16

1.9K 161 146
                                    

jennie'nin kapısının önünde onunla konuşmak için beklerken kapıyı açtığı an beni görmesiyle tokat atmasını beklemiyordum. acıyla birkaç adım geri gidip yanağımı tutarak yüzümü ona çevirdiğimde sinirle bana bakıyordu.

"pislik birisin chaeyoung."

"jennie dinle-" jennie beni dinlemeyip kapıyı kapattığında vazgeçmemiş ve yeniden kapıyı çalmaya başlamıştım. jisoo ve benden önce lisa'yla konuşmuştu ve bu yüzden benim lisa'yı aldattığımdan emindi. "jennie kapıyı aç!" kapının arkasından bağırdığımda onun da bağırmasını duymuştum. "kendini becer!"

"jennie!" sinirle konuşmamdan sonra jennie kapıyı tekrardan açtı ve sinirle bana bakmaya başladı. minicik haliyle beni dövebileceğini falan sanıyor olmalı ki kolumdan tuttuğunda hareket dahi etmemiştim. "içeri gir aptal. apartmanda kavga etmeyelim." içeri girdiğimde kapıyı arkamdan kapatmış ve ben ona döndüğüm an bana yeniden tokat atmıştı. "kes şunu artık." sinirle konuşmamdan sonra sinirle güldü ve elimi yanağımdan çekti. "lisa'nın ağlayarak beni aramasının bir açıklaması vardır umarım. o sana güvenmişti aptal! onu aldatacak kadar kötü biri misin sen gerçekten chaeyoung? sen onu sevdiğini söyleyerek dolaşıyordun!" cümlelerini toparlamadan bana bağırırken ellerimi onun omuzlarına koydum ve beni dinlemesini sağlamaya çalıştım.

ama o beni dinleyecek gibi değildi ki bana bağırmaya devam ediyordu. "aptal! tüm gece ağladı lisa, biliyor musun bunu? yoksa başka biriyle miydin? aşk acının üstüne iyi gitmiştir."

"jennie saçmalamayı kes artık!" benim sinirle bağırmamdan sonra susmuş ve bana bakmaya başlamıştı. bu kadar sinirlenmemi beklemiyor olacak ki yüzünde şaşkın bir ifade vardı. "hem suçlu hem güçlü."

"aldatmadım lalisa'yı."

"ne oldu? kaybedince mi değere bindi lalisa'n?" söylediği cümleden sonra sinirle ona baktığımda o da meydan okurcasına aynı sinirle bana bakmıştı. "benim için her zaman değerliydi o."

"o yüzden mi aldattın?"

"onu aldatmadım jennie!"

"lisa'nın anlattığı şeylere bakıldığında aksi bir şey görmüyorum ben!" biz birbirimize bağırırken jennie'nin çalan telefonundan sonra susmuş ve onun telefonu cevaplamasını beklemiştim. "efendim jisoo?" jisoo konuşurken jennie ara sıra bana dönüyor ve sinirli sinirli bakıp sonrasında yeniden önüne dönüyordu. "yanımda." telefonu bana uzattığında aldım ve jisoo'yu dinlemeye başladım.

"lisa'nın telefonu hala kapalı. sehun'u aradım belki baekhyun'la konuşmuşlardır diye ama onlar da bir şey bilmiyorlar. bildiğin lisa'nın gitmiş olabileceği bir ev falan var mı?" düşünmeye başladım. mark'la yaşadıkları eve gitmiş olamazdı çünkü mark da oraya giderdi ve lisa'nın onu da görmek isteyeceğini sanmıyordum. babasının yanına gitmiş olabilirdi. "babasının adresini bulabilir misin?"

"hayır chaeyoung polis değilim, ysl ceo'suyum."

"oraya gitmiş olma ihtimali çok yüksek ama." jisoo birkaç saniye sustuğunda benim de telefonumun çalmasıyla jennie çantamdan telefonumu bulmuş ve bana uzatmıştı. arayan kişinin jungkook olması kesinlikle beklediğim bir şey değildi. "jennie'yle konuşmaya devam et, cevaplamam gerek."

telefonu jennie'ye verip jungkook'un aramasını cevapladığımda ben açar açmaz o konuşmuştu. "chaeyoung iyi misin?"

"hayır. neden ki?" benim yorgun sesimden sonra onaylayan birkaç ses çıkarmış ve konuşmuştu. "sen ve asistanın kavga ederken videoya çekilmişsiniz. eyfel'in önünde." derin bir nefes alıp verdiğimde jennie kötü bir şey olduğunu anlayıp hoparlöre aldığı telefonuyla bana bakmaya başlamıştı. "ne oldu?"

ysl's model [chaelisa]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin