Elif duyduklarıyla olduğu yerde kalmıştı. Sema daha 15 yaşındaydı. Okuyacaktı. Meslek sahibi olacaktı . Evlenmek için çok küçüktü.
Bir anda babasına dönüp " Bana yaptığın şeyi beni sevmemene bağlamıştım ama görüyorum ki sen bana değil bütün kızlarına düşmanmışsın. Sema daha çok küçük nasıl onu evlendirmeyi düşünürsün?" diye çıkıştı.
"Ben diyeceğimi dedim . Ya Yağız'la evlenirsin yada Sema'yı evlendiririm." dedi babası.
Elif bir an durdu. Bu kadar vicdansız bir babaya sahip olacak ne yaptım diye düşündü. Sonra babasına dönüp " Tamam evlenicem ama bir şartla. Sakın bir daha Sema'yı evlendirmeyi düşünme hele de sevmediği biriyle."dedi ve kapıyı çarpıp konaktaki odasına gitti.
Odaya girdiğinde eski günlerini hatırladı. Bıraktığı gibi duruyordu oda. Yatağa oturdu ve çocukken ki anılarını hatırladı. Annesiyle , Sema'yla ne güzel anıları vardı bu konakta. Ama babasıyla yoktu.
Oldum olası soğuktu babası ona karşı. Gerçi o hep öyle zannederdi. Oysa babası hep kızlarına karşı soğuktu. Ne kadar soğuk olsa da Elif uzaktan uzağa severdi babasını. O minicik kalbinde onu affeder, ona karşı sevgi beslerdi. Şimdi ise o sevginin yerini koca bir boşluk almıştı.
Eline bir damla yaş düşünce Elif ağladığını farketti. O adam yüzünden ağlamak istemiyordu artık. Hemen göz yaşlarını sildi ve odanın konağın bahçesine bakan balkonuna çıktı.
Konakta özlediğin bir yer var mı diye sorsalar hiç şüphesiz bu balkonu söylerdi. Onun için bir sığınak gibiydi burası . Ne zaman canı sıkılsa bu balkona çıkıp temiz hava alıp rahatlardı. Ama bugün içindeki sıkıntı o kadar büyüktü ki burası bile rahatlatamamıştı onu.
En son bu balkona çıktığı zamanı düşündü. İki yıl önce aşık olduğu zaman çıkmıştı bu balkona. O günden sonrada çıkmamıştı.
Bir düğünde görmüştü ilk aşkını. Görür görmezde vurulmuştu masmavi gözlerine .Okuldan arkadaşı Ramazan'ın kuzeniymiş . Bunu sonradan arkadaşı Berivan'dan öğrenmişti. O günden bir hafta sonrada evleneceği haberini almıştı.
Yıkılmıştı adeta. İlk aşkı daha başlamadan son bulmuştu. O da kendini bu balkonda teselli etmişti. Bu balkon şahit olmuştu en büyük acısına ve bugün aslında o gün yaşadığı acılara bir yenisi eklenirken yine bu balkon şahit oluyordu ona.
Daldığı düşüncelerden kapıdan gelen tıkırtıyla ayrıldı. "Gel" diye seslenmesiyle beraber odaya annesi girdi. Başı eğikti. Elif onu görünce konaktan ayrılırken ki konuşmalarını hatırladı. Elif'e karşı kendi çocuğu bile olmayan birini savunmuştu. Hala kızgındı ona karşı. Bir şey demeden annesinin konuşmasını bekledi.
Uzun süren sessizlik sonunda annesi konuşmaya başladı. " Kızım evlenmeyi kabul etmişsin. Sen en doğru kararı verdin kuzum. Eğer sen evlenmesen abini öldürmeye kalkacaklardı. Bilmez misin baban izin vermez Sema'yı yakacaktı sırf o yılan kadının oğlu için. Bana kızgınsın biliyorum ama hep sizi düşünüyorum."dedi ve Elif'in tepki vermesini bekledi.
Elif olanları düşündü. Annesinin olacakları önceden tahmin ettiğini ve haklı da çıktığı anladı ve daha fazla dayanamadan annesine sarılıp ağlamaya başladı.
"Ben okuyacaktım anne. Doktor olabilmek için ne kadar çalıştığımı sen de biliyorsun. Bir anda evleneceksin dediler olacakları düşünemedim. Seni de üzdüm özür dilerim."dedi.
Annesi de kızına sarılıp avutmaya çalıştı. "Ben seni bilirim Elif'im kardeşin için canını bile verirsin. İnan bende üzülüyorum ama yapacak bişey yok. Ya Sema ya sen başka çaremiz yok."dedi.
"Tamam annem daha fazla üzülme. Ben dayanırım biliyorum. Başka da çarem yok zaten. Sen yeter ki üzülme."deyip annesini öptü.
Annesine bakınca bişey demek istediğini ama bir türlü söyleyemeyip kıvrandığını gördü.
"Ne söyleyeceksin anne? Hadi kıvranma söyle bana."dedi Elif.Annesi ona dönüp " Baban Dilşat ağalara haber gönderdi kızım. Bu akşam gelecekler seni istemeye."dedi.
Şaşırmamıştı Elif. Bu saatten sonra her şeyi beklerdi o babası olacak adamdan. İstemeye istemeye kafasını salladı ve " Gelsinler annem. Elbet geleceklerdi bugün yarın ne farkeder?"dedi.
" Sen hazırlan kızım . Misafirleri böyle karşılama.Ne kadar istemesende onlar misafir. Ayıp olmasın."dedi ve odadan çıktı annesi.
Tek kalmıştı yine odada. Dolabına gidip uygun bir kıyafet aradı. Çok özenmeyi düşünmüyordu zaten. Çok paspal görünmesin ona yeterdi. Dolaptan her zaman giydiği elbiselerden olan bordo elbiseyi çıkardı.
Duşa girip bedenini rahatlattıktan sonra aynanın karşısına geçti ve saçını arkadan topladı. Yüzüne bakınca iki gündür yaşadığı stres yüzünden yüzünün çöktüğünü farketti ve hafif bir makyaj yapmaya karar verdi. Normalde makyaj yapmayı sevmeyen biriydi.
Makyajını tamamlayan Elif elbiseyi de üzerine giyip beklemeye başladı. Dışarıda olan hareketlenmeyle beraber misafirlerin geldiğini ve artık çıkması gerektiğini anladı.
Aşağı doğru inince ev halkının hepsinin bahçede toplandığını gördü. Herkes misafirleri karşılamak için yanyana dizilmişti. Bu hallerini gören Elif'in severek biriyle evlenecek olduğunu düşünebilirdi.
Elif aile fertlerini umursamadan kapıya yaklaştı ve kapı çalınca açtı. İçeri giren ilk kişi Dilşat ağaydı. Onun peşinden karısı ,genç bir kadın daha ve genç bir adam girdi. Galiba genç adam Dilşat ağanın büyük oğluydu ve ondan önce giren genç kadında eşi olmalıydı.
Onlardan sonra ise damat bey göründü.Elif utanıp yüzüne bakamadı. Eline tutuşturulan çiçek ve çikolata ile kafasını kaldırdı. Çatılmış kaşlarla ve sinirli bir yüzle karşılaşmayı bekliyordu ama ona bakan adam sadece sinirli değil ayrıca tiksinir gibi bakıyordu.
Elif bu durumdam memnun olup bende onu sevmiyorum nasıl olsa işime gelir diye düşündü.Yağız içeri geçince onun arkasından birinin daha geldiğini farketti. Arkasındaki adama bakmasıyla şok geçirdi. Bu hastanede ona yardım eden deli adamdı. Peki burda ne işi vardı?..
Merhabalar. Bölüm geç geldi farkındayım ama derslerden dolayı yetişemiyorum. Beğenip yorum yaparsanız çok mutlu olurum 😁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİF
Teen FictionElif; henüz başına geleceklerden haberi olmayan ,18 yaşında, güzel mi güzel, neşeli mi neşeli bir genç kız. Nerden bilebilirdi ki anneleri bile bir olmayan, abisi yerine koymadığı adamın bir kız kaçıracağını ve bedelini kendisine ödeteceklerini...