uykumda silahları taşırken
kalbime perklorik asit dökmüşsün
sen buna infilaktı amacım dersin,
inanmam senden gelen galeyana
sen sadece elleri kanlı bir kimyagersin
yanma tepkimesini tamamlamak için acele ettin
yüzüm ki ömrümün güdümüdür
unuttum saymaya baştan başladığım tespih tanelerini
şans eseri girdiğim kilisede okunan duaya eşlik etseydim
bana deniz getirir miydin
yoksa denizi kalbime mi iterdin
/falcının yanlış okuduğu rüya
(stars, 2018 - shannon lucy)
Doygun bir seher vakti. Sustalı örüntüler dolaşıyor göz kenarlarımda. Dünyayla arama opak perdeler dökülüyor, evreni yaratan tanrı insan vücuduna yıldız parçaları katıyor, bunu anlıyorum, ben bunu gözleri yumulu bir adamı izlerken fark ediyorum. İnsanın toprağı elleri olurmuş, gözleri gök, dudakları dört atom, kalbi beş kimyasal bileşeni. Hangi memlekettendir bilmem, toparladığım bu ellerimi ne kadar süresini almıştı yaratmak, kim bilir. Topaklama yapan bitki örtüsüne dökülen milyon küsür gökyüzü, kabuğunu kırmaya çalışan evsiz salyangoz, varlığım kimin yokluğundan ibarettir benim?
Kolunun üzerinde duran başımı boynuna bastırdı. "Taehyung," dedim sakin bir sesle. Bu sefer onu nezaketle uyandırmak yerine farklı bir yöntem denedim, boştaki elimi ensesine atarak ovalamaya başladım. Gıdıklanarak uykusunda gülmeye başladı. Elimi ensesiyle omzu arasında sıkıştırarak gözlerini kısıkça araladı. Uyandı. Parladığına adım gibi emin olduğum gözlerimi kırpıştırarak ona bakıyordum.
"Elim uyuştu." dedim sonunda elimin ağrısını hatırladığımda. Beni sıkıştırdığı kolları arasından çekildi geriye doğru, elimi yumruk yaparak karıncalanma hissini yok etmeye çalıştım.
"Günaydın." kolumu esneterek söylediğim kelimeye gülümseyerek aynı cevabı verdi, yatakta bir o yana bir bu yana dönerek esnedi. O kadar tatlı ve komik gelmişti ki bu hareketi gözüme, elimde olmadan kıkırdadım.
"Ne? Hiç mi esneyen insan görmedin?" dedi. Kalın sesi yeni uyandığı için olduğundan bin kat daha fazla kalın çıkıyordu ve o yalandan kızmış ifadesiyle bana bakarken kıkırdamalarım kahkahalara dönüştü. Karnımı tutarak onun hafif vuruşlarından kaçmaya çalışırken buluverdim kendimi. Ona güldüğüm için belimi gıdıklıyor, huylandığımı anladığı içinse beni tutup kendine doğru çekip duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zamanın ütüsü bozulmuş yakası
Storie d'amoreyankılanan bir ağrı gibi gittiğim her yerde duyarken seni. içime taşıyorum, bulanıyor, ben seni yaşıyorum. gülüyor, chevkso. "sen aşkı yaşamıyor, ölüyorsun." diyor. ben seni bugün denize bırakıyorum. yıldızlar dökülüyor. bilmiyorsun, dünya hatırımı...