((Medya - Caner))
Alarmla değil, alışkanlıkla tam saatinde okul için uyandım. Saçımı tarayıp zaten kabarık olan saçık daha da kabarmasın diye saç spreyi sıktım. 12. Sınıf olmama rağmen okula serbest gidemiyorduk, bizim okulun saçma sapan işleri işte. Ama pek taktığım da söylenemez. Beyaz gömlek, siyah ince çoraplar, bordo mini okul eteğimi ve okulun ceketini giydiğimde hazırdım. Aşağı indim ve anneme ben çıkıyorum dedim. Kahvaltı için ısrar etse de bişey yemek istemiyordum. Dün de pek bişey yememiştim zaten ama hiç iştahım yoktu. Özellikle de dün Can'a yaşattıklarım yüzünden pek keyfim olduğu da söylenemez. Kendimi ne olursa olsun ona affettirmem gerekiyor. Beyaz Spor ayakkabılarımı giyip çıktım. Bugün okula yürüyerek gidecektim. Müzik de olsa güzel olurdu ama telefonumu Can'da unutmuştum. Derken her zamanki gittiğim yoldan ilerlemeye başladım. Okul yakın değildi ama yürümek istemiştim ve yolu biliyordum.
Bizim sokaktan çıktıktan sonra sağa döndüm ve ilerledim. Fakat yol kapalıydı, ama gidiş için bir yol daha olduğunu sokaktaki birine sorarak öğrendim. Geri döndüm, sola döndüm ve ilerlemeye başladım. Sabah saat altı buçuk olduğu için henüz güneş yeni doğuyordu ve sokaklar boştu. Ve bir ses duydum.. tıkırtı gibiydi, kedi falandır diyerek takmadım. Devam ettiğimde sesi hala duyuyordum. Korkmaya başladım ve olduğum yerde durup yavaşça arkamı döndüm. Birisi hızlıca yan sokağa girdi çok yakın olmasa da siyah kapüşonlu, uzun boylu ve esmer olduğunu görebildim. Korksam da olduğu yöne doğru ilerledim, ilerledim ve ilerledim.. Fakat kimse yoktu, kaybolmuştu. Hızlıca yoluma devam ettim ve korkuyla okula attım kendimi. Artık güvendeydim. Yani umarım.. Sınıfa geçip çantamı bıraktım ve sınıftaki bir kızın bana baktığını gördüm, bakmaya devam etti ve gözlerini kaçırmadı. Sonra önüme döndüm, çantamdan paramı alıp kantine indim. Hiç bişey yememiştim ve artık çok acıkmıştım. Kantine indim, karışık tost ve kola aldım. Tam bir ısırık alacakken bir çocuk bana çarptı ve tüm yemeklerim yere döküldü! Çok acıkmıştım ve insanda yeme hevesi bırakmamıştı. Ben yere dökülen yemeklerime bakarken bana çarpan çocuk "pardon, istersen yenisini alabilirim" dedi. Ama ben yüzüne bile bakmadan çekip gittim. Zaten sinirliydim ve onunla uğraşamazdım. Konuşmayı da sevmem zaten o yüzden ordan sinirle uzaklaştım. Sınıfa çıkıp sırama oturdum ve kızın hala bana baktığını fark ettim. Kızın yanına gidip soracaktım neden baktığını.
-𝗕𝗶𝗿 𝘀𝗼𝗿𝘂𝗻 𝗺𝘂 𝘃𝗮𝗿?
-𝗔 𝗵𝗮𝘆ı𝗿, 𝘀𝗮𝗱𝗲𝗰𝗲..
-𝗦𝗮𝗱𝗲𝗰𝗲?
-𝗦𝗲𝗻𝗶 𝗺𝗲𝗿𝗮𝗸 𝗲𝗱𝗶𝘆𝗼𝗿𝘂𝗺.
(Dedi utanarak.)-𝗡𝗲𝗱𝗲𝗻?
-𝗦̧𝗲𝘆, 𝘆𝗮𝗻𝗶.. 𝗦𝗲𝗻𝗶𝗻𝗹𝗲 𝗮𝗿𝗸𝗮𝗱𝗮𝘀̧ 𝗼𝗹𝗺𝗮𝗸 𝗶𝘀𝘁𝗶𝘆𝗼𝗿𝘂𝗺.
Dondum. Resmen dondum.. İlk defa böyle bir teklif alıyordum. Kız benim onu sevmediğimi ve onunla arkadaş olmak istemediğimi ve hatta kesin ondan tiksindiğimi falan düşünüyordur şuan. Ama bilmiyordum.. Bir arkadaş.. bana iyi gelir miydi? Güvenebilir miydim? Kız o sırada konuşmaya başladı..
-İ𝘀𝘁𝗲𝗺𝗶𝘆𝗼𝗿𝘀𝘂𝗻 𝗴𝗮𝗹𝗶𝗯𝗮, 𝘂̈𝘇𝗴𝘂̈𝗻𝘂̈𝗺, 𝗯𝗶𝗿 𝗱𝗮𝗵𝗮 𝗴𝗼̈𝘇𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺𝗶 𝗱𝗶𝗸𝗶𝗽 𝘀𝗲𝗻𝗶 𝗿𝗮𝗵𝗮𝘁𝘀ı𝘇 𝗲𝘁𝗺𝗲𝗺.
-𝗛𝗮𝘆ı𝗿 𝗵𝗮𝘆ı𝗿 𝘆𝗮𝗻𝗹ı𝘀̧ 𝗮𝗻𝗹𝗮𝗱ı𝗻, 𝗯𝗲𝗻 𝘀𝗮𝗱𝗲𝗰𝗲.. 𝗡𝗲𝘆𝘀𝗲, 𝗶𝘀𝘁𝗲𝗿𝗶𝗺 𝘁𝗮𝗯𝗶𝗸𝗶. 𝗡𝗲𝗱𝗲𝗻 𝗼𝗹𝗺𝗮𝘀ı𝗻 𝗱𝗲𝗴̆𝗶𝗹 𝗺𝗶? 𝗔𝗺𝗮 𝘀𝗮𝗻𝗮 𝗵𝗲𝗺𝗲𝗻 𝗴𝘂̈𝘃𝗲𝗻𝗺𝗲𝗺𝗶 𝗯𝗲𝗸𝗹𝗲𝗺𝗲𝘇𝘀𝗶𝗻 𝗯𝗲𝗻𝗱𝗲𝗻 𝗱𝗲𝗴̆𝗶𝗹 𝗺𝗶? 𝗖̧𝘂̈𝗻𝗸𝘂̈ 𝗯𝗲𝗻𝗶𝗺 𝗶𝗰̧𝗶𝗻 𝗸𝗼𝗹𝗮𝘆 𝗯𝗶𝗿 𝘀̧𝗲𝘆 𝗱𝗲𝗴̆𝗶𝗹..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRETA
Mystery / ThrillerAhsen, tanınmayı sevmeyen, okuduğu okulun sahibi, varlıklı bir ailenin çocuğudur ve vârisi olduğu lisede 2.sınıf okumaktadır. Annesiyle birlikte İzmir'de yaşayan Ahsen, zaten içine kapanık olan kızımız babasının vefatından sonra tek tük kelimelerle...