BİRİNCİ BÖLÜM

823 88 84
                                    

Afife, yatağında zıplayan bir varlığın kuvvetiyle savunmaya geçerek gözlerini ansızın açmıştı. Birkaç saniye sonra uykudan iyice arınıp işin sorumlusuna baktığında Ela'nın olduğunu görmüştü.

Ela, bu koca evde yakın olduğu tek kişiydi. On iki yaşında olan küçük kız, nedeni bilinmez onu seviyordu... Aralarında olan yakınlık bağınıysa herkesten gizliyorlardı. Kısacası otuz iki yaşında, dört üvey çocuğa sahip bir kadın olan kendisinin yakınlık duyduğu tek varlık sözde torunuydu.

"Her sabah böyle uyandırmak zorunda mısın çocuk?" Diye bağırırken, Ela çoktan göğsüne sinmiş, sıkıca sarılmıştı.

"Afife'cik ne yapayım, sadece sabahları bu kadar yumuşaksın. Diğer zamanlar suratıma bile bakmıyorsun." Kendi on iki yaşını aklına bile getirmek istemeyen kadın, kızın ufacık derdi karşısında daha da yumuşamıştı.

"Babaanneciğe ne oldu bakalım?"

"Babam senin tam bir fıstık olduğunu düşünüyor. Babaanne lafını anca fantezi ya-"

"Annen yine sinir ilaçlarını alıyor mu?" Konuyu değiştiren kadınla, Ela gözlerini devirmişti.

"Dedemin öldüğü günden beri annem sanki yok gibi Afife. Keşke annem sen olsaydın." Kadın duyduklarıyla dişlerini sıkmıştı. Ela'nın annesi, kendi annesinin zengin hali gibiydi. İlgisiz üvey evladı, her gece zevk uğruna başka yataklarda gezer; gündüz saatlerinde yine iyilik meleği olur çıkardı.

"Annenin yorgunluğu geçmeden gidip üzerini değiştirsen iyi olur. Seni yanımda görmesin." Ela da gitmesi gerektiğini anlamıştı. Ama fısıltı halinde, her sabah sorduğu soruyu tekrar sormadan edememişti.

"Pedro konuştu mu?" Afife de yine her sabah ki gibi kahkaha atmıştı.

"Derdin ne çocuk? Derslerini çalış, kitaplarını oku. Benim adamımdan uzak dur." Ela ise gözlerini devirmişti.

"Küçüklüğümden beri bu evde ama sesini bile duyamadım Afife'cik, çok merak ediyorum. Acaba Türkçe mi bilmiyor?" Afife de bir tek o gece dışında sesini duymamıştı. Konuşmayı sevmeyen bir adam olsa gerekti. Açıkçası bu durum işine bile geliyordu.

"Hadi Ela, git! Uğraştırma beni sizinkilerle." Ela ise üzgünce başını eğmişti. Afife şimdiden değişiyordu.

"Tamam, seni seviyorum Afife. Sen beni seviyor musun?" Afife tüm geçmişini bu kız uğruna hatırlayabiliyordu. Keşke sevmeyi biraz olsa bilseydi. Keşke birisine bir şey hissedebilseydi...

"Benim için önemlisin." Ela için bu da yeterliydi.

"Görüşürüz Afife'cik." Koşarak odayı terk eden kızın ardından odasındaki diğer kapı açılmıştı. Bu kapı yan odanındı ve kendi odasına direk bağlantısı vardı.

Gelen Pedro'ydu. Azıcık seken bacağı, eksik el parmaklarıyla Ela hariç her çocuğu korkutabilirdi. Her sabah olduğu gibi kendisine kısa bir bakış atarak selam vermiş, odasını toplamaya başlamıştı. Ondan bunu istemese de o her sabah yapıyordu.

Ve yine sessizlik.

Kendi kan kırmızısı geceliğiyle geniş yatağının ortasında onu izlerken aklına yedi yıldır yanında olduğu gelmişti. Pedro'yla birlikte büyümüştü. Onunla birlikte güçlü bir kadın olmuştu. Büyümek derken aklına adamın yaşı gelmişti. Kaç yaşındaydı acaba? Otuz da olabilirdi, kırk da...

"Günaydın Pedro." Duymuş gibi kendisine bakmış; anlamamış gibi yanıtsız kalarak işine devam etmişti. Şimdi de dolabından giyeceği kıyafeti çıkarıyordu. Demek bugünün rengi koyu yeşildi.

Kötü Kadın Öldürülmeli!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin