Bölüm 1

2.1K 130 144
                                    

"Aşk bundan oluşur: birbirini karşılayan, koruyan ve selamlayan iki yalnızlık. "

*

Zeller kapısını, çizgili boksörüyle ve uykulu bir halde yürüyerek açtı. Will'e baktı. ''Suratın. Tanrım!''

''Girebilir miyim?'' Will, Hannibal'ı Land Rover'da bırakmıştı. Yaptığından ne kadar nefret etse azdı fakat başka bir yolu da yoktu.

''Hastaneye gitmelisin. Eğer gitmediysen? Seni götürebilirim?'' İçeri girmesi için kenara doğru çekildi. Çünkü nazik biriydi, ve Will'e güveniyordu.

Will kapıyı ardından kapattı. Özür dilemeyi düşündü, fakat öyle olsaydı şuan burada olmazdı. Zeller lambayı yakmak için arkasını döndü. ''Neler oldu? Jack beni ve Jimmy'i eve gönderdi.''

Will silahı pantolonunun arkasından çıkardı ve Zeller'in boynuna doğru itti. Zeller'in donduğunu ve nabzının aniden hızlanışını hissetti. "Seni öldürmeyeceğim."

Zeller hareket etmedi. Parmakları hala lambanın tuşlarındaydı. ''Bunu duyduğuma sevindim?'' Sesi titrek çıkmıştı.

''Senin için bir hastam olacak.''

Keskin, kısa bir sessizlik oldu. ''Hannibal, öyle değil mi?''

''Evet. Yardıma ihtiyacı var, sen bir doktorsun.''

Zeller'in elleri açıldı ve sonra yumruklarını sıktı. "Belki onu, öldürüp parçalara bölmediği bir doktor arkadaşına götürebilirsin."

''Diğer seçeneklerim çok daha berbattı. Geriye sen kalıyorsun.'' Alana ve Bedelia kesin sebeplerden ötürü seçeneklerin dışında kalıyorlardı. Chilton derisini tekrar büyütmeye çalışmasa bile Will, Hannibal'ın hayatını, onun için riske atmak istemezdi. Kısaca bir acil durum kliniğini ya da veterineri düşünmüştü ama sonunda, bataklığa batmamış olan insanları kendisiyle birlikte batmaya göz yumamamıştı.

Will, Zeller'i göğsüne ve kollarına sarılmış bir ip sandalyeye bağladı. Ağzını tıkadı, telefon kablosunu kesti ve Zeller'in cep telefonunu arka cebine koydu. ''Birkaç dakikaya geri döneceğim.''

Will kapıya yöneldi, ama Zeller bağırdı, ağzından boğuk bir sesle sandalyeyi ileri geri salladı, bacakları yere yığıldı. Will ciddi olmadığını düşündü, ama geriye baktığında Zeller'in gözlerinde ciddi bir panik, üst dudağında ter ve göğsünde şişkinlik gördü.

''Bağırma.'' diye emretti ve ağzındaki ipi çıkardı. Zeller birkaç saniye göğsü havayla dolup inerken bekledi.

Will ''Ne var?'' dedi.

Zeller bakışları hala yerdeyken, ''Ya geri gelmezsen?''

''Geleceğim.''

''Ya gelmezsen?''

Will duraksadı. ''O halde komşuların tavanlarında dans ettiğin için sana bağırmaya gelirler."

''Aşağıdaki apartmanda kimse yok, boş.''

Will, bir eli denge için sandalyenin ayağına tutundu. Hâlâ sersemlemiş, çiğ ve soğuk hissediyordu. Hannibal'ın uçurumdaki evindeki duşta ısınmak için çok uzun süre kalmıştı ama tek yaptığı yaralarının yeniden kanamasına neden olmak olmuştu. Zeller'in korkusu onu yiyordu. Hannibal'e geri dönmesi gerekiyordu.

''Eğer ağzını tıkamazsam, bana bağırmayacağına dair söz vermen gerek.''

''Söz vermek mi? Sözümü tutacağıma dair bana nasıl güvenebiliyorsun-'' Durdu, ağzı açık, açıkça Will'i uyarmak yerine söz vermesi ve onu tutması gerektiğini düşünmüştü.

two solitudes | hannigram çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin