-BÖLÜM 4-

51 3 2
                                    

Uyandım, hazırlanıp okula gittim. Okula giderken heyecanlıydım çünkü O'nu görecektim. Farkında olmadan yüzüme aptal bir sırıtış yayıldı. Yürüdüm , yürüdüm sonunda okula geldim. Okula geldiğim gibi nedenini anlamadığım bir şekilde tüm gözler üzerime dikildi. Ne yapmıştım? Bana bakan nefret dolu gözlere aldırmayarak çardağa , bizimkilerim yanına gittim. Esra bana tiksindirici bakışlar attı. Neler oluyordu böyle? Neden herkes garip davranıyordu ? " Ne oldu Esra" diyerek omuzlarından tuttum onu . "Bırak beni pislik, Berk ' den hoşlandığımı bile bile nasıl ona aşkım dedin he!? Hiç mi utanma yok sende , Hiç mi düşünmedin kardeşim üzülecek diye?... Ben seni anlayamıyorum Nasıl kandırdın da Berk 'i  kör kütük aşık ettin kendine?" Ne diyordu bu kız kafayı yemiş olmalıydı . Ben Berk'e neden aşkım diyeyim ki. Berk bana aşık mı olmuştu? Esra ne saçmalıyordu böyle? " Esra ne diyorsun sen?" Esra bir hışımla kollarını çekip okula doğru koşmaya başladı.

Aklım almıyordu ne döndüğünü. Emirle Samet'in yüzüne bakmamla onlarında bana gözlerindeki nefret ateşi ile baktıklarını gördüm. Ağlamak üzereydim. Emir bana hiç onaylamayan gözlerle bakıp " Senden bunu beklemezdim be Kar Kız " Beyaz tenimden dolayı bazen bana böyle hitap ederlerdi. Emir'in yüzüne sorgularcasına baktım. " Neler oluyor Emir ben hiç bir şey yapmadım ki!" Emir alayla karışık ufak bir kahkaha attı "Şimdide suçunu kabullenme bu mu? hiç yakışmıyor sana yalan söylemek." Gözümden bir damla yaş düşmüştü bile. Umutla Samet'e baktım , belki o inanırdı masum olduğuma. "Samet ?" dedim sorarcasına "Buraya kadarmış Kar Kız güzel bir arkadaşlıktı ama keşke Esra'nın canını böylesine acımasızca yakmasaydın." Aklımı yitireceğim şimdi. Esra'nın canını yakmadım ki! Acaba tüm okul bir olup benle dalga mı geçiyorlardı. Umarım öyledir.

Emirle Samet 'de yanımdan kalkıp gidince kendimi yapayalnız hissetmeye başladım . Kalbim ağrıyordu. O sırada telefonum çaldı , Ekranda Demir yazısını görünce rahatladım. İşte Demir'im o her şeyi bana anlatıp sorunları hallederdi. Yani bu zamana kadar hep böyle olmuştu

"- Alo Demir neler oluyor , ben ne yaptım söylesene neden herkes böyle davranıyor?"

"-Ben seni gerçekten iyi bir insan sanıyordum fakat yanılmışım inan bana ne diyeceğimi ve hissedeceğimi bilemiyorum sana karşı, Zaten o yeni çocuğu pek gözüm tutmamıştı bir de sen onla... Neyse Duygu seni üzmek asla istemem ama sanırım üzdüğün gibi üzülmeyi hak ediyorsun, oysa beraber büyüdük nasıl oldu da bu hale geldin .Demek ki gerçek yüzünü sonradan gösterdin bize. Duyduklarıma inanmak istemiyorum ama Duygu Tüm tanıdıklarım bir anda bana yalan söylemez değil mi? Ayrıca şaka yaptıklarını da hiç zannetmiyorum... Keşke öyle olsa."

Ağlamaya iyiden iyiye başlamıştım ne yaptığım hakkında bir fikrim bile yoktu ve birden herkes bana Düşman kesilmişti en yakınım bile... Okulun ortasında hıçkıra hıçkıra ağlarken herkesin gözleri hala benim üstümdeydi.

" Demir-"

lafımı bölmesiyle beraber sustum

"- Duygu bence bir süre görüşmeyelim, konuşmayalım belki yaptığın hatanın farkına varırsın şimdi kapatıyorum kendine iyi bak." 

Ne yapacaktım ben ? kimsem kalmamıştı. O'nu hemen bulmalıydım. Okul merdivenlerinden hızla çıkarken onu gördüm arkadaşlarıyla beraber gülüşüyorlardı. Ben onun yüzünden hüngür hüngür ağlarken onun böylesine gülmesi beynime kan sıçratmıştı. Yanına gittim ve "Berk" diye bağırdım. Arkasını döndü ve bir anda yüzü düştü " Sevgilim ne oldu sana böyle neden ağlıyorsun " dedi ve elime uzandı. Elimi tutmasına izin vermeden "Ne sevgilisinden bahsediyorsun sen be!" Beni kolumdan tutup okulun dışında tenha bir yere sürükledi " Duygu neler oluyor sana?" Delirtecekti beni bu " Bak Berk sakin olacağım ama bana her şeyi anlatacaksın neden arkadaşlarım benden nefret etmeye başladı, Neden okuldakiler böylesine garip davranıyor sürekli seninle benim hakkımda bir şeyle konuşuyorlar Demir bile bana sırtını döndü ve hepsi senin yüz- lafımı dudaklarımın üstüne kapanan sıcak dudakları böldü küçük bir öpücüktü bu, hemen geri çekildi.

Şaşıran gözlerle onun yüzüne baktım yüzümü ellerinin arasına alıp baş parmakları ile göz yaşlarımı sildi " Ağlama " diye fısıldadı. Ne hakla bunları yapıyordu. "Kolyenin sahibinin sen olduğunu biliyorum Duygu" diye yeniden fısıldadı kulağıma tüm bu yaşananlar gerçek olamazdı gitmeliydim buradan. Ne garip bir gündü . Hızla kollarının arasından çıkıp caddeye doğru fırladım o anda gelen arabayı far etmediğim için bana 1500 kilometre hızla çarpan arabanın etkisiyle yere yığıldım.

Yataktan fırladım gördüğüm bu kabusun etkisinden çıkmam epey zaman alacaktı başıma giren ağrıyla olduğum yerde kaldım. Halsizlikle kalkıp aynanın karşısına geçtim yüzüm bembeyaz olmuştu ter içindeydim ve gözlerim kan çanağıydı. Okula da geç kalmıştım başım epey ağrıdığından dolayı annemden ve babamdan izin isteyip bugün okula gitmemeye karar verdim .Sonrasında bu terli vücuda daha fazla dayanamayacağımı anlayıp kendimi ılık suyun altına attım. Duştayken bir yandan ya gördüğüm kabusu düşünüyordum . Berk ve onun kolyesi e tabii birde gamzeleri benim dengemi bozuyordu.

Duştan çıktım ve nevresim takımımı değiştirdim. Kıyafetlerimi giydim ve saçımı kurutup at kuyruğu yaptım . Bizim gruba da bugün gelemeyeceğimi açıklayan bir mesaj attıktan sonra mutfağa indim. Şuan ihtiyacım olan bir kahveydi . Kahvemi elime aldım ve bir film açtım Lady Bird daha sonra salondaki geniş, uzun L koltuğa uzandım ve kendime gelmeye çalıştım



Eveet kısa bir bölüm olduğunun farkındayım fakat bu online derslerin beni pek saldığı söylenemez. 

Sizi birazcık korkutmuş olabilirimm :)

Teşekkürler...

"YA DA GÖK SENİN YÜZÜNDE"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin