lisa gunes rahatsiz ediyorsa soyle ☀️🔫
******************
sevgilimle gelmeyi umduğum yerde o olmadan oturup göz yaşlarım bir saniye bile durmadan eyfel'i izliyordum. bulanıklaşan görüntüm önemli değildi, insanların yanımdan geçip giderken bana bakması umurumda değildi, chaeyoung'ın defileye gitmemesi umurumda değildi, jisoo'nun sabahtan beri beni arayıp neden chaeyoung'dan hiçbir haber alamadığımıza dair mesajlar atması umurumda değildi.
ben sadece yorulmuştum.
babam ilk defa annemden başka bir kadınla eve geldiğinde bana iş arkadaşı olduğunu, çalışacaklarını söylemişti. inanmıştım, çocuktum daha. masumdum, aklıma gelecek kötü şeyleri daha bilmiyordum bile.
babam bana lalisa derdi. elimi tutup benimle sokaklarda dolaşırken, parka gidip oyun oynarken bana güzel kızım, lalisa'm derdi. hayrandım ona, her kızın babasına olduğu gibi. ama öğrenmiştim. annemin uzun süredir bildiği bir gerçeği öğrenmiştim. babam annemle evli olduğu halde, ona onu sevdiğini söylediği halde başka kadınlarla da yatıyordu.
annemden sonra evlendiği kadına her zaman sadıktı. onu seviyordu, annemden çok daha fazla seviyordu onu. ona asla anne dememiştim ve o da anlayışla karşılamıştı beni. her gün gidip annemin mezarında annemle konuştuktan sonra eve gidip başka bir kadına anne diyemeyeceğimin o da farkındaydı.
mark. üniversiteye gittiğimde arkadaşlarım sayesinde tanışmıştım onunla. hemen aşık olmamıştım ama hoşlanmıştım. siyah perma saçlarının gözlerinin önüne geldiğini hatırlıyorum, siyah bir pantolonu ve kendisine birkaç beden geniş gömleği üstündeydi.
arkadaşlarımız ve biz bir tatile gittiğimizde ilk defa birbirimize açılmıştık. geceydi, mark ve ben şezlonglara oturmuş sahilden geceyi izliyorduk. güzeldi, onunla her şeyi yapmak çok güzeldi. birbirimizi sevdiğimizi itiraf ederken benim utanmamla gülmüş ve öpmüştü beni. ilk öpücüğüm böyle tatlı bir anda olmuştu.
fakat mark da babamdan farksızdı. beni aldattığını öğrendiğim gün sadece kapanıp ağlamak istemiştim. kurtulamayacağımı düşünmüştüm, içimdeki acı o kadar canımı yakmıştı ki fiziksel bir acıdan çok daha fazlasıydı bu. göz yaşlarımın dahi söndürmeye yetmeyeceği bir şekilde yanıyordu içim.
ama chaeyoung vardı. içimdeki tüm bu acıyı sadece bana sarılarak unutturabilen birisiydi o. bundan şikayetçi değildim çünkü burada aşık olan taraf da bendim. mesela mark beni sevmişti, bunu biliyordum. babam da beni sevmişti bunu da biliyordum ama chaeyoung sadece bir bilinmezdi. daha sevgili olmamızdan zaman bile geçmeden beni o da aldatmıştı. her şeyimi bildiği halde, mark gibi aldatmıştı beni.
sevmek hemen vazgeçilen bir duygu değildi. bir alışkanlıktı ve ben hala chaeyoung'ı seviyordum. beni aldattığını birkaç saat önce öğrendiğim birinden hemen vazgeçemezdim zaten değil mi?
belki sadece aptallıktı bu yaptığım ama ben ona binlerce kez söylediğim halde o benim acı çekmemi ister gibi önce güvenmemi sağlamıştı sonraysa aldatmıştı.
belki de sorun bendim. anne ve babamın ben doğmadan önce çok güzel bir ilişkisi varmış. ben doğduktan sonraysa babam başka kadınlara gitmeye başlamış, annem benim için susmuş. her gece benden farksız ağlarken benim bunu öğrenmemem için susmuş ve ben öğrendiğimdeyse yaşamak için de fazla zamanı kalmamış zaten.
mark'la konuşmaya cesareti kendimde çok zor bulmuştum. korkağın tekiydim ve diyeceği her şeyden çok korkuyordum. bana gelip "seni asla sevmemiştim, seninle sadece eğlendim." deseydi chaeyoung'ı bile görmek istemeyeceğim bir şekilde içime kapanırdım. ama o bana gelmiş ve "lalisa yemin ederim seni çok seviyorum, sarhoşken olan bir şeydi. yanına gittiğimde sadece bir daha olmayacağını söylemek için gittim." demişti. inanmak istememiştim, doğru da olsa yanlış da olsa inanmak istememiştim çünkü chaeyoung'la mutlu olabileceğime inanmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ysl's model [chaelisa]
Fanfictionpark chaeyoung kafasını asistanına takmış bir modeldi. !text-düzyazı