Başladığınız günü yazarsanız çok mutlu olurum...
***
Okuduktan sonra veya önce yıldıza basıp, beğenerek ya da yorum yaparak destek olabilirsiniz❤️
***
7 Ocak 2012/Berlin/ Saat 04.58
CillianDuvarları rengârenk karikatürlerle bezenmiş olan gece kulübünde, sabahın erken saatlerine yaklaşılmış olmasına rağmen bangır bangır elektro müzik çalmaya devam ediyordu. Üç saat önceki kalabalık belki yoktu ama yine de hatırı sayılır sayıda insan, damarlarındaki alkolün de etkisiyle, müziğe kendilerini kaptırmış bir vaziyette ya pistte ya da oldukları noktada dans ediyordu.
Sıkıntıyla elimi yüzümde gezdirdim. Son içkimi iki saat önce içmiştim ve sonraki saatlerde tükettiğim suyla artık tamamen ayılmıştım. Daha fazla burada durmak istemiyordum. Saatlerimizi geçirdiğimiz bu bar, ayık kafayla, bu saatte çekilecek gibi değildi. Bir an önce odama gidip, hiç değilse öğlene kadar uyuyup, sonrasında geri dönmek için hazırlanmak istiyordum.
Tabi önce Finn'i bulmam lazımdı. Yorgun ve uykusuz gözlerimi loş ortamda gezdirerek onu aramaya başladım. Barın hemen sağında yer alan fazlaca geniş kolona ellerini dayamış, başı öne eğikti. "Ah Finn, ah!" Bulunduğum bar taburesinden kalkıp yanımda bulunan birkaç kişiyle vedalaştım ve adımlarımı sıklaştırıp Finn'e ulaştım.
"Hey Finn, hadi dostum."
Müziği bastırmak için normalden daha yüksek sesli konuşmuştum ama bu bile Finn'in kendisi ile kolon arasına sıkıştırdığı kadının dudaklarını ve vücudunu keşfetmeyi bırakmasına engel olmamıştı. Kısa bir süre daha bekledim ve daha fazla dayanamayıp belki de bu geceki üçüncü olduğunu düşündüğüm kadının üstünden Finn'i çektim."Siktir git!"
En yakın arkadaşım ve ortağım olmasa benimle böyle konuştuğu için ağzını burnunu zevkle patlatır, Berlin sokaklarında kimsenin bulamayacağı yerlere parçalarını serpiştirirdim. Ama benimle bu şekilde konuşmaya tek izni olan kişiydi ve o da bunun fazlasıyla farkındaydı.
Eliyle elimi itmek için hamle yaptığında elini tutup, kolunu arkasında kilitledim. Başka şansı olmadığını bildiğinden kızı bırakmak zorunda kalmıştı. Zaten tipi de değildi. Kolunu bırakmadan Finn'i önüme aldım ve "Yürü," dedim. Birkaç adımdan sonra kıza dönmeyeceğine emin olunca kolunu bıraktım ve hızlanarak onu geçtim.
"Hadi dostum. Saat sabaha karşı beş. Uyumak istiyorum ve sonra da hazırlanmamız lazım."
Berlin'deki son gecemizdi. Üç gece önce hem kendi işimiz hem de babamın birkaç işi için gelmiştik. Sabah, öğle veya akşam. Bizim gibiler için iş saati yoktu. Hatta geceleri daha rahattık. Bu bara da iş için gelmiştik. Babamın emrivakileri. Ve sonra iş, Finn için zevke dönüşmüştü. Kaçınılmaz son.
Finn küfürler savura savura arkamdan geliyordu. Kapıdan çıkıp buz gibi Berlin sokağına adım attım. Gece kulübünde çalan müzik, kapının kapanmasıyla içeriye hapsoldu. İşte o zaman sessizliği memnuniyetle karşılayıp soğuk ve temiz havayı ciğerlerime doldurdum. Hafif hafif ve sakince kar atıştırıyordu. Siyah deri ceketimin yakalarını kulaklarıma kadar kaldırıp nafile bir çabayla kendimi ısıtmaya çalıştım. Finn'in de hazır olduğundan emin olduktan sonra, o arkamda ben önde, yaklaşık yirmi dakikalık mesafedeki otelimize doğru hızlı adımlarla yürümeye başladık.
Gece kulüplerinin bulunduğu sokağı bitirip sağa döndük ve sokakta tek tük yer alan barların önünden yürümeye devam ettik. Sokakta bizden başka kimse yoktu. Belli ki çoğu kişi geceyi sonlandırmıştı. Haklılardı da. Bugün cumaydı; yani iş ve okul günüydü. Barlarda bu saate kadar kalanlar da ya işsiz olan tayfaydı ya da üniversiteli gençlerin bir kısmıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İrlandalı
RomanceWattpadRomanceTR Aksiyon/ Macera listesindedir❤️ Kehanetlere inanır mısınız? Sabahın erken saatlerindeki boş sokakta kadının sesi yankılandı "......bugün Londra'ya dönersen, kaderindeki kızla, olması gerektiği zamandan önce karşılaşacaksın. Karşılaş...