Bölüm 15- End

277 18 8
                                    

Sinirliyim
Fazlasıyla
"sekreter go bir daha tekrar et" yerinden sıçramış ve çekinerek konuşmuştu "tasarımlarımız sızdırılmış.. Çekirdek takımda bulunan byan byun da istifa dilekçesini bu sabah bıraktı" şakaklarımı ovalayıp sandalyemi geri çektim "peki öncelikle bayan byunla görüşme ayarlayın ve tasarımı çalan şirkete dava açın" "peki efendim" odadan çıkarken bir şey diyecek gibi arkasını dönmüş ve tekrar önüne döndüğünde bir boklar olduğunu anlayıp sekreterime baktım "sekreter go başka bir sıkıntı daha mı var ne söylemeye çalışıp da söyleyemiyorsun" şaşkınca arkasını dönmüş ve hızla masamın önüne geçmişti "efendim bu uygunsuz bir soru biliyorum fakat bu akşam müsaitseniz bayan byunu alıp size getirsem biliyorsunuz kendisi eve yemeklerine bayılır ve belki daha etkili bir konuşma olur" suratına bakarken düşündüm olabilirdi aslında normal bir çalışana asla böyle bir şey yapmazdım ama bayan byun çekirdek kadrodaydı ve herkesin sevdiği bir ablaydı "çok saçma oldu özür dilerim efendim birazdan nir görüşme ayarlarım" "hayır hayıe güzel bir fikir bu akşam bize gelin o zaman" yüzünde aniden tatlı bir gülümseme oluşmuştu sekreter go nun ne kadar ilgilenmesem de tatlı bir suratı vardı "peki efendim hemen haber vereceğim"

Lixie~
Sevgilim bu akşam misafirim var siz hep beraber yemeğe mi gitseniz?

Binnie~
Kim?

Lixie~
Öküzlük yapma
Eve gelince anlatırım birkaç saate eve geçeceğim sizde kafanıza göre takılın

Binnie~
Tamam bebeğim kızma hemen
Çıkarız birazdan başka bir isteğin var mı

Lixie?~
Yok
İyi eğlenceler bebeğim ^_^

Binnie~
Sana da

***
Yemek gayet güzeldi bayan byun davranışını takdir etmiş ve maaşına biraz zamla işe geri dönmüştü şu an sekreter go ile dava açacak dosyaları inceliyorduk kapının çalmasıyla sekreter go hızla kalkmış ve kapıyı açmıştı kapıda gördüğüm yüz beni mutlu etmişti özlemiştim onu "hoşgeldiniz" "hoşbuşduk" jisung kaş göz hareketleriyle sekreter go yu işaret edince onu tanımadıkları yeni aklıma gelmişti "sekreter go benim sekreterin zaten seslenişimden anlamışsınızdır" sekreter go saygıyla eğilip gülümsediğinde tam diğerlerini tanıtacaktım ki boşboğaz hyunjin hemen atılmıştı "ben felix in kuzeni zaten bir kere görüşmüştük" hatırladığın belli edercesine gülümsedi "bende arkadaşı jisung bu da en sevdiğim insan minho kocam olur" şaşkınca onlara bakarken bir anda gülmüş ve gözleri parlamıştı "cidden gerçek hayatta sizin gibi bir çift gördüğüm için çok mutluyum sadece film ve sizlerde görüyordum" changbin kendini tanıtmak yerins yanıma oturup yanağıma sulu bir öpücük bıraktığında benim bekar olmadığımı göstermişti açıkça "bende changbin memnun oldum" saygıyla eğilip karşımdaki sandalyeden eşyalarını toplayıp gülümsemişti yüzüme "ben gideyim artık bay lee geç oldu annem merak eder" "tek gitme şöförüme söyleyeyim o bıraksın saat geç oldu dediğin gibi" "teşekkürler bay lee" "bende teşekkür ederim bu hün yaptıkların için" "ne demek iyi geceler memnun oldum" herkese şince gülümseyip kapıdan çıkmıştı changbin öldürücü bakışlarını tekrar bana atarken kimseyi umursamamış ve kucağına çekip kaçmamam için sıkıca tutmuştu "evde tek başınıza ne yaptınız bebeğim" "istifa edecek bir çalışanımı geri işe döndürüp bir kaç iş görüşmesi yaptık sevgilim" burnuna minik bir öpücük bırakıp çekildim "sen beni yine mi kıskandın hem de sekreterimden" gülerken sinirli bakışlarını görüp sustum "evet kıskandım giymiş elim kadar eteği sana bakıyor anlamadım mı sandın" sessizce kıkırdayıp bu sefer dudağını öptüm "yorgunum binnie yarın kavga edelim" başımı boynuna gömdüm ve gözlerimi kapadım "tamam" elleri hemen saçlarıma çıkarken öpmeyi de ihmal etmiyordu "sevgilimi özledim keşke aynı evde kalabilsek şunlara bak ikisi iki yandan yiğişiyorlar" "siktir git hyunjin beğenmiyorsan kapı orada" bunu diyen minho Hyungdu anladığım kadarıyla o da jisungla vakit geçiriyordu hyunjinle üzüldüm gerçekten sevgilisi şu an şehir dışındaki bir seminere gitmiş ve onu bir haftalığına yalnız bırakmıştı "sevgilimi özledim
Günler birbirini kovalarken olağan üstü hiçbir şey olmamıştı işe git eve gel changbin le vakit geçir ve tekrar. Bu süre zarfında changbin de söz yazarlığı yaptığı şirketten yüklü miktarda para almış ve bu akşam beni çıkaracağı yemek için hazırlanmam bekliyordu. Hızlıca hazırlanıp odadan çıkarken changbini de oldukça özenli görmüştüm normalde siyah ağırlıklı giyinen sevgilim bu gün bir değişiklik yapıp beyaz çoğunlukta giyinmişti "yakışıklı olmuşsun" "biliyorum ben her zaman yakışıklıyım" klasik changbin işte bir şey demeden arabaya yöneldiğimde adımlarını hızlandırıp benim yerime kapıyı açmıştı "buyurun bay lee" gülümseyip arabaya binip kemerini taktım. Yolculuk boyunca bir kere bile konuşmamış beni götürdüğü yere odaklanmıştım
"burası" gergince ellerini ensesine götürürken neden heya anlı olduğunu anlamasam da şirindi "karanlık burası" "sabırlı ol biraz" ayağım takılmasın diye dikkatli adımlar atarken birden mekanın aydınlanmasıyla nefesim kesilmişti burası tanıştığımız gün beni getirdiği lunaparktı "sen ciddi misin?" bağırarak söylediğim şeye gülmüş elimden tutup kendi hazırladığı belli sofraya beni oturtmuştu "lunaparkta akşam yemeği... Senden beklemezdim" "neden beklemezdin gayet romantik biri olduğumu düşünüyorum oysa ki" "evet sen gerçekten romantiksin sevgilim tahminimin dışansaydı cidden şaşırdım ve mutlu oldum" ellerimi tutup ellerinin arasına hapsedip minik öpücükler bıraktığında kıkırdadım ve onu izledim

Yemek bittiğinde tekrar gergin changbin gün yüzüne çıkarken arkama yaslandım ve diyeceği şeyi bekledim "felix ben artık seninle sevgili olmak istemiyorum" yüzüm aniden düşerken oturduğum sandalyede dikleştim "bir şey mi oldu" benden ayrılmayacak değil mi aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktu "bir şey oldu evet" ayağa kalktı ve yanıma ilerledi "seninle son kez sevgili olarak yemek yemek istedim" bende yerimden kalkıp yüzüne baktım ağlayacaltım sanırım gözlerim buğlanöaya başlamıştı bile "beni bırakma lütfen" ellerini tutup kendime çektim güçlü bedenini "hiçbir şey yoktu bir anda ne oldu böyle biri bir şey mi dedi" ağlıyordum onu kaybetmek istemiyordum "felix bana bak lütfen" gözlerim onun tebessüm eden suratına çıktığında neden bu kadar mutlu olduğunu sorguladım. Beni omuzlarımdan tutup arkama döndürdüğünde ağlamam şiddetlenirken şiddete başvurmuş ve changbini yumruklamaya başlamıştım "böyle mi teklif edilir öküz çok korktum" gülerken başını omzuma yaslamış ve kollarını sarmıştı bedenime "cevabın ne peki" kollarından ayrılıp yüzüne baktım ciddi bir şekilde "bana böyle evlilik teklif ettiğin için hayır başka bir gün tekrar denersin" arkamı dönüp ilerlemeye başladığımda tekrar gördüğüm pankarta göz devirdim 'sevgilin değil kocanım bundan sonra evlen benimle'  cidden yazacağın yazının düzenine tüküreyim "felix" "hey" koşup kolumu kavrayıp kendine çektiğinde yüzünde oluşan hayal kırıklığıyla gözlerime bakıyordu dayanamayacaktım sanırım "evet tabi şapşal başka cevap hakkı tanımamışsın zaten" gülüp boynuna atladığımda kolları gecikmeden sarmalamıştı beni "seni seviyorum bebeğim" "bende seni seviyorum" ayrılıp cebinden çıkardığı yüzüğü önce benim parmağıma sonra kendi parmağına geçirirken duyduğum sesle sesli bir şekilde güldüm "bu gece eve gelmeyeceğiz dilediğiniz şekilde vakit geçirin" herkes buradaydı ailem dediğim herkes ve şu an mutluydum fazlasıyla
Seninle çatıda karşılaştığım o gün hayatım gerçekten değişti beni değiştirdiğin için teşekkürler sevgilim....

Cafuné | ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin