4, aşiyanca devrilenlere kavgayı öğretiyorsun, oysa haberi yok kuşların

477 39 25
                                    

uykumda silahları taşırken

kalbime perklorik asit dökmüşsün

sen buna infilaktı amacım dersin, 

inanmam senden gelen galeyana

sen sadece elleri kanlı bir kimyagersin

yanma tepkimesini tamamlamak için acele ettin

yüzüm ki ömrümün güdümüdür

unuttum saymaya baştan başladığım tespih tanelerini

şans eseri girdiğim kilisede okunan duaya eşlik etseydim 

bana deniz getirir miydin

yoksa denizi kalbime mi iterdin

/falcının yanlış okuduğu rüya

/falcının yanlış okuduğu rüya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(stars, 2018 - shannon lucy)

Doygun bir seher vakti. Sustalı örüntüler dolaşıyor göz kenarlarımda. Dünyayla arama opak perdeler dökülüyor, evreni yaratan tanrı insan vücuduna yıldız parçaları katıyor, bunu anlıyorum, ben bunu gözleri yumulu bir adamı izlerken fark ediyorum. İnsanın toprağı elleri olurmuş, gözleri gök, dudakları dört atom, kalbi beş kimyasal bileşeni. Hangi memlekettendir bilmem, toparladığım bu ellerimi ne kadar süresini almıştı yaratmak, kim bilir. Topaklama yapan bitki örtüsüne dökülen milyon küsür gökyüzü, kabuğunu kırmaya çalışan evsiz salyangoz, varlığım kimin yokluğundan ibarettir benim? 

Kolunun üzerinde duran başımı boynuna bastırdı. "Taehyung," dedim sakin bir sesle. Bu sefer onu nezaketle uyandırmak yerine farklı bir yöntem denedim, boştaki elimi ensesine atarak ovalamaya başladım. Gıdıklanarak uykusunda gülmeye başladı. Elimi ensesiyle omzu arasında sıkıştırarak gözlerini kısıkça araladı. Uyandı. Parladığına adım gibi emin olduğum gözlerimi kırpıştırarak ona bakıyordum. 

"Elim uyuştu." dedim sonunda elimin ağrısını hatırladığımda. Beni sıkıştırdığı kolları arasından çekildi geriye doğru, elimi yumruk yaparak karıncalanma hissini yok etmeye çalıştım.

"Günaydın." kolumu esneterek söylediğim kelimeye gülümseyerek aynı cevabı verdi, yatakta bir o yana bir bu yana dönerek esnedi. O kadar tatlı ve komik gelmişti ki bu hareketi gözüme, elimde olmadan kıkırdadım.

"Ne? Hiç mi esneyen insan görmedin?" dedi. Kalın sesi yeni uyandığı için olduğundan bin kat daha fazla kalın çıkıyordu ve o yalandan kızmış ifadesiyle bana bakarken kıkırdamalarım kahkahalara dönüştü. Karnımı tutarak onun hafif vuruşlarından kaçmaya çalışırken buluverdim kendimi. Ona güldüğüm için belimi gıdıklıyor, huylandığımı anladığı içinse beni tutup kendine doğru çekip duruyordu.

zamanın ütüsü bozulmuş yakasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin