Özel Bölüm 2- Mucizemle Tanış

115 10 5
                                    

 Zor günler ardından refahı getirirmiş, Huzuru getirirmiş.  Zor günler gidermiş ve yerine esenlikler kalırmış. Chanyeol oğlunu kucağına aldığından beri hissettiklerini telafi edecek cümleler kuramıyordu. Mis ve yalın koku o kadar güzeldi ki ağlasa ayıplamazlardı, ayıplayamazlardı. Bir melek hayatına birden bire gökten düşmüştü.  Minik ellerinden yayılan koku cennetten ise bu bir melek olmalıydı, değil mi? Chanyeol göğsünde uyuyakalan oğlunun saçlarını öpüp kafasını yeniden yatağa koydu.  Minik oğlunun doğumundan sonra Baekhyun'la yaşadıkları iki ayı atlatabilmek herkesin yapabileceği bir şey değildi ama sabretmek zorundaydı. 

 Geçmişten şimdiye kadar geçen süreyi hesaplamak zordu, anılarının yığınla geçtiği sürede özellikle ailesini kaybettikten sonra Chanyeol olarak kalabilmek çok zordu.  Bu durum Baekhyun'la karşılaştığında daha zor bir hale gelmişti. Sakin olabilmek, kapılmamak, sevmemek... Engelleyemeyeceği her duygunun kucağına düşmüştü.  Bakmayacağım dediğinde gözlerine düşmüş, sevmeyeceğim dediğinde öpmüştü. Yaptıklarına anlam verebilmek pek mümkün değildi. Aptala bağlamış bir zalim idi.  Aşık olmuş bir zalim... Kendi haline güldü. O zalim şimdi pamuğa dönmüş, göğsünde oğlunu uyutuyordu. 

Düşüncelerinin içinde kendiyle uğraşırken odanın kapısı açılıp içeri Baekhyun girdi. Gözleri ikiliyi görünce hissettiği mutluluk yüzüne pembelik katmıştı. En sevdiği ikili bir arada idi. Yavaşça onlara yaklaştı. Tek elini ve dizini yatağa koyarak onlara uzandı. Fısıltıyla

'çok güzelsiniz' dedi. Chanyeol elini Baekhyun'un saçlarına atarak 

'Sen varken biz pek ışıldamayız'.

Baekhyun iltifata karşılık hafifçe kızararak dudağının kenarını dişledi. Chanyeol'un gözleri dudaklarına kaydı. Baekhyun'u ensesinden yakalayarak kendine çekti. İnce dudakları kavrayarak öptü. Açık pembe dudaklardan lezzet ve haz alıyordu. Ayrıldığı dudaklara bakarak tekrardan öptü. Baekhyun gülerek kısık sesle,

'Jung'u uyandıracaksın.' dedi. Chanyeol kaşlarını çatarak,

'Ne yaptım ki yaaa? Sadece öpüşüyorum.' diye sitemlendi. Baekhyun gülerek,

'Hayır, sadece öpüşmüyorsun. Dudaklarımı istila ediyorsun' dedi ve ekledi.

'Ve bunu çok gürültülü yapıyorsun.' diye ikazda bulundu.

'Hadi kalk, Sehun ve Kai geldi.' 

Chanyeol'un kucağındaki oğlunu alarak yatağın yanındaki beşiğe yerleştirdi. Bebek kımıldanıp vızırdansa bile yeniden uyku moduna geçti. On aylık tombiş bir bebek olmuştu. Baekhyun öperek ve ısırarak sevmekten kendini sakındırmıyordu. Her zaman çocukları öyle sevmişti. Beşiğe  koyduğu güzelliğe baktıktan sonra diğerine dönerek

'Ben yaptım' dedi. Chanyeol tasdiklercesine başını sallayarak küçüğün belinden tuttu. Beraber odadan çıkarak salona indiler. Chanyeol, kardeşine ve en yakın arkadaşına sarıldıktan sonra

'iyi haberler ile gelmiş olun.' dedi. Kai gözünü devirerek

'bize bir hal hatır sor yahu!' diyerek sitemlendi. Chanyeol yalandan kaşlarını çatarak,

'benden önce düğün yaptın diye öldürmedim, daha ne istiyorsun?'

Baekhyun gülerek elinin tekini Chanyeol'un omzuna koydu ve hafifçe sıktı. Sakin ol uyarısıydı bu. Chanyeol uyarıyı alarak

'Neyse ki sabırlı bir adamım, değil mi hayatım?' diyerek Baekhyun'a döndü. Baekhyun sanki yeni duymuş gibi

'hmm, efendim bana mı dedin hayatım?' deyince Chanyeol sahte bir sinirle

Kayıp İnci - 失落的珍珠 - Chanbaek -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin