Miya Atsumu. Kendisi 1.87 boyunda ve yalnıca 47 kilo.Bacakları küçük bir kızınki ile neredeyse aynı kalınlıkta. Eğer üzerine ince bir şey giydiyse, kaç tane kemiği olduğunu sayabilirsiniz.
Kilo almasını zorlaştıran bir hastalığı yok. Bunu o kendisine yapıyor. Kendi kendini öldürüyor.
Yine ailesi ile bir akşam yemeğinde. O kadar fazla yiyor ki,ailesi onun bu kadar zayıf olmasının ardında bir şey aramamayı seçiyor. Metabolizması hızlıdır falan diyerek geçiştiriyorlar.
Osamu ise bir şeylerin yolunda olmadığının farkında. Her gece kulağına öğüren Atsumu'nun tuvaletten gelen sesleri çalınıyor. Yaklaşık üç aydır sürüyor bu durum. Atsumu, üç ayda ciddi miktarda kilo kaybediyor.
İlk başta o kadar çok yiyor ki,midesi bulanıyordur ve kusuyordur diye düşünmüştü Osamu. Fakat fark etti ki,onun sesinde acı var,pişmanlık var. Yapmak istemediği bir şeyi zorla kendine yapıyor. Kendine basbaya acı çektiriyor.
"Afiyet olsun,ben doydum."
Yine herkesten önce kalkıyor masadan. Çünkü yemeğini inanılmaz bir hızla yiyor.
O masadan kalktıktan birkaç dakika sonra ikizi de kalkıyor.
Tahmin ettiği gibi,kusuyor.
"Tsumu."
Kapıyı açıp eşiğinde dikilmeye başlıyor,gri gözlerini dikiyor ikizine.
"Samu.."
Daha sonra kapıdan içeriye giriyor. Yerde,iki dizi üzerine çökmüş olan Atsumu'nun yanına oturuyor. Ağzının kenarlarını peçete ile sildikten sonra kendisine çekip sarılıyor ona. Sarı saçları yavaşça okşuyor.
"İyi değilsin, değil mi?"
O an Atsumu da dayanamıyor artık. Aylardır içinde tuttuğu gözyaşlarının hepsi açığa çıkıveriyor bir anda.
"Samu... Yemin ederim ben bunu yapmak istemiyorum.. Bir şey beni zorluyor.."
"Tamam,Tsumu.. Sakin ol,halledeceğiz."
Atsumu, üzerindeki beyaz tişörtü çıkararak karnının üzerindeki ve sırtındaki morlukları gösterdi. Bazı dişlerinin çürük olduğunu,dudaklarında yaralar oluşmaya başladığını.
"Bak, görüyor musun? Bu yüzden antrenmandan önce sizinle birlikte soyunmuyorum. Bunları görmenizi istemiyorum. Kimsenin bana acıyarak bakmasını istemiyorum."
Osamu,ne diyeceğini bilemeyen bir halde öylece kalakalmıştı. Yapabileceği tek şey,bu yolda ikizine destek vermekti. Elinden gelecek başka bir şey yoktu..
"Sana bir psikologtan randevu alacağım. Muhtemelen haftaya gideriz. Ben de seninle gelirim."
❀●•♪.。‧:❉:‧
Tam Osamu'nun dediği gibi,bir hafta sonraya randevu bulabiliyorlar. Oldukça iyi bir psikologtu gidecekleri.
Sakusa Kiyoomi. Hastalarının hepsinden geçer not almış, oldukça sıcak kanlı bir doktor. Yani öyle söyleniyor.
Taksiyle geldikleri kliniğin kapısı önünde bekliyorlar biraz. Atsumu ne yapacağını bilemiyor,hatta öyle ki elini bile nereye koyacağını şaşırıyor.
"Tsumu. Sakin ol,tamam mı?"
Yanında olduğunu belli etmek istercesine bir elini sarışının omzuna atıp sıktı. Ardından ilerleyen bedenini izledi ve dışarıda onu beklemeye koyuldu.
❀●•♪.。‧:❉:‧
Yaklaşık on dakikalık bir beklemeden sonra,Atsumu çağrıldı.
Kendisine söylenen,koridorun başındaki ilk odanın kapısının önünde durdu. Beyaz kapı bile midesinin bulanması ve başının dönmesini sağlamıştı bir anda.
Elini altın rengi kapı tokmağında gezdirdi. Kendini hazır hissedince de içeriye girdi.
Karşısında gördüğü siyah saçlı,yirmilerinin sonunda bir adam. Saçları gibi siyah olan gözlerindeki bakışlar ile deliyor Atsumu'nun bedenini. Rahatsız olup olmayacağını hiç kafasına takmadan onu incelemeye devam ediyor. Atsumu ise öylece ayakta dikiliyor sadece.
"Merhaba,Miya. Geç,otur şöyle."
Masanın önündeki beyaz bir koltuğu işaret ediyor. Sarışın onun dediğini ikiletmeden geçip oturuyor koltuğa.
"Ne zaman başladın kusmaya?"
Atsumu,tam tarihi hatırlamaya çalıştı.
"3 ay önce."
"3 ayda bu kadar kilo kaybedebilmen baya kötü. Herhangi bir sporla uğraşıyor musun?"
"Evet. Voleybol."
"Tamam artık voleybol oynamıyorsun."
"NE?!"
Hızla yerinden sıçrayıp ellerini masaya sertçe vurdu. Saçmalıktan başka bir şey değildi bu.
Kiyoomi ise, hâlâ sakinliğini koruyor gibiydi. Atsumu'nun yüzüne bile bakmadan önünde açık duran deftere bir şeyler yazdı.
"Basbaya. Sana diyorum ki,voleybol oynamayacaksın. Kilo kaybetmeni destekleyecek. Buna izin veremem."
Bu sefer diyecek bir şeyi yoktu. Haklıydı gerçekten. Bazı günler neredeyse üç saat antrenman yapardı. Eve geldiğinde de... Bilirsiniz, çok aç olurdu işte. Daha sonrasında yemeğini yer ve kusardı.
Her şeyin başlangıcı da bu uzun antrenmanlar olmuştu aslında. Zaten hareket ediyorum,kilo almam diye düşünmüş; fakat tamamen yanılmıştı. Zaman geçtikçe kilo almış ve en sonunda bazı kıyafetlerine sığamamaya başlamıştı.
Belki de voleybolu gerçekten bırakmalıydı.
Sindiği sandalyede,dolu gözlerini aşağıya doğru dikmiş oturuyordu şimdi.
"Ailenin durumundan haberi sanırım yok."
"Hayır,söyleme."
"Sen istemediğin sürece söyleyemem."
Odadaki her şey gibi beyaz olan kupasındaki kahveden bir yudum aldı ve devam etti.
"Fakat biliyorsun ki,ben her zaman senin yanında olamam. Kötü hissettiğin zaman beni arayabilirsin. Seni sakinleştirmeye çalışırım. Bunun dışında,ailenden birisi de bilse fena olmaz."
"İkizim biliyor."
"O zaman... Pekâlâ. Ben seni bir diyetisyene yönlendireceğim. Kilo alman için sana düzgün bir program hazırlayacak. Ayrıca,ben seni haftaya da görmek istiyorum."
Oturduğu sandalyeden kalktı. Üzerindeki bol tişörtü düzeltti ve kapıya doğru ilerledi.
"Geleceğim."
Onun kendine karşı olan fikirlerini değiştirmek,bedenini olumlamak zor olacaktı. Ama imkansız değildi.
❀●•♪.。‧:❉:‧
Mmmerhaba
Açıklamada yazıyor fakat tekrar açıklamak istedim. Blumia bir çeşit yeme bozukluğu. Bir anda inanılmaz fazla kalori alıp,bundan pişmanlık duyduktan sonra yediklerini kusmaya sebep oluyor. Psikoterapi ve düzgün bir diyet listesi ile atlatılabiliyor ancak. Ve gerçekten zorlu bir süreç, Atsumu'nun ağzında ve karnının üzerindeki yaralar kendini zorlayıp sürekli kustuğu için oluşmuş yaralar. Bunun dışında saç dökülmesi falan da görülüyor.
Benim için oldukça hassas bir konu,bu nedenle biraz da olsa farkındalık yaratmak ve insanları yalnızca görünüşleri ile yargılamanın ne gibi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekmek için yazmak istedim böyle bir şeyi. Umarım beğenerek okursunuz.
Sevgiler ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᵇˡᵘᵐᶦᶜ|| ˢᵃᵏᵘᵃᵗˢᵘ
FanfictionTw: Eating disorder "Biz birbirimizin ağrı kesicisiyiz Atsumu. Biz birbirimizin yara bandıyız. Ben olmadan senin yaraların kapanmaz. Sen olmadan ben kendime gelemem,ipsiz sapsız bir adam olurum." Blumia: Bir çeşit yeme bozukluğu. Hastanın bir anda a...