İKİNCİ BÖLÜM/İKİNCİ KISIM

510 86 75
                                    


Cemil'in alçak bir suikasta uğradığı günün üzerinden bir hafta geçmişti. Berk, annesini alarak evi terk etmiş, İsa'nın kızları ise Ela'yı da alarak acılarını yaşamak için yazlık eve geçmişlerdi. Adem ise sakin kişiliğini koruyarak şirketteki çaycılık görevini yerine getiriyordu. Yani evdeki her şey ve herkes kurulmuş bir kukla gibi iradesizdi. Tahta parçasına bakmayı keserek düşüncelerini dağıtmak için başını salladığında, Pedro'nun sabit bakışlarını görmüştü.

Bir de Pedro vardı.

Bu bir haftada yüzüne bile bakmayan adamı...

Özür dilemeyi seven birisi olarak özür dilemiş ama karşılık alamamıştı. Her sabah onu giydiren adam artık odasına bile girmiyordu. Cemil'i kaplayan topraktan bir avuç alıp yakından bakmaya başladığında dişlerini sıkmıştı.

İsa'nın yanında yatan Cemil şimdi huzurlu olmalıydı. Gözleri diğer mezara kaydığında dişlerinin üzerine bir de yumrukları sıkılmıştı.

İsa Demircioğlu'nun yarattığı silah kendi oğlunu vurmuştu.

ON İKİ YIL ÖNCE

"Afife? Neredesin güzelim?" Afife, İsa'nın kendisine seslenmesi üzerine kitabına ara verdiğinde, gözlerini devirmişti.

"Oturma odasındayım İsa!" Adam ağır bedeniyle odaya girdiğinde kahkaha atmaya başlamıştı.

"Yine mi ayak parmaklarını boyadın? İş kadını olma yolunda sağlam adımlarla yürü derken boyaları kastetmemiştim." Afife saçma sapan konuşan adama bakmayı keserek nefesini dışarı bırakmıştı.

"Yine ne zırvalıyorsun İsa? İşim var, söyle ve git!" İsa, kızın tam olarak yanına oturduğunda, Afife yüksek sesle nefesini dışarı bırakmıştı.

"Berrin var ya, hani benim üç numara?" Afife'nin gözlerinde adamın havalı ve yeni gelin olmanın gururunu yaşayan burnu bir karış havada kızı canlanmıştı. Evlendiği adam ise şirketin avukatıydı. Geçen haftaya kadar sekreterliğini yaptığı adamın fazlaca uzanan ellerini İsa'ya söylediğinde onu hemen kendi asistanı yapmıştı ama Berrin hep o tacizci adamla birlikte olacaktı. Neyine böbürleniyorsa?

"Off, sadede gelir misin? Senin evlatlarından daha önemli işlerim var. Mesela okuduğum kitap gibi?" İsa, dalgın tavırlarla saçıyla onaylamaya başlamıştı.

"Kızı oldu... Babası gibi dalkavuk bir maymuna benziyor. Sürekli gülüyor ve esmer teniyle senin tam zıttın..." İsa'nın bu huyunu unutmuştu. Her varlığı kendisiyle karşılaştırırdı. En basiti, aldığı bir kalemi bile...

"Kızın da dünya güzeli değil İsa(!)"

"Cemil ve Ümit çocuklarımın içinde güzele en yakın kişiler. Cemil hele, onun ileriki yaşlarını merak ediyorum." Saatine bakan Afife, gecenin on ikisi olduğunu görmüştü.

"Gecenin bu saatinde senin soyunu konuşmak istemiyorum. Ayrıca Cemil o hinliğiyle fazla yaşamaz. Neyse, evimden gider misin?" İsa, tekrar kahkaha atmıştı.

"Benim soyum, senin soyun olacak Afife! Cemil eğer benim gazabıma uğramazsa o günleri görür. Hem bir dur da anlatayım kızı. İsmini Ela koydular. Bana sorsaydılar eğer..." cümlesini Afife yarıda kesmişti.

"Dur tahmin edeyim, ismini Afife koymalarını isterdin."

"Evet, benim için her şey sen, herkes Afife." Afife, elli yaşların sonundaki adama bakmıştı.

Kötü Kadın Öldürülmeli!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin