Bölüm 12- Cute

301 23 16
                                    

Sabah şirkete geçerken aklıma gelen görüntülerle gülmeme engel olamadım sabah uyandığımda yanımda changbin yatıyordu artık hep yanımda yatacaktı zaten ama bu sabah ağzı açık uyuduğu için salyası akmış ve yastığı ıslatmıştı onu uyandırmak için dürtrüğümde kalkıp beni öpmeye çalışmıştı

bende durdurup salyasının aktığını söylemiştim o ise şaşkınlığını belli etmemek için ne olacak demiş beni kucağına alıp banyoya götürmüştü beraber duş almak yapmak istediğim şeyler arasındaydı ve gerçekleştirmek çok hoşuma gitmişti onun kafasını şampuanlamak çok hoştu

"efendim hoşgeldiniz"

sekreter go ya verebileceğim en büyük gülümsemeyi vermiştim fazla enerjiktim bu gün onunla uyanmak bana enerji vermişti.

Akşama kadar işlerimi halletmiş ve altından önce şirketten ayrılmıştım eve doğru arabayı sürerken tanıdık bedeni görmemle arabayı yavaşlattım ne fazla mutlu görünüyordu nereye gidiyor ki o kadar mutlu edecek

"hey bizim oğlan"

kafasını şaşkınca çevirip bana bakmıştı

"sevgilim bizim oğlan ne ya"

"bilmem öyle diyesim geldi. Nereye bu arada bırakayım seni"

arabaya binip gülümsedi

"yanına geliyordum sevgilim sana kendi elimle yemek yaptım"

elindeki poşeti kucağıma bırakırken gülümsedim

"sen iyice hamarak oldun"

"bebeğimi besleme gerek"

kutuyu çıkartıp açmış ve getirdiği çubuklar yardımıyla ağzıma doğru getirmişti

"yongbokie aç ağzını aaaa"

tatlı tatlı konuşurken bana yongbok demesine kızmadım çünkü niye kızayım ağzımı kocam açtığımda çubuğu ağzıma soktu

"aferin benim yongbokiem"

fazla şirindi

"böyle davranmaya devam edersen seni ısırırım"

ağzım dolu olduğundan kelimeler boğuk çıkmıştı o ise hızlıca peçete çıkartıp ağzımı Silmişti

"önce ağzındaki bitir bebeğim"

yavaşça eski ses tonuna dönerken bu haline kıkrdadım yol kenarında yemeğimizi bitirip kutuyu poşete geri koyarken bende boş durmayıp hızlıca yanağına öpücük bıraktım

"yemek için teşekkürler"

suratını asıp döndü

" yani ben sadece yanağıma minik bir öpücük bırak diye mi bu kadar uğraştım"

dudağını bana doğru uzatıp bükerken yavaşça ona yaklaştım ve dudadığı öpmek yerine dişlerim arasına aldım hemen dudaklarını normal haline getirip beni kendinden ayırdı

"senin düzgünce yapmaya niyetin yok o yüzden ben yapacağım"

dudaklarını benimkine basrırken gülümsedim oda gülümsemişti gerilen dudaklarından anlamıştım yavaşça geri çekilip arabayı çalıştırdım

"nereye girmek istersin seni oraya götüreceğim"

biraz düşündü "seninle han nehrine gitmek istiyorum seninle oraya hiç gitmedik değil mi?"

başına onu onayladım "hadi o zaman han nehrine"

Nehir boyunca ellerimiz kentli bir şekilde yürürken yemek kamyonundan sosis almışık bir yandan onları yiyor bir yandan da muhabbet ediyorduk

Cafuné | ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin