dağ evi 2

4.5K 89 8
                                    

Bir anda Can yüksek sesle bağırdı
"Sakın bana bir daha yüzünü dönme sakın anladın mı?" sonra sessizce mırıldandı"lütfen dönme"
Gözlerim de akmaya hazır yaşlar akmıştı bile hiç duymadığım kadar yüksekti sesi kulaklarım da defalca yankı yaptı. Köşeye tosmuş bedenimle öylece kaldım

Yüzümü ona dönüp gözlerine baktım gözbebeği kocaman olmuştu patlamaya hazır bir volkan gibiydi karşımda.
titreyen ellerime yerinden çıkacakmış gibi atan kalbim eşlik etti konuşamıyordum nutkum tutulmuş sanki tüm harfleri unutmuştum.

Can ayağa kalkıp yüksek sesle konuşmaya devam etti.
"Ben pişmanım çok pişmanım sana söyleyecektim ama yapamadım sen bana her yüzünü döndüğünde ışığım sönüyor her uzak kaldığında ben biraz daha bitiyorum"

Yere duvarın köşesine sinmiş sadece onu dinliyordum camın köşesinde duran ufak çiçek saksısını bir anda yere fırlattı toprak her yere yayılmış saksı parçalanmıştı. Ellerini saçına geçirip duvara yumruk savurdu. Kendine değildi bu Can değildi.

"Yemin ederim dokunmadim ona ben sana dokunduğumdan beri kimseye dokunamadım yapamadım sen benden uzak kaldıkça ben daha çok boşluğa düştüm kendimden nefret ediyorum ben seni üzdüm sende benden nefret ediyorsun biliyorum."

Kocaman ev daracık gelmeye başlamıştı sırf yüzümü döndüm diye miydi bu sinir? Ben ona asla yüzümü dönmedim ki onca şeye rağmen beni yenmesine izin verdim tek lafiyla beni alt etmesine izin verdim ondan kaçmadım ben kendimden kaçtım.

Öfkesinin dinmesini mi beklemeliydim yoksa ben mi dindirmeliydim.

"Caan" ne desem nafile sesimi ben bile zor duyuyordum tüm vücudum tirtir titriyordu onun gözleri beni korkutuyordu bu siniri nasıl gecirecektim.

"Asya lütfen affet beni güvenini yıktım seni incittim biliyorum nasıl bunu yapabildim bilmiyorum. Ben... ben anlayamıyorum sen bende kendim olmam için eksik olan tek şeysin"

Arkasını döndü neden ona bakmama izin vermiyordu şimdi o kaçırıyordu gözlerini benden
"bak dokunmadım sana ama ben senden sonra kimseye dokunmadım"

Her kelimesi beni kendine daha çok bağlıyor tüm bedenimi alev alev yakiyordu karnim da kelebekler uçuyor ama gözlerimden yaş olarak akıyordu ağzımdan onu durdurmak için çıkacak bir cümle yerine hıçkırık çıkıyordu.

Her şey bir anda gelişmiş farkına bile varmamıştım ne zaman biz bu duruma geldik onu sadece arkadaş olarak görürken nasıl olur da şimdi ondan başkasını düşünemem.

Sürekli onun varlığına muhtaç olurum yağmurdan kaçarken doluya tuttulmak gibi bir şey bu ben şuan karşımda öfkeden kudurmuş kendine sinirli olan bu adama aşık mı olmuştum.

Hayatın süpriz dediği şey bunlar mıydı? Bir insan bu kadar mutlu olup aynı zamanda korka bilir miydi?

Can sırtını dönüp bağırarak konuşmaya devam etti
"O istedi babam hasta dedi benim evlenmemi istiyor evleneceğim kişinin de sen olmanı istiyor bana yardım et dedi kabul ettim bu boktan yalana kandım yardım ettim sikeyim ben böyle işi"

Ece ondan bunu mu istemişti babası hasta diye Canla mı evlenmek istedi bi dakika yalan mı? Ece yalan söylemişti ona herşey gün yüzüne çıkıyordu.

"Sana anlatacaktım a.. ama"
Ama ne? Neden anlatmadı ben dinlemeye anlamaya hazırdım oysa ki "o gece onları söyleyince yapamadım üzmek istemedim seni ama her şey berbat oldu daha çok üzdüm"

Ah be adam ben üzgün olmaya da razıyım perperişan olmaktan daha iyidir güvenimi kaybetmemden daha iyidir o öyle konuşurken ben sadece ağlayarak dinliyordum tüm vücudumu bir titreme sarmıştı sanki bu bir rüyaydı ve bitecekti.

Korkunun ecele faydası yok...!

Yerimden kalkıp yanına yaklaştım yüzünü tutup gözlerime bakmasını sağladım "yüzüm nereye dönük olursa olsun, kalbim hep sana dönük olacak Can ben senden başkasına kapı nasıl açılır bilmiyorum"

"Nefret kelimesi çok büyük bir kelime ben senden nefret etmiyorum ben sadece incindim ama beni sevmedin diye değil anlıyorsun beni değil mi?"

Gözlerini hiç ayırmadan dinliyordu öfkesi dinmişti şuan zamanın durmasını o kadar çok istiyorum ki dünya sanki benim etrafımda dönüyordu hem canım yanıyor hemde mutluydum

"Beni seviyor gibi davranmanı da istemiyorum Can ben zaten seni dinlemeye hazırım, her koşulda yanında olmaya hazırım"
Ellerini belime sarıp beni kendine çekti.

"Seni seviyorum Asya" yüzünü yüzüme yaklaştırdı sıcak nefesi tenimi okşuyordu bir yaprak misali titriyordu bedenim gözlerime bakıp konuştu "en başından beri seni çok seviyorum"

Bu bir hayal miydi? Yoksa rüya mı? Bu benim istediğimden fazlaydı gerçekten allah geciktiriyorsa güzelleştiriyordu. Bu adam beni benden alıyor tek bir kelime etmeme engel oluyordu öyle anlarda öyle şeyler yapıyordu ki dünya dursun istiyordum.

Ben onunlayken zaman geçsin istemiyordum o kalbime dokunurken nefes almak öylece durmak istiyorudum gözleri gözlerimde iken biran olsun kırpmak istemiyordum.
"sen iyi ol diye uzak kaldım senden yoksa bilirsin gelirdim en yakınına" ben iyi olmasam da onunla olmak istiyordum

kafamı göğsüne bastırıp sıkıca sarıldı en başından beri seviyorum derken neyi kast etmişti iyi ol diye uzak kaldım demek neydi ben onunla iyiydim zaten zihnimi okumuş gibi konuşmaya devam etti.

"Seni ilk günden beri seviyorum Asya öyle böyle değil"
İlk günden beri beynim anlamamış gibi defalarca tekrar etti bunu ilk günden beri ilk gün.
İlk gün ne zamandi?

Kalbim ağzımda atmaya başladı duyduklarım gerçek miydi yoksa bir hayal ürünümü benden ayrılıp sırtını döndü camın önüne geçip ceğbinden çıkardığı sigara paketinden bir dal sigara aldı dudaklarının arasına koyup yaktı.

Bense sadece onu izliyordum sigaradan uzun bir nefes çekti kısa bir süre ciğerlerine hapsettiği dumanı dışarı bıraktı bir elini cama yaslayip sigarasını içmeye devam etti.

Aklımda tonlarca soru vardı cevaplanmayi bekleyen olan şeylerden hiç birşey anlamıyorum o kadar hızlı gelişiyordu ki.
Farkına bile varmamıştım bu duruma geldiğimizin.

Konuşmuyor öylece dışarıyı izliyordu dilimin ucunda söylenmeyi bekleyen birçok kelime var. Konuşmaya başlasam nerden başlayacağımı bile bilmiyorum, sanki düşüncelerimin arasında kaybolmuşum gibi.

İçtiği sigarayı masada ki küllüğün içine bastırıp ezdi son duman da havaya yükseldi ve ortadan kayboldu iç çekip bana döndü.

"Saat çok geç oldu uyu sen"
Ne? Şaka mı bu ya çıldıracam en sonunda bu konuşma daha hiç bir yere varmadı bile sonuç ne onu bile bilmiyorum ve bana git uyu diyor.

"Ne uyuması Can, sen böyle iken ben nasıl yatayım" yüzünü bana dönüp yüzümü inceledi. Onun da söyleyecekleri vardı biliyorum ama susmayı tercih ediyordu.

Bu benim hiç hoşuma gitmedi yanına doğru ilerleyip önünde durdum "en başından beri seni seviyorum demek isterken ne kast ettin?" Yüzü bir anda değişti artık öğrenmek istiyordum. Ne pahasına olacaksa olsun ben bilmek istiyorum

"Daha sonra konuşuruz Asya"
Neden kaçıyordu neden neyden korkuyordu ben duymak bilmek istiyordum susmasına izin vermeyecektim.

"Can! Ben şimdi duymak istiyorum." Kafasını arkaya atıp derin bir nefes aldı. "Asya sonra dedim git burdan" bu kadar basit miydi onun için kestirip atmak bu muydu yani?

Tekrar ağlamaya başlamıştım bunca şeyi söylemiş bi bunu mu söyleyemiyordu titreyen sesimle bağırmaya ve göğsüne vurmaya başladım " Neyden korkuyorsun be adam niye susuyorsun susma beni her seferinde yarım birakmandan bıktım!"

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥

Selam yeni bölüm geldi!

Bölümü nasıl buldunuz?

Sol alt tarafta ki yıldıza dokunmayın unutmayın

İyi okumalar..:)

Huzurun Kokusu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin