırmıştım. Kim beni seçmişti . Bu kadın neden böyle garip konuşuyordu " Kim beni seçti?" kadın gülümsedi ve parlak gri bir kutudan çok güzel bir kolye çıkardı . Kolye gerçekten büyüleyici bir güzelliğe sahipti. Ve durmadan yanıp sönüyordu. Kolyeyi kadının elinden aldım . "Bu ne işe yarıyor ki?" dedim . Yaşlı kadın bu soruyu bekliyormuş gibi hevesle anlatmaya başladı "Eski bir inanışa göre bu kolyeden yer yüzünde sadece 2 tane varmış . Diğer kolye sahibini çoktan buldu ve aylardır seni bekliyordum. " Kadın bunları söylerken bir yandan da elimden kolyeyi alıp boynuma takıyordu. "Ve de bu kolyenin diğer sahibini yani, gerçek aşkını, illaki bir gün bir yerde bulacaksın. Umarım yakın bir zamanda bulursun güzel kız. İyi şanslar." Kadın kolyeyi boynuma taktığı anda kolye yanıp sönmeyi bıraktı. Kafam çok karışmıştı tanımadığım bu kadından kolyeyi almam hata mıydı ? ya da söyledikleri bir yalandan ibaret miydi ? Bilmiyordum... 10 yaşında bir kız çocuğuydum zaten aklım nasıl bunları düşünmeye yetsindi ki? Annem ve babamın bana seslenmesi ile kadının yanın ayrıldım arkama baktığımda kadın tebessüm ederek bana el sallıyordu.
Allah'ım sonunda! Sonunda buldum onu. Ne saçmalıyordum ki ? Aşık olmadığım birine bir kolye zoruyla mı aşık olacaktım? Ayrıca ben aşık olmanın ne demek olduğunu bile bilmiyordum. Kesinlikle bunu kimseye söylemeyecektim . Yeni gelen çocukla hiç bir alakam olmamalıydı. "Duygu" arkamdan Demir' in sesini duymamla arkamı döndüm. "Bi' sorun mu var ne oldu ?" dedi . Hemen " H-Hayır Demir'im onu nerden çıkardın?" dedim aceleyle. "Nerden mi çıkardım ? , yüzün bembeyaz olmuş . Bir sorun olmadığına emin misin?" "Eminim dedim ya Demir ders başlayacak hadi sınıfa geçelim."
Hemen ondan önce davranıp sınıfa geçtim ve kolyemi çıkarıp cebime koydum. Yeni çocuğa baktım hala etrafına bakınıyordu. Daha sonra hemen yerime oturdum. Kader hoca geldi . Derste çaktırmamaya çalışarak arada sırada o çocuğa bakıyordum . Kader hoca yeni gelen 4 kişiyi kendilerini tanıtmaları için tahtaya çağırdı. İlk başta kız olan başladı "
Selen ben, Selen Çakır. Bu kadar." Bo kodor niye böyle tavırlara giriyordu ki . Neyse şimdi ise sarışın uzun boylu oğlan " Savaş Aksu" Sıra güya gerçek aşıma geldi. "Berk Yılmaz" sonrasında ise yeşil gözlü çocuk "Duman Çelik" Kendilerini tanıtmaları kısa sürmüştü çünkü isimleri dışında bir şey söylemediler! Sırasıyla yerlerine geçtiler . Selen ile Berk yan yana oturuyorlardı. Ve Berk Selen 'nun elini tuttu. Al işte hep yalandı bu gerçek aşk işi falan. Gerçek aşkmış! gördük gerçek aşkı. Bu arada Berk' in fiziksel özelliklerinin nasıl olmasını istiyorsan yaz hoşuma giden bir tanesini yapacağımm :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"YA DA GÖK SENİN YÜZÜNDE"
Romanzi rosa / ChickLitBAŞLIK GEÇİCİDİR SADECE BİR FİKRİM OLMADIĞI VE YÜZYÜZEYKEN KONUŞURUZ ' A BAYILDIĞIM İÇİN BÖYLE BİR ŞEY YAPTIM