Bölüm 1

433 39 22
                                    

Bütün hayatım boyunca hep umursamaz biri olmak istemişimdir. Düşüncelerle boğuşmak yerine onlardan kaçarak kurtulmak daha kolaydı.

  Şimdi bile barda içki içmek için tabureye oturduysam onlarla savaşmak için değil bir süreliğine de olsa her şeyi unutmak,düşüncelerimden kurtulmak için vardım.Beş yıllık arkadaşım,kimseye anlatamadığım onca derdimi bilen kişi Yağmur babasının zoruyla da olsa yaşadığı şehri,beni ve geride bıraktığı her şeyi şaşkınlık içerisinde bırakarak gitti.

Benim hayatım üç yıl önce babamın ölümüyle karanlığa gömülmüştü.Benim annemle babam sadece mutlu olmak için o arabaya binmişti.Ne benim babam ölümü ne de annem sakat kalmayı hak ediyordu.O günden sonra annemim yürüyememesinden daha beter bir şey varsa annemin konuşmamasıydı.Psikolojisi bozulmuş annemin ses tonunu özlediğim anlar oluyordu.Bu olaylar yüzünden ben ve ablam çok sıkıntılı günlerdik.Ablamın hem çalışması hem de yatağa bağlı annemin bakımını üstlenmesi bir yana bir de saçma dertlerimle uğraşması onu zorlardı.Hayatımda ki tek sağlam kişiyi de kaybetmek beni zorlardı.Annemin konuşmamasını doktorlar kazazede psikolojisine veriyordu.Ama tam 3 yıldır annemin sesini duyamamakla nefes alıp verirken nasıl ölünürmüş onu öğrendim ben.Gözyaşlarım hızla yanaklarımı ıslatırken kafamı iki yana doğru sallamaya başladım.Bu kadarı fazla değil miydi?  17 yaşındaydım ben! peki neden 30 yaşındaymışım gibi hissediyordum? 

            Babamı çok seviyordum,o benim kahramanımdı! O benim hayatımda ki ilk erkekti! Daha fazla ağlamamak ve düşüncelerimden uzaklaşmak için önümde ki içki bardağını kafama diktim.Acımsı tad boğazımı yakarken kimseyi düşünmemeye çalışıyordum.Kafamla barmene boş bardağı gösterirken ''Bu kadar fazla olmasın'' diye söylendi. En fazla yirmi beş yaşlarındadır diye tahmin ettiğim çocuğa ''Alkol babam kadar zararlı değil'' dedikten sonra barmen  başıyla onayladı ve tekrar doldurdu.Dolu bardağı almak için uzandığım anda bir adam  bileğimden sertçe tutup, hızlıca kaldırdı ve sürüklemeye başladı.5 saniyelik  şoku atlattıktan sonra bileğimi hızlıca çekip 

'' Ne yaptığını sanıyorsun sen!'' diye bağırdım. Adam cevap vermeye tenezzül bile etmeden tekrar sürüklemeye başlayınca korku içime sinmeye başlamıştı.''Kimsin sen! ne istiyorsun benden?'' Diye bağırmaya başladım.İnsanlardan uzak, ıssız bir koridorun girişinde ki kapıya yaslayıp topuz olan saçımı çözmeye başladı.'' Ne y-yapıyorsun?'' sesim korkudan titrerken o beni daha da çok kapıya yaslamıştı.Üzerimde ki gömleğin düğmelerini açarken gözümden sadece yaşlar akıyordu. ''lütfen y-yapma'' diye sesim korkuyu yansıtırken yalvarmaya başlamıştım. Koridorun sonundan adım sesleri gelince  odadan çıkan adama dikkatimi vermeye başladım.Son şansım olabilirdi.

''Yardım et! Lütfen kurtar beni'' diye bağırırken adam umursamazca kolunu silkip beni dehşete düşüren o sözleri söyledi.

''Senin gibi sürtüklerle işim olmaz'' diyip gitti.Gömleğimi çıkaran adama bakarken kafamda sadece bir kelime yankılanıyordu; sürtük.

''Sürtük değilim ben! '' diye bağırdım. Karşımda ki adam arsızca sırıtıp 

''Merak etme aşkım, birazdan benim sürtüğüm olacaksın.'' dedikten sonra yaslandığım kapıyı açıp içeri soktu.Tam kapıyı kilitliyecekken biri kapıya sert bir tekme gönderdi.Bu vuruştan sonra kapı ardına kadar açıldı.Kurtarıcım hızla adamın üzerine doğru yürüyerek  sağ kaşının üzerine sağlam bir yumruk attı.Yere çakılan adama art arda yumruklarını gönderirken daha fazla dayanamayıp''y-eter lütfen'' diye fısıldadım. Fısıldamamdan sonra direk başını bana çevirdi,son kez adamı ayağıyla itekleyip yanıma gelerek ''nasılsın?'' sorusunu sordu.Gözyaşlarım hızla akarken kafamı iyiyim anlamında salladım.''Tamam,bak ee senin için ne yapabilirim? evine heh evine götüreyim mi seni?'' kurtarıcımın endişeli sesini duyarken ''taksi çağırsan yeter'' diye söylendim. Kafasını iki yana sallarken ''hayır benim arabam var,seni bıraksam olmaz mı?''

''hayır,lütfen taksi yeter'' diye cevapladım.Ne kadar bana yardım etse de barda ki herhangi bir erkekten daha fazlasını da bekleyebilirdim değil mi? Doğruyu söylemek gerekirse kurtarıcım bardaki herhangi birinden daha fazlasıydı .Telefonla konuştuktan sonra  ''Tamam sen gömleğini giy,taksi dışarıda bekliyor seni'' Hızla gömleğimin düğmelerini kapatırken ''adın ne?'' diye sordum. ''Berk'' diye cevapladı.

Tam kapıdan çıkarken ''teşekkür ederim Berk'' diye fısıldadıktan sonra arkama bakmadan beni bekleyen taksiye doğru koşmaya başladım. Arkamdan ''Önemli değil Melis!''diye bağırdığına yemin edebilirdim.Taksiye binerken tek düşündüğüm kurtarıcımın adımı nerden öğrendiğiydi. Ha birde bilip bilmeden bana bir hakaretten daha fazla anlamı olan kelimeyi söyleyen üstüne birde bana yardım etmeyen o adamı düşünmeye başladım.Hakkında da bir şey bilmiyordum zaten.Bildiğim tek şey ben payıma düşen acıyı çektim.

     OKUYAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM.

Ateş düştüğü yeri yakar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin