4.Bölüm

620 62 13
                                    

Yine aynı rüya.

Daha doğrusu kâbus.

Annemin narin bedeni dev gibi ellerle sarılıp havaya kaldırılıyor ve sivri dişlerle dolu ağza atılıyor.

Bunu görmek istemiyordum. Bunu görmek istemiyordum. Bunu gerçekten görmek istemiyordum ama tanrı beni dinlemedi. Aynı sahneyi tekrar tekrar izletecek kadar zalimdi. Zaten tanrı ne zaman merhametli oldu ki?

Duvarın tanrısı, bizim sözde koruyucumuz... Saçmalıktan başka bir şey değildi.

"Uyan!"

Emir son derece sert ve yalındı. Belki de bu yüzden beni bu korkunç yerden anında sıyırıp alabilmişti. Kanlı sahne yerini sonu gelmez bir karanlığa bırakırken ciğerlerimin nefes alma ihtiyacıyla yandığını hissettim.

Ama nasıl nefes alacağımı o an düşünemedim. 

Boğuluyordum. Ta ki aynı sert ses bana başka bir emir verene kadar.

"Nefes al Eren."

Nefes aldım.

"Nefes ver."

Ve nefesimi verdim. Bu döngü soluk alış verişim düzene girene kadar devam etti.

Sonunda kendime gelebildiğimde çok iyi bildiğim bir odada olduğumu fark ettim. Revirdeydim.

Gözlerim pencereden giren ay ışığının bir sanat eseri gibi gösterdiği adama kilitlendi.

Tabi ya; ona, onunla sevişmek istediğimi söylemiştim. Hayır, ona şart koşmuştum. O da beni eşek sudan gelinceye kadar dövmüştü. Bunu hak etmiştim.

Ama dediğim gibi, o delilik çizgisini çoktan geçmiştim.

"Ne söylediğinin farkında mısın?"

Sesi soğuktu. Ama tahminimden daha sakindi.

"Evet. Eğer benimle yatmazsanız size yardım etmeyeceğim."

Kaptan Levi bir süre sessiz kaldı. Ardından "Eğer yardım etmezsen arkadaşların nasıl bir duruma düşecek bunu biliyor musun?" diye sordu.

Beni tehdit ediyordu. Eğer onlara yardım etmezsem arkadaşlarımı öldürmekle tehdit ediyordu.

Onları da alacaklar. 

Diğer her şeyi aldıkları gibi.

Keskin bir acı kalbime saplanırken görüşüm keskinleşti. Beynimde tehlike çanları çalıyordu. Buradan çıkmalıydım. Buradan bir şekilde çıkıp Armin ve Mikasa'yı almalıydım. Sonra kaçabilirdik. Belki dev formumla onları uzak yerlere götürebilirdim. Ama önce-

"EREN!"

Vücudum ileri geri sarsıldı ve gözlerim perdesiz camdan içeri sızan ay ışığının aydınlattığı bedene odaklandı.

"Düşündüğün şeyler olmayacak. Seni tehdit etmedim. Sadece uyardım. Keşif birliği onları uzun süre koruyamaz." dedi kaptan Levi sakin bir şekilde.

"Bana ihtiyacınız var."

Sesim kısık ve çatlaktı. Umutsuzca bir gerçeğe tutunmaya çalışıyor ve şansımı sonuna kadar zorluyordum.

"Onlardan da benden de kurtulamazsınız. Bu duvarların ardına gitmek için tek şansınız benim."

Kaptan Levi bir şeyi anlamaya çalışıyormuşçasına kaşlarını çatarak süzdü beni. 

"Benimle yatmak istemenin başka bir nedeni var."

Korku hançer gibi düşüncelerime saldırdı.

Biliyor.

"Hayır yok." diye inkâr ettim.

Yüzümde ne gördüğünü bilmiyorum. Tek bildiğim gördüğü şeyin onu dehşete düşürdüğüydü. Gözleri onda daha önce hiç görmediğim bir ifade ile dolmuş, dudakları düz bir çizgi haline gelmişti.

Sessizlik uzunca bir süre aramızda ağlarını ördü. Bunu ilk bozan kişi o oldu.

"Vücudunu titan formundayken düzgün bir şekilde kullanabildiğinde seninle yatacağım." dedi Kaptan Levi ve beni şaşkınlık içinde bırakarak odayı terk etti.

İşte bunu beklememiştim.

Ackerman PsikolojisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin