TABU

67 2 2
                                    

O sırada telefonu çaldı müziğinin kesilmesinden rahatsız olduğu için mırıldanarak telefona cevap verdi.

Oğuz -Alo
Ömer -Alo , amirim ben Ömer kahvaltı yaptınız mı bizler poğaça falan alacaktık size de alalım mı diye sormak için aramıştım.
-Hayır, diyip telefonu direk kapatıp müziğine kaldığı yerden devam eder.

Bu soğuk tepkisi Ömer'e yönelik değildi
merkezde kimse ile yakınlık kurmuyor nerdeyse konuşmamayı tercih ediyor o yüzden birinin kırılıp kırılmayacağını pek umursamıyor bazen dili çok sivri de olabiliyor şakaları da bir o kadar rencide edici.Ona göre kafasını daha önemli şeyler ile doldurmalıydı.Ne kadar insan ile samimi olursa o kadar dert sahibi olur ve daha önemlisi ne kadar çok kişiye değer verirse onları o kadar koruması gerekir bu da önemli işlerine zihnini yoğunlaştırmakta zorluk çekeceği anlamına gelir.
Dinlediği müziğe kendini o kadar kaptırır ki yolun nasıl geçtiğinin farkında bile değilken merkeze gelmiştir bile kendisine ayrılan park yerine arabasını park edip karakolun merdivenlerine doğru ağır adımlar ile ilerler mesleğini her ne kadar sevse de karakola gelip gitmeyi hiç sevmiyordu çünkü onun zihnini açacak bir olay ile karşılaşmıyordu. Umursamaz tavrı eğik başı ilerlemeye devam ediyordu ki nöbet tutan polisleri görünce kafasını usulca kaldırıp

-Kolay gelsin arkadaşlar diye seslendi
Nöbet tutan polislerde ardından sağolun amirim diye seslenir.

İçeri girdiğinde her zamanki gibi etrafı usulca süzüp yukarıdaki odasına doğru çıkar odasına ilerlerken kahvaltısını yapan polisleri görür selam vermek adına hafifçe başını sallar ekibin hepsi bir yandan poğaçalarını yerken dolu ağızları ile selam verip kafalarını sallarlar. Oğuz odasına geçer geçmez Ömer dayanıp kahvaltısını yarıda bırakarak Oğuz'un odasına koşar adımda gidip kapıyı çalar

Oğuz- Kim o
Ömer- Ömer ben amirim
Oğuz-Gir gir Ne oldu hayırdır
Ömer- çay kahve içer misiniz diye soracaktım da ondan rahatsız etmiştim
Oğuz- Yok çıkabilirsin

Oğuz'un bu soğuk tavırlarına rağmen Ömer hiç neşesini azmini kaybetmeden sürekli aynı istekle amirine sürekli yakın davranıyordu ondan gelecek en ufak söze bile değer veriyordu Oğuz onun için idol sayılabilecek bir insandı zekası olayları çözümlemesi bunların yanı sıra soğukkanlılığı; Oğuz'un bu özellikleri meslek hayatında Ömer için onu idol alabilmek için yeterde artardı bile.Bundan dolayı hiç takmadan görevinin başına masasına doğru gider.Herkes masalarının başında bir yandan dosyaları ile uğraşırken bir yandan kalan poğaçalarını yiyorlarken
Nevzat başkomiser içeri girdi herkes toparlanmaya masalarının üzerinde ki kırıntıları toplamaya başladı.

Nevzat başkomiser- Günaydın gençler afiyet olsun rahat olun Sevim kızım var mı bizlik bir ihbar
Sevim -Var amirim iki aile birbirine girmiş bir ekip yönlendirildi arkadaşlar intikal etmiştir şimdiye.
Nevzat başkomiser- Dertleri neymiş peki
Sevim - Namus davası falan diyorlar amirim
Nevzat başkomiser- Namusları batsın kim altında neler çıkacak beni haberdar edin olayın seyrine göre
Sevim- Anlaşıldı amirim

Nevzat odasına doğru giderken Oğuz masasında bir çok dosya ile başbaşa kaldığını görünce merakını engelleyemez direk odasına dalar.

Nevzat Başkomiser - hayırdır aslanım bu dosya yığınları nedir
Oğuz-Derin bir iç çeker Amirim bir dosya var kafamı kurcalayan benden önce olay gerçekleşmiş dosya kapanmış fakat sanki ucu açık bir kaç birşey var
Nevzat- Hangi olay bu
Oğuz - 2016 Ağustos ayında ağır yaralanan ve soygun vakası bir kuyumcu da gerçekleşmiş olay
Nevzat- Hmm Evet evet ! Hatırlıyorum bu dosyayı fakat olay çözüldü yani soyguncular yakalandı altınlar teslim edildi yani bu kadar. Senin aklına soru işareti bırakan nedir evlat
Oğuz - dediklerinizin hepsi kelimesi kelimesine doğru fakat dosyada adı geçen kuyumcu Kasım'ın başına ilk veya son gelen talihsiz olay değil.İlk olarak aynı senenin Mart ayında arabası ile seyir halindeyken saldırıya uğruyor tabi ki bu olay bize yansıyor fakat dosya belli süre sonra kapanıyor.Ne kadar gariptir ki olaylar dizisi burada bitmiyor lise çağlarında bir kızı var Kasım'ın bu olaydan bir kaç ay sonra kızın okulundan acil bir şekilde evini arıyorlar annesi çıkıyor annesi de karakolu arayıp kızını kaçırdıklarını iddia eden bir şikayette bulunuyor fakat Kasım karakolu arayıp şikayeti geri çekiyor ve bir yanlış anlaşılma olduğunu kızını okuldan şoför ile aldırttığını söyleyip olayı kapatıyor ve Kasım'ı araştırdığımda garip bir detay takıldı gözüme Ağrı'dan İstanbul'a bir kamyon yöresel yiyecek geliyor senenin bazı dönemlerinde Kasım'a ve ardından kendisi gidiyor madem gideceksin sen niye getirmiyorsun derler insana
Nevzat - Evet bu yakaladığın detaylar şaşırtıcı da bizim gözümüzden nasıl kaçmış
Oğuz - Belki size kadar gelmediği içindir
Nevzat - Aslanım kimseye çaktırmadan bu olayı araştır bak bakalım ne çıkacak işin altından
Oğuz - Tamamdır amirim sağolun dikkate aldığınız için
Nevzat - Eyvallah aslanım kolay gele

Bu kadar dosya karışıklığının içinde olsa bile Oğuz mutluydu dikkatini verebileceği bir olay yakalamıştı ona göre bu olayların altında çok farklı birşey olmalıydı.Dosyalara o kadar dalmıştı ki vaktin nasıl geçtiğini anlamamış öğle vakti gelmişti bile. Eşyalarını toplayıp kapısını kilitledikten sonra her zaman ki gibi o bayıldığı köhne balıkçıya gitmek için yola koyuldu.Buranın anlamı Oğuz için çok yuva diyebileceği bir yerdi. Neredeyse her öğlen aksatmadan oraya gider ekmek arası sipariş ederdi. Balık iyice temizlenmiş öyle güzel pişirilirmiş ki ağızda lokum gibi dağılıyordu   kullandığı baharatlar tam kararında hele birde o leziz salata insanın yedikçe yiyesi geliyordu bunları düşünürken ağzı iyice sulamaya başladı ve acıktığını iyice hissetmeye başlamıştı. Adımlarını hızlandırmaya başladı fakat o hızlandıkça esen rüzgar yüzüne vuruyordu ince bir bıçak gibi o kadar soğuktu ki yüzü kesiliyordu sanki işte bu yüzden kışı sevmiyordu siyah örgü atkısını yüzüne iyice sardı o balığı yemesine hiç birşey engel olmazdı. Sonunda varmıştı en lüks restoranlara değiştirmeyeceği balıkçıya.

Oğuz - Cevahir usta ne cimri çıktın ya sende
Cevahir- Ooo hoşgeldin emniyetin balıkçısı
Oğuz- Allah aşkına usta deme şöyle o ne sanki emniyetli şekilde balık tutmanı sağlamak görevimiz
Cevahir - öyle olsa iyi olur yoksa nerede gelip balık yiyeceksin söyle hele
Oğuz - sende haklısın usta.
Cevahir - ne atayım ekmek arasına sen onu söyle
Oğuz - levrek at sen bana ya.Ben de hayrına sobayı yakayım bari

Oğuz hemen odunları sobaya atıp yakmaya başladı aradan birkaç dakika geçtikten sonra ortam havası ılımaya başlamıştı.
Ellerini sobaya yaklaştırıp iyice ısınmaya çalışıyordu.İncelediği dosya ile ilgili sorular hala aklındaydı nasıl çıkabilir ki bu onun için bulunmaz fırsat.

Cevahir- Al bakalım levreğin afiyet olsun
Oğuz - sağol usta ; sana bir şey soracaktım sen yıllardır buranın esnafısın bilirsin bu kuyumcu var Kasım onunla ilgili hiç kulağına birşeyler geldimi tanıyor musun
Cevahir - Kasım mı kuyumcu Kasım mı?
Oğuz - Evet o
Cevahir - demek o; geniş bir aileye sahip diye biliyorum etrafta dolanan laflara göre tek işi kuyumculuk değil diyorlar. İşin içinde daha farklı işler var. Kuyumcu üzerinden kara para onunla bağlantılı olarak toz işi olduğu söyleniyor.
Oğuz - Vay ve sen bizim gariban mağdurumuza bak . Kimler bunlar yani nereliler dosyada yazan şeylerden daha farklı bir şey var gibi .
Cevahir - Bunlar Afganistan göçmeni diye biliyorum ama sadece o da değil dediğim gibi büyük bir aile Ağrı'da, İstanbul'da, Diyarbakır'da varlar ama aile bağları ne kadar kuvvetli dersen iş ne kadar büyük ve kârlı ise derin bağları var.
Oğuz - Sen olmasan ne yaparım bilmem baba.
Cevahir - bırak bu lafları oğlum herşey sende bitti senin yeteneğin azmin bacak kadar çocukken bile millete ders veriyordun ben sana sadece bildiklerimi aktardım sonra seni en güvenilir ellere vatanıma teslim ettim. Usta dediğin çırağından bilinir benden sonra o görevi teslim aldın ve layığıyla yerine getiriyorsun ben hala bildiklerimi aktarıyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 10, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TabuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin