''Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin;ama sonunda sevgi başka bir surette geri dönecek.''
GÜNÜMÜZ
Sabah alarmın sesi ile uyandım,şirkete gitmem gerektiğini aklıma geldi hemen yatağımdan doğruldum.Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım sonra gardırop'un önüne geldiğim zaman diz kapaklarıma kadar gelen siyah düz bir elbise seçip ayakabı olarak kırmızı bir stiletto seçtim,saçlarımı ise sıkı bir at kuyruğu yaptım makyaj olarak ise sade bir makyaj yaptım.
Aynadan kendime baktığımda hazırdım,hemen aşağıya indim halam çoktan uyanmış beni bekliyordu.
''Ahh! benim güzeller güzeli yeğenim. Ne kadar da güzel olmuşsun sen böyle.''
''Canım halacım benim çok teşekkür ederim.ben şimdi şirkete gidiyorum öğle arasında Ahu ile buluşacağım saat 5'te evde olacağım merak etme,deyip yanaklarından öptüm.''
Şoför beni şirketin kapısına bıraktı ve gitti. Başımı yukarıya kaldırıp şirkete baktım,artık benim şirketim olmuştu zor olacaktı belki de ama buna mecburdum ailemden kalan son yadigarı tanımadığım bir Kandemir bozuntusuna bırakmayacağım.
Derin bir iç çekip şirkete doğru adım attım. Asansöre geldiğim zaman burada ki çocukluk anılarım aklıma geldi ve gözümden istemsizce bir damla yaş aktı hemen elimin tersi ile göz yaşımı sildim.
Artık ağlamak yok her şey çok güzel olacak.
Asansörden inip babamın odasına doğru yürümeye başladım kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişi ile afalladım.
Karşımda sarışın uzun boylu renkli gözlü çocukla göz göze geldim hemen ona dönüp;
''Siz kimsiniz babamın odasında ne arıyorsunuz.'' istemeden sesim sert çıkmıştı.
''Ooo merhaba küçük hanım sizi Mehmet Demircioğlu'nun kızı Eylül Lavin Demircioğlu olmalısın. Nerede kaldınız küçük hanım sizi beklemekten ağaç oldum yeşermesini bekliyordum.''
Üslubu,komik olmayan esprileri ve mimikleri hoşuma gitmeyen bu adamı daha fazla burada babamın koltuğunda tutamazdım. Çantamı koltuğun üzerine koyup ismini bilmediğim şu çocuğa dönüp;
''Bakın ben sizi tanımıyorum burada bulunma amacınız babamın sizi bu şirkete alması ile oldu,fark ettiyseniz ailemi yeni kayıp ettim ve hemen şirketin başına geçme mi beklemeyin lütfen. Ayrıca siz kim oluyorsunuz da babamın odasına gelip onun koltuğunda oturuyorsunuz?''
''Ahh küçük hanım bir Kandemir varisi olarak Emre Kandemir burada bulunmasaydım şuan böyle bir şirket olmayacaktı anlatabiliyor muyum?''
İçimden bu adamı buradan göndermek için elimden gelen her şeyi yapacaktım..
''Bakın Emre bey siz bu şirketin sadece %25 bir kısmı ile bulunuyorsun burayı sizin yeriniz gibi kulanamazsınız. Çok istiyorsanız milyon tane oda var onlardan birine gidin ama bu odaya bir daha sakın ama sakın girmeyin.''
''Merak etme yakın da bu şirketin hepsi bir Kandemir'e ait olacak.''
''Ahh Emre bey hayal dünyanız çok genişmiş gerçekten'' fark ettiyseniz deyip yutkundum...
''Evet fark ettiysem ne?''
Bana doğru gelmeye başladı.
Daha yüksek bir ses tonu ile ''farkındaysanız babam artık yok ve bu ne demek oluyor sizin tabiriniz ile Demircioğlu şirketinin tek varis'i olarak %25 hissemin tamamını alabilirim.''