İstanbul kışı ne kadar güzel olabilir ki gerçi Oğuz için kış hiç bir yerde güzel değildi.Elinden gelse evden bile çıkmayacak ama mecbur görevinin başına gitmeliydi.Her zamanki gibi akşamdan titizce hazırladığı kıyafetlerini askıdan çıkardı şikayet ede ede giyinmeye başladı takımını giydikten sonra çekmecesiden en uyumlu saatini seçti paltosunu giyip atkısını boynuna attıktan sonra gitmeye hazırdı.Arabasının anahtarını aldığı gibi arabasına gitti kontağı çevirip radyosunu açtı en sevdiği şarkılardan biri olan '' Keep on rising '' çalıyordu Oğuz'da istemsizce mırıldanarak eşlik ediyordu.
Down in the depths of my soul
Feeling the loss of control
In its spirit
So colourful
If you feel it then let's go
To a place where you belong
Give it strength to carry on
Open your heart
Set your mind at ease
Live your life
And you'll be free
We're gonna rise, rise, rise
Keep on rising
Rise, rise, rise
Uhm, uhhm
