Bölüm 3

81 46 148
                                    

''Kırılan her nesnenin tıbben bir telafisi olsaydı,elimizden kayıp yere düşen bir bardağı tedavi için hastaneye götürürdük.''

5 YIL ÖNCE

Üzerimi giyip aşağıya indim babam her zaman ki gibi elinde gazetesi bir şeyler okuyor,annem ise pür dikkat kahvaltısına odaklanmıştı.

''Günaydın benim güzel ailem.''

''Günaydın meleğimiz.''

Önce babamı ardından da annemi öptüm ve masadaki yerime geçip kahvaltımı yapmaya başladım,Sessizliği bozan babam olmuştu.

''Eylül kızım ne yapacaksın bugün okula gidecek misin?''

''Evet baba bugün iki dersim var bu moda tasarımı sandığım kadar kolay olmayacak sanırım ama ondan önce Ahu ile buluşacağım sonra okula giderim.''

''Tamam kızım dikkat et olur mu ehliyetin yeni sonuçta.''

''Mehmet benim kızım her gayet güzel araba kulanıyor bir kere,bakma kızım sen babana rahat ol olur mu?''

''Ben ne dedim ki şimdi Aslı?''

''Tamam babacım endişeni anlıyorum merak etme her şey kontrolüm altında.''

Kahvaltılar edildi annem ve babam şirkete geçtiler,benimde saat 13:50 dersim vardı ama ondan önce Ahu ile buluşmam gerek hemen telefonumu elime alıp mesaj yazdım.

''Ahu bugün evden erken çıkacağım her zaman ki buluştuğumuz yerde buluşmaya ne dersin?''

Telefonumu bırakmam ile gelen bildirim sesi beni tekrar telefonuma yönlendirdi.

''Tabi ki de ben birazdan çıkarım sende çok geç kalma. :)''

Evet bu işte tamamdı şimdi sadece yapmam gereken şey bugün ki 2 dersim için bir kaç evrak almak zaten onları arabada bıraka bilirdim. 

Siyah benim bu dünya da sevdiğim en güzel renklerden biriydi,herkese göre siyah kötü ve karamsar bir renk ama benim için bir yeşil,pembe,mor yada maviden farkı yoktu.

Dolabımın içi resmen siyah beyaz'dan ibaretti,ama olsun ben bu şekilde mutluyum.Hemen altıma beyaz pantolonumu üzerine ise siyah üzerinde ''If there is no past, there is no future in it.''yani Geçmişin yok ise geleceğinde yoktur. yazılı bir sweatımı giydim.

Her zaman ki saçlarımı açık bırakıp makyaj olarak herhangi bir şey yapmadım çünkü makyaj yapınca kusurlarımızın sadece %50 bir kısımını kapatıyorduk oysa doğal olmak her şeyin en iyisiydi.

Evde fazlasıyla oyalandığım'ı düşündüğüm için hemen yan sehpada ki arabamın anahtarını alıp evden garaja doğru yürümeye başladım.

Yaklaşık kırk beş dakikanın ardından okula yakın olan cafe'ye geldim,biz her zaman Ahu ile birlikte bu cafe'ye geliriz.Arabayı boş bir yere park ettim ve içeriye girdim tabi ki her zaman ki gibi geç kalmıştım Ahu çoktan gelmiş beni bekliyordu.

''Ohh be hele şükür Eylül ya nerede kaldın?''

''Anca gelebildim Ahu ne yapabilirim.''

''Neyse tamam senin geç geleceğini bildiğim için kahveleri hemen söyledim.''

''Ahh benim düşünceli arkadaşım çok sağol.''

 Çantamı  sandalyenin ucuma yerleştirirken Ahu'ya;

''Anlat bakalım Kuzey  ile neler oldu?''

''Bilmiyorum ki Eylül gitti beni terk etti resmen istemiyorum artık yurt dışına gidiyorum seni her zaman sevdim ve seveceğim kendine iyi bak dedi ve gitti.''

''Nasıl yani aramadın mı peki sen?''

''Aradım ama tüm sosyal medya hesaplarını kapatmış hattını değiştirmiş,anlamıyorum ki neler oluyor.''

''Ağlama Ahu lütfen kendine bunu yapma bu hayata yaşam ve ölüm nasıl var ise sevmek sevilmek ve terk edilmekte o kadar normal,sadece bu süreçte sabırlı olman gerek kendine acı çektirerek ne gideni geri getirebilirsin neden sen gidebilirsin.Lütfen ağlama sen böyle bir kız değilsin.''

''Eylül iyi ki sen yanımdasın lütfen sen de gitme olur mu?''

''Saçmalama Ahu ben buradayım her koşulda senin yanındayım bunu unutma tamamı benim sarı civcivim.''

Ahu ile biraz daha konuştuktan sonra sandalye ile yanımıza oturan birini gördüm kafamı o tarafa çevirdiğim zaman Emreyi görmem ile affaladım.

''Senin burada ne işin var Emre?''

''Beni dinle artık Lavin yeter ya bir kere dinle sadece.''

''Neyi dinleyeyim beni nasıl aldattığını mı yoksa çocuk gibi duygularımı kullandığını mı? neyi dinleme mi istiyorsun Emre ha neyi? bak bizim hikayemiz aslında çok kısa ben sevdim sen oynadın,hatırlıyor musun eskiden senin ile kim daha çok seviyor oynuyorduk ben kazandım Emre ben.Sen her şeyini kayıp ettin.''

''Lavin git-m...''

Emre'ye son kez baktım ve  ''Gitme diyemezsin için gider.''

Göz yaşlarıma engel olamadım ve Ahu'ya dönüp ''bugün ki derslere gelmeyeceğim Ahu yarın bize gelirsin konuşuruz hoçakal.''

Çanta mı aldığım gibi cafeden çıktım,evet Emreyi çok seviyordum ama o benim hayatımın yanlışıydı.Arabaya geldiğim zaman sinirle bindim emniyet kemerimi takmadan yola çıktım nereye gideceğimi bilmeden sürmeye başladım.

Gözyaşlarım dinmek bilmiyordu. Neden ya 1 yıldır yoktun tam unuttum derken neden çıkıp geliyorsun ki sen neden, direksiyona vurmaya başladım.

Vee o ses...

Ruhum bedenimden ayrılacak gibi..

Etrafımda çığlık ambulans siren sesleri...

Sesler kesiliyor sadece siyah bir boşluktayım..

Vee her şey buraya kadar...

Evet arkadaşlar bu geçmişe gittiğimiz ilk bölüm umarım beğenirsiniz diğer bölüm en kısa sürede gelecek.Sevgi ile kalın:)

01.12.2020 







Bir İz Bırak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin