1-Bacak Arası Meselesi

615 24 29
                                    

* LOVE SHOT *
{AŞK VURUŞU}

Sevgili okurlarım, canlarım, bitanelerim bu hikaye LGBT konulu olacaktır. Eğer homofobi sahibiyseniz ama yine de şöyle göz ucuyla bakayım diyorsanız rica ederim sadece okuyup geçin benim başımı ağrıtmayın. Sövgülerimle.

Öpücüklendiniz..

...

1-Bacak Arası Meselesi..

"Ne olacak lan bizim bu mücadelemiz... Okulda sınavlarla mücadele et, dışarıda iki kuruş için hayatla mücadele et, eve gel dayakçı pederle mücadele et." dedi teneke birasını benimkiyle tokuşturup kafasına diken Batu.

"Hayatımı siktin hayat!" diye bağırdı yanımdaki Oğuz.

"Kes lan sesini, bir huzur vermediniz!"

Kurdukları çadırın önünde oturan saçı sakalına karışmış iki adam bizimkini azarlayınca Oğuz ona orta parmağını kaldırdı. Adam kalkar gibi yaptığında kumu tekmeleyerek arkama kaydı. "Ananı avradını geliyor mu?" Ağırlığını omzuma verdi. Onu ittim. "Yılışma adamlar haklı."

Gelmediğini gördüğünde kafasıyla sırtıma vurdu. "Hani ölene kadar götümüzü kollayacaktın?" Kayarak geri yerine dönerken adamları gözetliyordu.

"Ne yapayım adamları rahatsız eden senken gidip onları mı döveyim Oğuz?"

Gözlerini kıstı. "Köpeksin." Ensesine vurdum.

"Bi sen vurmamıştın, sen de vur. Zaten kafam atık, bu sene sınavı kazanamazsam bizimki beni sanayiye verecekmiş, bi boka yaramayacağımı anladı heralde adam." İç çekti ve büyük yudumlar aldı elindeki tenekeden.

Güldüm. Onun aksine ben sanayiyi tercih ederdim ama bunu dillendirmedim.

Oturduğumuz kumsalda denizin kıyıya vuran sesiyle topladığımız odunların turuncu ateşi ve efkarlı kafaları kedere sürükleyen şarkı bizi iyice dağıtmıştı.

"Ah ulan Nalan, yaktın kızım beni." diye elindeki tenekeyi buruşturup savuran Batuya döndüm ve omzuna vurdum dostça. Siyah kısa saçlarını çekiştirip uzaklara baktı. Halimiz itten beterdi. Biz son sınıfın üç fırlama oğlanı, gündüzleri güldüğümüz kadar geceleri içer ve burada toplanıp parayı biraya gömerdik, birbirimize dert yanar ama kimsenin de kimseye hayrı dokunmayacağını bilirdik.

Birbirimiz için canımızı isteseler verirdik vermesine de.. bu devirde böbreğimiz bile beş para etmiyordu.

Tek bir anneden doğmuş değildik fakat kandan öte kardeştik. Canımızı yakanı üzerine benzin döküp ateşe verecek yüreklere sahiptik. Hani derler ya mangal gibi yüreği var, o tabir bizi anlatan tek gerçekti.

Bebekliğimizden, şu denizde donsuz kafalarımızı suya gömüp birbirimizi boğmaya çalışıp, mahallede koşturduğumuz topa kadar her şeyimiz ortaktı.

Az gelirli ailelerin, alın teri kazançlarıyla bugünlere gelmiş çocukları olarak sokaklardan çok şey öğrenmiştik. En büyük korkumuz okul bitince ailemize bir faydamız olmayacağını bilmemizdi. Varlığımızı da yokluğumuzu da kendi içimizde halleder, batıyorsakta çıkıyorsakta kimseye belli etmezdik. Tabi erkek adamız ya gururumuzdan burnumuz düşse almayacak büyük gönüllü herifler gibi dolanıyorduk ortalıkta.

Asarım keserim hesabı işte...

"Lan Sancar, üç beş bir şey çıkar mı senden?"

Batuya hayırdır bakışımı atarken elimdeki ısınmış birayı kuma koydum. "Yarın Nalana gideceğim oğlum, cepte sakız alacak para kalmadı."

LOVE SHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin