Merhaba ben Derin.Sıradan bir hayatım var yani demem o ki anlatacak fazla bir şey yok.Ailem benim üniversite eğitimimi yırtdışında yapmamı istiyor.Aslında bende istemiyor değilim.İşte bu yüzden yarın Avustralya'ya gidiyorum.Annemin üniversiteden beri yakın arkadaşı olan Mine ablanın yanına.Mevsim yaz ve tatili1,2 ay yurtdışında geçirmek fena olmaz.
Perdenin arasından gelen ışığın gözüme çarpmasıyla uyandım.Hemen kalkıp banyoya gittim ve ılık bir duş aldım.Su ayılmama yardımcı olmuştu.Altıma kot bir şort üstüme beyaz salaş bir tişört giydikten sonra ayağıma beyaz Air Max'lerimi geçirdim.Saçım biraz nemli ve dalgalıydı.Doğal olduğunu düşünüp kahvaltıya indim.Annemin yanağına ıslak bir öpücük bıraktıktandan sonra babamın yanına gidip onuda öptüm.Babam kahvaltı sırasında sessizliği bozdu ve konuşmaya başladı .
"Derin, kızım biliyosun uçağın 10:00'da.İndikten sonra seni Mine ablanın oğlu Luke karşılayacak."
Mine ablanın oğlumu varmış.Yakışıklımı acaba allaağm.Yabancı işte kesin yakışıklıdır.Yani öyle oluyor genellikle hep Tumblr'da görüp görüp özeniyoruz.Bunları düşünürken babama cevap verdim.
"Peki babacım."dedim ve annem lafa girdi.
"Bak kızım sen bilmiyosun oraları dikkat et annem.Bide hepsi yabancı allahtan ingilizcen var.Aklım kalmasın bak haftada bir kez ara biliyorum çok yazıyor oralardan."
Annemin kafasından istiyorum arkadaşlar asfdhfk.Allagım yerim ben bunu.
"Merak etme annem ararım ben seni ama şimdi çıkmam lazım yoksa uçağı kaçırıcam."
Annemi ve babamı tekrar öpüp, valizimi alarak evden çıktım.Kısa bir taksi turundan sonra havalimanına gelip uçağa bindim.İşte Avustralya macerası başlasın.
Uçaktan indiğimde etrafıma bakındım ve beni bekleyebilecek bir insanoğluna benzer herhangi bir şahıs göremedim.O sıra da omuzlarıma dokunan bir el hissettim ve arkamı döndüm.Allağm bu ne. Yarappim sana geliyorum.Bu Mine ablanın oğlu olamaz yani bu insan mı?Rampa sarı saçları, açık teni, mavi gözleri ,hafif sakalı,kalkık burnu,kırmızi dudakları ve dudağının üstündeki siyah halka piercingi allahım ben nasıl bir sevap işledim ki bu kulunu bana hediye olarak gönderdin.Daha Avustralya 'ya adımımı atar atmaz abazalığa başlamıştım bile.Ne de olsa içimde bir sarışına bir kumrala hasret türk kızı yatıyor.Türküz olm biz.Herneyse nutkum tutulmuştu resmen çocuk hayallerimdeki insanın canlı hali.Altındaki dar siyah kot ve üstündeki kolsuz tişört onun mükemmelliğine mükemmellik katıyordu.Yeter Derin. İstersen konuş çocuğu mal mal süzüyorsun bildiğin .İşte ben bunu fark etmeden o fark etmişti.
"Bana tecavüz edecekmiş gibi bakmaya devam edecek misin yoksa arabaya binelim mi ?"
"Sen Mine ablanın oğlu musun ?"dedim utanarak.
"Evet ben Luke."dedi elini uzatarak.
"Ukalaların elin sıkmıyorum."dedim.
Bir saniye ben daha demin ne yaptım? Çocuğun evinde kalıcam her gün yüzyüze bakıcaz ama ben ona ukala diyerek kötü bir başlangıç yapmıştım ama ukalaydı hemde çok.Niye bu yakışıklıların hepsinde böyle bir ukalalık oluyor.
"Sen bilirsin.Araba şu tarafta."dedi ve yürümeye başladı.
İnanmıyorum ya bide cevap veriyor.Yalancıktan bir piç smile yaptıktan sonra bende arkasından yürümeye başladım.Mine abla kadar tatlı bir insanın oğlu böyle ukala olamaz babasına çekmiş herhalde.Mine ablayada benzemiyor zaten bu kesin babasına benziyor kesin.Arabanın yanına geldik ve ön kapıyı açarak;
"Buyrun Derin hanımefendicim."dedi muhteşem gülümsemesini takınarak.
Arayı daha fazla açmanın bir anlamı olmadığını düşünüp;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala ve Dengesiz
Teen FictionUçaktan indiğimde etrafıma bakındım ve beni bekleyebilecek bir insanoğluna benzer herhangi bir şahıs göremedim.O sırada omuzlarıma dokunan bir el hissettim ve arkamı döndüm.Allağm bu ne. Yarappim sana geliyorum.Bu Mine ablanın oğlu olamaz yani bu in...