"take a breath"

754 117 117
                                    

Miya: Midem bulanıyor

Miya: Geçer diye bekledim. Fakat zaman geçtikçe daha kötü oluyor.

Telefonunun titremesi ile, gözlerini önündeki kitaptan kaldırıp eline telefonunu aldı.

Atsumu'dan gelen mesajları görmesi ile,kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Son ramdevusundan beri ona ilk mesaj atışıydı bu.

Ve o iyi değildi. Gerçekten kötü olmalıydı. Çünkü diğer türlü kendisine asla mesaj atmayacağını biliyordu.

Titreyen ellerini düzgün tutmaya çalışarak klavyede gezdirdi parmaklarını.

Sakusa: Dur

Sakusa: Derin nefes al, başka bir şeyler düşün.

Sakusa: Hatta dur

Telefon rehberine girip Atsumu'nun numarasını buldu ve hızlıca onu aradı.

Yatağında hâlâ uzanmakta olan Atsumu,telefonuna gelen mesajları umursamasa dahi aramayı cevaplamak istemişti.

"Efendim?"

Atsumu'nun titreyen sesini duyduğunda kalbi sıkıştı.

"İyi misin diye sormayacağım. Yanına gelmemi ister misin?"

Neredeyse gözlerinden düşmek üzere olan göz yaşlarını tutmaya çalıştı Atsumu. Konuşurken ağlamayacaktı.

"Hayır. Kimseye ihtiyacım yo-"

"Miya."

Sakusa onun cümlesini bitirmesine izin vermedi. Doğrusunu bildiği yalanları dinlemeyi sevmiyordu.

"N-ne?"

"Bana adresini gönder."

"Tamam. Mesaj atacağım."

Yüzüne kapatılan telefonun ardından, yarı çıplak olduğunu yeni fark ettiğinden, üzerine hızlıca bir tişört ve deri ceket geçirdi. Altındaki gri eşofmanı değiştirmek zorunda hissetmemişti.

Son olarak maskesini de taktıktan sonra, Atsumu'nun kendisine gönderdiği adrese doğru yol aldı.

❀●•♪.。‧:❉:‧

Bu sırada Atsumu,kusmak istemediğinden daha çok yemeye başlamıştı. İlk başta hedefi yalnızca mide bulantısını geçirecek tuzlu bir şeyler yemekti. Fakat cipslerin,çikolataların ardı arkası kesilmemişti.

Mide bulantısı şimdilik geçse dahi,on dakika sonra tekrar nüksedeceğinin kendisi de gayet farkındaydı.

Tam bu sırada telefonunun titremesi ile kendisine geldi.

"Geldim."

İçinde mutluluk mu,huzursuzluk mu herhangi bir isim veremediği bir duygu geziniyordu. Kiyoomi'yi her gördüğünde böyle hissediyordu aslında. İçerisinde anlam veremediği duygular filizleniyor ve onu ne yapacağını bilmez bir hale düşürüyordu.

Mesajı okuması ile birlikte, odasından çıkıp dışarıya çıktı. Evin önünde kendisini bekleyen, dağılmış,siyah saçları ile normalde olduğundan daha da seksi gözüken Sakusa'nın onu beklediğini gördü.

"Merhaba."

"Miya. Buraya gel."

Oldukça soğuk,sert bir ses tonu ile konuşmuştu.

Soğuk hava aldırmadan, üzerindeki ince tişört ile dışarıya çıkmıştı Atsumu. Üşüyordu. Kollarındaki tüylerin diken diken olduğu görülüyordu açıkça.

Sakusa'ya yaklaştığı an,kendini sıcak kollarının arasında buldu.

Yalnızca birkaç saniyeliğine kapatmıştı gözünü.

Yakın temasa alışık olmayan,hatta nefret eden,Sakusa için çok değişik bir duyguydu bu. Atsumu'nun çiçek gibi koktuğunu fark etti o an. Saçları da ıslak sayılırdı. Duştan çıkalı uzun zaman olmamıştı demek ki.

Burnunu saçlarına gömdü. Atsumu zaten birkaç santim kısaydı kendisinden.

"Güzel kokuyorsun."

Midesinin kasıldığını hissetti Atsumu.

Aklındaki tüm düşünceler sanki bir anda buharlaşıp yok olmuştu. Dünyada yalnızca Kiyoomi vardı ve ona iyi gelen tek şey oydu.

"Rahatla Atsumu. Buradayım."

Atsumu biraz geriledi. Fakat kolları arasından çıkmadı. Yalnızca yüzüne bakabilmek istiyordu.

Sakusa'nın yüzündeki maskeyi indirip keskin çene hattını ve dolgun dudaklarını çıkardı ortaya.

"Her hastana böyle davranıyor musun?"

Alaycı bir ton vardı sesinde.

"Ne oldu? Kıskanır mısın böyle davransam."

"Hayır. Merak."

"Sen ilksin."

ᵇˡᵘᵐᶦᶜ|| ˢᵃᵏᵘᵃᵗˢᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin