Bölüm 6

1.9K 107 5
                                    

Fatma ağlıyordu günlerdir dinmiyordu gözyaşları.evladına bir şey olacak korkusuyla gözüne uyku girmiyordu bir türlü. Aklı fikri hep oğlundaydı.

"Ağlama artık oğlun ölmüş gibi ne ağlıyorsun fatma"dedi Ömer.

"Ah nasıl ağlamayım ben? İçim yanıyor içim. Bu yaşa getirdim gözümden sakındım ben Elvatlarımı, başımıza gelene bak oğlumun canını almak için her yerde arıyorlar şimdi."

"Ağlama artık kaç gündür tükettin kendini. Yarın olsun bir daha haber yollarız inşallah barışmayı kabul ederlerde selamete çıkarız"

"Amin inşallah" dedi Fatma gözyaşlarını silerken.

Yataklarına girip uyumaya çalıştı karı koca, gece saat üçe doğru daldılar uykuya. Sabahın ilk ışıklarıyla bağırış sesiyle sıçradılar uykudan.

Ömer telefonunu alıp saate baktı daha sabahın körüydü. Kapının çalma sesi devam ederken hızlıca giyinip çıktılar odadan. Halil yastığın altındaki silahı kaptığı gibi fırladı dışarı.

"Oğlum çıkma yavrum"

Halil arkasından korkuyla bağıran annesini duymadı bile. Kapıyı açtığı gibi alnına siyah dayandı. Aynı anda oda silahını karşısındaki adamın göğsüne bastırdı.

Halil tanımıyordu ama ona silah doğrultan kişi Esranın Abisi Cengiz'di
Günlerdir gözüne uyku girmeyen Cengizin gözlerinden alev çıkacaktı neredeyse. Öyle büyük bir nefret vardıki içinde Esranında İbrahiminde kanını dökmeden içi soğumayacaktı.

"İndir o silahı yoksa ananın babanın canını alırım gözlerinin önünde"

Halil başını çevirip baktığında başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu. Bilal babasına silahı doğrultmuştu. Esranın amca çocuklarıda silahlanıp abileriyle gelmişlerdi. Neredeyse on beş kişi vardı Halil bir başınaydı karşılarında.

"Anamı babamı karıştırmayın! Onlar böyle olsun istermiydi? Sizin gibi onlarda perişan oldu" dedi Halil Bilale bakarak.

Cengiz dişlerinin arasından konuştu"beynini patlatmadan indir şu silahı"

Halil anne ve babasına baktı, sessizce ağlayan annesinin gözlerindeki korkunun tarifi yoktu. Yavaşça indirdi elindeki silahı aynı anda suratına inen yumrukla geriye doğru savruldu.
Annesinin feryadı doldurdu kulaklarını.

"Bırakın oğlumu! Hiçmi Allah korkusu yok sizde. Halil yavrum bırakın oğlumu. Allah rızası için bırakın yavrumu"

Fatmanın feryadı kimsenin umrunda olmuyordu bile. Onların aklında fikrinde bir tek Esra ve İbrahimin canını almak vardı.

"Söyle nerdeler lan söyle"
Cengiz ard arda Halile vururken tek kelime dahi etmedi Halil. Ölse dahi abisinin nerde olduğunu söylemezdi.

Kan revan içinde kalan Halil konuşmayınca anne ve babasını sürükleyerek çıkardılar bahçeye "yakın lan evi yakın"diye bağırdı Cihan.

Amca oğulları evi ateşe verirken Fatma ve Ömer yalvarıyordu. Halil ayağa kalkamıyordu artık yığılıp kalmıştı. 

"Yapmayın Allah aşkına siz nasıl insanlarsınız hiçmi Allah korkusu yok sizde"

Mahalleli toplanmış uzaktan izliyordu korkudan kimse yaklaşamıyordu bile.
Cihana gelen telefonun ardından Cihan kardeşlerinin yanına ilerledi.
"Yürüyün haydi mersinde saklanıyorlarmış" üç kareş alevler içinde bıraktıkları eve son kez bakıp topladılar kuzenlerini, Giderken mahalleliyi tehtit etmeyide ihmal etmediler.

Ömer ile Fatma yanan evlerini zerre düşünmüyorlardı bile. Kışın ayazında sokakta kalmışlardı, artık oturacak ne ev kalmıştı ortada nede kullanılacak eşya. Tek korkuları İbrahim idi.

Evdeki beyaz eşyaların patlama sesi doldurıyordu kulaklarını. Mahallenin yardımıyla Halili çıkardılar yola su getirdiler hemen. Mahallede kim var kim yoksa yardıma koşmuşlardı. İtfayeler alevleri söndürmeye çalışırken komşuları Halili hastaneye götürmüşlerdi.

Ömer o telaşla ne yapacağını şaşırmıştı bir yanda ayılıp bayılan karısı diğer yanda hastaneye götürülen oğlu. Biraz kendine gelince hemen İbrihimi aradı. Defalarca oğlunu aramıştı ama bir türlü İbrahim telefonu açmamıştı.
Evladını kaybetme korkusu düşmüştü yüreğine. Titreyen elleriyle sıkıca tutuyordu telefonu.

Bir kez daha aradı ve sonunda İbrahim açtı telefonu.

"Efendim Baba"

Oğlunun sesini duyunca içi rahatlamıştı Ömerin.
Başlarına gelen olayı anlatıp oğlunu üzmek istemiyordu.

"Buldular sizi çıkın ordan oğlum hemen çıkın" dedi zorlukla nefes alıp veriyordu. İbrahim şok olmuştu cevap bile veremedi Babasına.

Ömer endişeyle tekrar konuştu "Sizi öldürmeden rahat etmeyecek bunlar kızı al kaçın hemen"

*****
Üç araba arka arkaya durdular evin önünde, bacadan çıkan dumanı görünce burada olduklarını anladılar ve hızla çevirdiler evin etrafını.

Cihan Cengiz ve Bilal silahlarını sıkıca kavramışlardı. Kana susamış gibi dikildiler kapının önüne.

Evin dört etrafını sardıklarından emin olduktan sonra Bilal kapıyı çaldı. İçeriden ses seda gelmiyordu bir kaç kez daha kapıyı tıklattı.

"Açın lan kapıyı" diye bağırdı Cihan.

Üç kardeş birbirine baktı Cengiz başını aşağı yukarı sallayınca Bilal kapının kilidine iki el ateş edip açtı kapıyı. Artık kaçabilecek yerleri yoktu. Kıskıvrak yakalamışlardı onları. Bir yanları öfke ateşiyle yanıp kavrulurken diğer yanları ise onları buldukları için seviniyordu...

Bölüm sonu

Kısa bir bölüm oldu canlarım yarın yeni bölüm yayınlamaya çalışacağım inşallah.

Görüşmek üzere:)


KARA SEVDAM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin