Bölüm 10- Truth

311 25 32
                                    

"günaydın"

minho Hyung sinirli bir şekilde yanıma yaklaştı

"sen kafayı mı sıyırdın bu soğukta ne bok yemeye o kadar saat yürürsün"

"özür dilerim hyungnim"

kollarını boynuma sardı

"özür dilemek yerine kendine dikkat et"

sesi biraz öncekine karşı daha sessiz çıkmıştı. Bende kollarımı ona dolayınca bir kişi daha sarılmıştı bana jisung

"bensiz Bir sarılma hayal etmediniz umarım"

bana sarılma ayağına sevgilisinin boynuna minik öpücükler konduruyordu ama bu da işin sevimli kısmıydı

"ne yapıyorsunuz?"

Changbinin sesiyle ikili ona döndü

"ben seni göremeyince gittin zannettim"

"sorun yok dün gece felix beni bırakmadı illa beraber uyuyalım dedi"

sadece bir kere söylememe rağmen ısrar kabul etse de sesimi çıkarmadım. Minho ve jisung ikisili bu sefer bana döndü

"ne oldu barıştınız mı siz?"

"arkadaş olmaya karar verdik"

changbin söze atladı hemen

"o karar verdi"

jisung şaşkınca yanıma geldi

"ne demek arkadaş nasıl yani arkadaş senle ben gibi arkadaş mı?"

changbin bilmiyorum der gibi omuzlarını indirip kaldırdı

"nasıl olacaksa"

"olacak bal gibi de olacak"

minho ateşim kontrol ediyormuş gibi yaptı

"hayır ateşinde yok hala sarhoş musun?"

"hiç bu kadar ayık olmamıştım Hyung"

ne olmuş arkadaşça devam edeceksek eski sevgililer arkadaş olamıyor mu işin aslı biz sevgili bile sayılmazdık sadece iki gün takılmıştık gibi bir şey hislerimiz ne kadar kuvvetli olsa da

"ayrıca benim yüzümden sizde changbin Hyungla görüşemiyordunuz değil mi herkes karlı çıktı bu işten"

ikili karışmıyoruz der gibiydiler minho sevgilisinin elini tuttu ve öptü

"yani artık felix changbini özler diye yanınızda mesafemize dikkat etmemize gerek yok değil mi?"

"dikkat ediyor muydunuz ki?"

cidden onları kaç kez basmıştım yatakta oysaki

"tabiki dikkat ediyorduk"

jisung bağırarak konuşmuştu

"dikkat etmiş haliniz buysa aslınız beni korkutuyor Hyung evime geri dönmeliyim sanırım"

ikili bir anda sessizliğe bürünmüştü

"gitmene gerek yok ki burada sana bakarız"

üzülmüşlerdi bende üzülmüştüm çünkü onlara fazla alışmıştım aklıma gelen fikirle gülümsedim

"burası küçük diye eve gitmeyi planlıyordum rahat edemeyiz diye ama benim evim han gibi en başından bizim evde kalsaydık keşke"

"ne demek yani bu"

"bizim eve taşınalım üçümüz" minho ve jisung birbirine bakarken changbin bana döndü

"üçümüz derken.. Ben de gelemez miyim?"

Cafuné | ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin