Oy vermeyi unutmayınnn
***
-Merhaba Jiminie~~
-Midari ?
-Sana da merhaba Hoseok .
İkilinin bir şey demesine izin vermeden içeri girmişti genç kız .
-Ne zaman işkence yapıyoruz bakalım insanlara ..
Güldü Jimin . Bu kız üniversiteden beri hiç değişmemişti . Her zamanki psikopatlığını ve değişik tavırlarını koruyordu . Kızı ilgi çekici yapanda buydu . Tabi tek gözünde bulunan bant , kısa saçları ve kâkülleri ile birlikte Japon olduğunu belli eden konuşma tarzı ve gözlerinin değişik çekikliği onu farklı kılan özelliklerden biriydi . Kore'ye üniversite okumak için gelmiş ve ikiliyle orada tanışmıştı . Hepsini bir araya getiren düşünce tarzlarıydı . Kısa bir arkadaşlık döneminden sonra Jiminle çıkmıştı fakat bir süre sonra ilerletemediklerini fark etmişler ve arkadaş olarak devam etmeye karar vermişlerdi . Üniversiteden sonra Japonya'ya ailesinin yanına iş için dönmüş , arada telefonla konuşmuşlardı . Jimin ve Hoseok 'un bu işlerle uğraştığı adamakıllı bilen ve bu işlerden büyük haz alan biriydi Midari . Jimin bu kızın değişik tavırlarına ve bundan haz almasına bayılıyordu .
-Hımm biri var aslında ama daha zamanı değil .
-Ahahaha bu çok iyi .
Kız klasik kahkahasını atmış , yerinde sallanarak kendini koltuğa atmıştı .
-Peki neden geldin ?
-Babam işlerimde iyi olduğum için ödüllendirmek istedi . Ayrıca şu tavırlarıma ve sürekli insanları manipüle etmemden hoşlanmıyor . Tatil içinde buraya yolladı . Ben de ilk iş buraya , size geldim . Özlemişim ha .
Güldüler ve sarıldılar . Onlarda genç kızı özlemişlerdi .
-Aç mısın ?
-Hayır sadece dinlenmek istiyorum .
-Hoseok sen ona kalması gereken odayı göster . Ben telefon görüşmesi yapmalıyım .
Hoseok minik bir baş sallamasıyla genç kızın bavulunu almış ve yukarıdaki boş odalardan birine götürmüştü.
-Burada kalabilirsin Midari .
-Teşekkürler ~~
Genç kız , Hoseok çıktıktan sonra kendini yatağa atmış ve soluklanmıştı . İkiliyi gerçekten özlemişti . Daha sonra kalkarak banyoya yönelmişti . İyi bir duş iyi gelecekti .
***
Taehyung sabaha yorgun başlamıştı . Gece kendisini boğan düşünceler yüzünden uyuyamamıştı . Ne düşündüğünü , kendisini sıkan şeyleri de bilmiyordu gerçi . Sadece ...sadece doluydu işte beyni . Okulu , part-time çalıştığı iş yeri , arada ona sataşan ve 'ibne' diye seslenen ve ezikleyen birkaç kendini bilmez , annesi , dersleri ve Park Jimin .
Park Jimin'e kadar düşündüğü her şey alışmış ve sıradanlaşmış bir şeydi . Bunlar bir süre sonra katlanılabilir hale geliyordu. Bir şekilde idare ediyordu . Fakat bu adamı çözemiyordu . Gerçi neden çözmek istediğini de bilmiyordu . Sadece iki kez karşılaşmışlardı fakat bir şekilde hep etkileşimdeydiler . Park Jimin 'in onu süzmeleri , değişik hitapları , onunla sohbeti ... 'Acaba benimle ilgileniyor mu? ' diye düşünse de öyle yakışıklı , muhtemelen başarılı , havalı birinin kendine bakma ihtimali neredeyse sıfırdı .
***
Okuluna geldiğinde etrafa göz attı . Arada sırada takıldığı arkadaşı Jungkook yoktu ortalarda . Gelmemiş olduğunu düşünerek amfiye girdi . Ah o çocuklarla aynı dersi vardı . Derince nefes alıp arkalara oturdu . Normalde önce oturur , pür dikkat dersini dinlerdi . Fakat bu çocuklarla uğraşmak istemiyordu . Onlarla karşılaşmamayı diledi . Kazasız belasız atlatmak istiyordu günü .