Bu bölümü baya bir uzun tuttum.Umarım beğenirsiniz.Derin ve Luke yakınlaşmaya başlıyorlar.Bu arada Multimedya Luke amdlld.
Alarmın çalmasıyla gözlerimi açtım.Saat 07:30'du.Evde ses yoktu.Anlaşılan daha kimse uyanmamıştı.Odamdan çıktım ve banyoya girdim.Sıcak suyu açtım ve küvetin dolmasını bekledim.Küvetin yanında duran sepetten mavi renkli küvet topunu alıp küvetin içine attım. Rengini yavaş yavaş verirken aynı zamanda banyoyu lavanta kokutuyordu.Üzerimdekileri çıkardım ve içine girdim.Suyun sıcaklığı ve mis gibi kokan lavanta kokusu insana huzur veriyordu.Yaklaşık yarım saatten sonra küvetten çıktım ve banyo dolabını açıp içinden beyaz havluları çıkardım.Birini kafama doladım ve diğerinide vücuduma sararken kapının açılmasıyla uykulu gözlerle yere bakan Luke'u gördüm.Kafasını yukarı doğru kaldırdıktan sonra benim havluyla durduğumu fark etti ve gözlerini irice açtı daha sonra beni baştan aşağı süzdü.Karşısında kısacık bir havluyla
durmak utanç vericiydi.
"Güzel bacaklar,seksisin bunu sevdim."dedi ukala bir sırıtışla.
"Ya bide konuşuyor gördüğün gibi şuan kötü bir durumdayım çıkar mısın Luke?."dedim sinirli bir sesle.
"Kapıyı kilitlemeyen sensin bir kere beni suçlama."dedi alaylı bir kahkaha atarak.Aynı zamanda bacaklarımı süzmeye devam ediyordu.
Cidden kapıyı niye kilitlememiştim ki.Ah Derin ah.
"Evet benim suçum ama halen daha burda durman senin suçun şimdi çık artık."dedim sesimi yükselterek.
"Pekala"dedi ellerini havaya kaldırarak aynı zamanda gülüyordu.
"Çık artık"dedim ve kafamdaki ıslak havluyu çıkarıp ona doğru fırlattım.
Kaçarak kapıyı kapattı.Ah sonunda gitti.Rezil olmuştum.Hızlıca iç çamaşırlarımı giydim ve hızlı adımlar ile odama koştum. Dolabımı açtım ve içinden beyaz şortumu, kolsuz kısa siyah Guns N' Roses tişörtümü aldım.Hızlıca aldıklarımı üstüme geçirdim.Aynadan kendime baktım ve kapıyı açtım.Kapıyı açmamla iki çift mavi gözle karşılaşmam bir olmuştu.Luke karşımda bana bakarak öylece duruyordu.Çok yakındık. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum.İkimizde affalamıştık.Kalbim hızlı hızlı atıyordu.Nefesimi kontrol edemiyordum, kesik kesik nefes alıyordum.Gözlerime bakan mavileri dudaklarıma doğru kaymaya başladı.Evet beni öpücekti ama hayır buna izin veremezdim.O benim ilk öpücüğümü hak etmiyordu.Yavaşça kendimi uzaklaştırdım.Kahretsin yine kıpkırmızı olmuştum işte.Utanmıştım evet yine utanmıştım ama bu sefer tek utanan ben değildim onunda utandığını fark ettim.Luke utanıyordu.Şimdiye kadar belki 50 kızla çıkmış olan Luke utanıyordu.Bu utanç sessizliğini bozup konuşmaya başladı.
"Şey annemler gitmişler.Masanın üstüne not vardı.Üç gün evde olmayacaklarmış."dedi utangaç ve kısık bir sesle.
Allağm utanınca o kadar tatlı oluyoduki.
"Hmm şey pekala o zaman kahvaltı hazırlayalım.Çünkü ben kurt gibi açım."
"Eee evet kesinlikle."dedi.
Hala afallayarak konuşuyordu.Benim utanmam normaldi ama onun utanması çok garipti.Mutfağa girdikten sonra ne istediğini sordum.
"Kahvaktıda ne istiyosun?Yani krep,omlet,pankek..."
"Omlet.Omlet severim.Yanına portakal suyuda hiç fena gitmez"dedi.
"O zaman ben omleti hazırlayana kadar sen de portakal sularını sıkar mısın ?"
"Olur."dedi masum bir gülümsemeyle.
Luke çok garipti.Dengesiz bu çocuk yeminlen.Bir sevimli ,bir ukala ,bir nazik ,bir komik ,bir gizemli... ama onun yüzüne bakınca bütün dengesizliklerini unutup öylece kalıyordum.İlk günden noluyor Derin demeyin çünkü bende bilmiyorum.Bir yandan omleti hazırlarken diğer yandanda bunları düşünüyordum işte.Ara sıra Luke'a bakıyordum.Allağm çok yakışıklı.Bir insan portakal sıkarken yakışıklı olur mu ? Saçmalamaya başladım yine.Yine ona takılı kalıp bakarken bunu fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala ve Dengesiz
Teen FictionUçaktan indiğimde etrafıma bakındım ve beni bekleyebilecek bir insanoğluna benzer herhangi bir şahıs göremedim.O sırada omuzlarıma dokunan bir el hissettim ve arkamı döndüm.Allağm bu ne. Yarappim sana geliyorum.Bu Mine ablanın oğlu olamaz yani bu in...