Maviye Tutulan Siyah

9-)Senin Yüzünden Değil, Senin Sayende!

Bölüm Şarkımız : Frazey Ford - One More Cup Of Coffee 

-Abi bak yanlış anlama işine karışmak gibi olmasın ama bu Semin dediğin adama güvenebilir miyiz? Sonuçta seni bile kaçırmış ve hakkımızda her şeyi bilmesi beni korkutuyor. Yani tekin bir adama da benzemiyor gibi geldi bana.

Rüzgar'ın sesinde endişe ve korku vardı. Sen bana bu kaçırılma olayından daha önce bahsetmemiştin.

-İşte şimdi her şeyi anlattım ya Rüzgar. Daha fazla sorgulama. O adamın yaşadıkları da benim yaşadıklarımla hemen hemen aynı. Ayrıca ona güvenmek şu an en mantıklısı. Beraber hareket edersek, daha güçlü oluruz.

Rüzgar yine de Semin denilen herifin gerçek amacının ne olduğunu bilmeden ona güvenmenin yanlış olacağını düşünüyordu. Susan Rüzgar'ın düşüncelere daldığını fark eden Batur da en fazla Rüzgar kadar tedirgindi. Birden bire ortaya çıkan bu adama güvenmenin doğru olmadığını o da biliyordu.

-Rüzgar, bütün ipleri onun eline vereceğiz diye bir şey yok. Sadece emin ve güvenilir adımlar atacağız. Tabii ki ona tamamen sonsuz bir güven duygusuyla güveneceğiz demiyorum. Ben bu hayatta kimseye tam anlamıyla güvenmem. Sadece onun söylediği şeyleri veya yapacak olduğu şeyleri iyice ölçüp tartarak yardım edeceğiz. Kafamıza yatmazsa eğer zaten yapmayız.

Rüzgar, Batur'un son cümlelerinden sonra içi biraz da olsa rahatlamıştı.

Rüzgar hafif bir gülümseme ile abisi yerine saydığı, abisi gibi sevip, saydığı adamın yanına gidip, sıkıca sarıldı.

Batur bu aralar çok sık sarılma hadisesi yaşadığını düşündü ve kendisini çok garip hissetti. Gözlerini kapadı ve o da Rüzgar'a karşılık vererek sarıldı.

-Bu kadar seviyor musun beni gerçekten lan?

Rüzgar Batur'un cümlesine karşılık "Sadece şu Semin denilen adam, o şerefsiz Halis'in bir oyunu olabileceğini düşündürüyor bana, sana zarar gelmesini istemiyorum. Sen benim bu hayatta ki güvenebildiğim tek kişisin, beni bu hayata yeniden kazandıran müthiş bir insansın!"

Batur Rüzgar'ın kendisine bağlı olduğunu biliyordu ve kendisi için her şeyi gözünü dahi kırpmadan yapacağını biliyordu. Hatta şu an bile kendisi için bunca tehlikeyi göze alarak, kendini riske atarak yardım ediyordu.

-Yeter bu kadar duygusallık, hadi bakalım işimize dönelim.

Batur'un otoriter sesinden sonra Rüzgar hemen ayrıldı ve bilgisayarın başına döndü. Batur'da hazırlanmak için odasına gitti. Tam hazırlanırken çalan telefonunu açtı ve kulağına götürerek can kulağıyla dinlemeye başladı.

-Tebrik ederim evlat, güzel iş çıkardın dün gece.

-Sen orada mıydın?

-Benim her yerde gözüm kulağım vardır. İlla ki orada bulunmama gerek yok.

Batur, pek bir şey anlayamasa da en azından her şeyi düzeltip, yoluna koyduğu için rahatlamıştı.

-Şimdi şirkete gitmek için hazırlanıyorum.

-Tamam evlat, hazırlan ve biraz buluşup konuşalım.

-Tamam hazırlandım sayılır, çıkıyorum hemen.

Batur, telefonu kapattıktan sonra salona Rüzgar'ın yanına geçti.

Rüzgar bilgisayarından başını kaldırdı ve Batur'a baktı.