Bölüm 11 FİNAL

3.5K 145 31
                                    


Kış geldi yüreğime bahar kokulum yağmur kokuyor her yer,
Ben sana hasret.

Güneş hergün doğuyor,
Gün bitiyor,
yüreğim zifiri karanlık,
Ben sana hasret.

Sevenler kavuşuyor bak,
İnsanlar el ele,
Ben sana hasret.

Ömür bitiyor bahar kokulum,
Ben her an ölüyorum,
Yüreğim feryat figan,
Ben hala sana hasret.

Ben hep sana hasret...

****

İbrahimi toprağın bağrında bırakalı 10 gün olmuştu.

Artık hiç bir şey, hiç kimse eskisi gibi değildi. Kimsenin ağzından tek kelime çıkmıyordu ne Esranın nede annesinin eli yemek yapmaya varmıyordu. Yas vardı o evde, ölüm vardı o evde.

Sadece İbrahim in değil Esranın da ölümüydü bu...

19 yaşındaki genç kadının ruhu çekilmiş gibiydi. Yüzü sararmış kilo vermişti.

Nasıl bir acıydı bu?
Yürek dayanmıyordu...
İçinde yanan o ateş sönmek bilmiyordu bağrı yanıyordu.
Ah bir kalbini göstere bilseydi
Dağlar yıkılırdı acısını görünce.

Alışamıyordu nasıl alışabilirdiki
Nasıl kabullene bilirdi. Hala sevdiği adamın sesi kulaklarını dolduruyordu. Akşam olunca camın kenarına geçip kocasını bekliyordu.
Sanki çıkıp gelecekti her akşam olduğu gibi "gül yüzlüm"diyip sarılacaktı kapıyı açan karısına.

İbrahimin katilleri hakkettikleri cezayı almamıştı bu daha çok yakıyordu ailenin içini.

İsmail öz amcasının oğlunun ölümüne sebep olmuştu ama hala ortalıkta geziniyordu hiç kimse bilmiyordu onun böyle bir kalleşlik yaptığını.

Halil abisinin intikamını almak için gidebilecekleri her yere bakıyordu ama bulamıyordu.

Anne ve babası intikam istemiyordu bir oğulları kalmıştı onuda kaybetmek istemiyorlardı.
Halil intikam peşine düşerse ya canından olacaktı yada hapiste geçirecekti kalan ömrünü.

10. Gün Babası işinin başına geçti yine birinin çalışıp eve bakması gerekiyordu. Esra ve annesi yalnız kalmışlardı evde.

Esra İbrahime ördüğü siyah atkıyı yastığının altından alıp her gün olduğu gibi kokladı, sarıldı.

Hala sevdiğinin kokusu vardı atkıda.
Resimlerine bakıyordu kendi kendine konuşuyordu sürekli.

"Niye gittin İbrahim? Niye bıraktın beni? Dayanamıyorum ben"

Atkıya sarılıp ağlıyordu gözyaşlarıyla atkı ıslanırken o sevdiğinin kokusunu çekiyordu içine.

Onu hayata bağlamaya bebeği bile yetmiyordu. Hiç bir sebebi yoktu yaşamak için. Böyle hayal etmemişlerdiki oğulları doğacaktı büyüteceklerdi askere göndecereklerdi oğlunu uğurladıktan sonra kocasının kollarında tesseli edecekti kendini.

İzin vermemişlerdi, ciğerini söke söke almışlardı her şeyini elinden.

Bakamıyordu İbrahimin ailesinin yüzüne kendini suçluyordu. Onun yüzünden, onun uğursuz sevdası yüzünden kıymışlardı İbrahime.

Oda gidecekti kurtulacaktı bu azaptan bu utançtan. Odadan çıkıp annesine baktı öğlen namazını kılıyordu. Son kez baktı içinden af dileyerek. Odaya geri döndü kapıyı kapatıp kilitledi ve biraz yukarıda olan sürgüyüde çekti.

Kilit sesini duyan annesin içi ürperdi namazını bozamadı. Duaları hızlıca okurken Esra atkıyı çoktan bağlamıştı.
Annesi namazını bitirince hemen kalktı seccadenin üzerinden. Kapıyı çaldı.

KARA SEVDAM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin