Tom Riddle

4.9K 194 456
                                    

Flashback*

"Y/N'a dokundun... Ona nasıl dokunabilirsin!?"
Tom'un yanındaki Peter'ı gördüğünde gözlerin daha fazla açıldı.

"Bana hiçbir şey yapamazsın! Okuldan atılırsın!"
Bu çocuğun derdi ne!?

Hızla kapıdan girip, kaşlarını çattın.
"Tom sen ne yapıyorsun?!"

"Y/N?''

"Y/N?"
İkiside aynı anda sana döndü.

"Expelliarmus."
Tom'un asası elinden kayarken, sinirlendiğini fark etmiştin. Umursamadın.

"Peter odadan çıkar mısın?"
Başını sallayıp, odadan çıktı.

"Ne halt ediyorsun sen?!"

"Y/N bana bağırmayı bırak."
Kaşlarını daha çok çattın.

"Bak bu iki oldu Tom! Şöyle davranmayı kes artık! Sevgili olmamız, her şeyime karışabileceğin anlamına gelmiyor!"
Bu kez o da kaşlarını daha fazla çattı.

"Anlamıyor musun?! Başkalarıyla konuşmana dayanamıyorum! Konuşmayı bırak, birilerinin sana baktığı düşüncesi bile beni deli ediyor! Sen benimsin Y/N... Yalnızca benim!"

"Bu paronayaklığa dönüşmeye başladı Tom... Kendini kontrol altına alman gerek."
Onu kırmak, isteyeceğin son şey bile değildi. Fakat haklıydın.

"Ben zaten kendimi kontrol edebiliyorum!"
Bunu dedikten sonra bir an duraksadı.
Kabul etmek istemesede biliyordu, doğru söylediğini.

"Üzgünüm. Ben... Ben yalnızca- Ah, bilmiyorum..."

Ona biraz yaklaşıp ellerini, onun saçlarına götürdün. O da çok hafif ve korkakça ellerini beline sardı.
Tom, sana dokunmaya bile korkuyordu.

"Sen iyi birisin Tom... Bunu sakın unutma. Sen en derinlerinde, iyi birisin."
Diye fısıldadın kulağına doğru.

Sessiz kaldı.

"Beni seviyor musun?"
Masum çıkan sesine, yavaşça gülümsedin.

"Seni seviyorum."
Gülümsemene karşılık verdi ve sonraysa dudaklarına, kısacık bir an kendi dudaklarını sürttü.
Böyle yapmanın, hoşuna gittiğini biliyordu.

Flashback sonu*

Şimdi seneler sonrayı anlatıyorum.
Yaşları 21 olsun ve savaş sırası.
(21 çok mu küçük oldu ya? Neyse iyi, iyi. Akhdoshsoajx)

"Ne dediğinin farkında mısın sen Riddle?!"
İçeridekilerin gözü sizin üzerinizdeydi.

"Y/N sakin olsana biraz."

Sinirden deliye dönecektin.
"Şimdiye kadar yaptıklarına karışmadım ama... Ama Hogwarts'a ve o öğrencilere savaş açmanı asla desteklemeyeceğim! Sen de seneler önce orada okudun Riddle! Kendine gel!"

Kaşlarını çattı.
"Bana Riddle demeyi bırak ve sakin ol. Düzgünce konuşalım."

Gözlerin odadaki ölüm yiyenlere kaydı.
İçeride Tom'un diğerlerine göre daha çok güvendikleri vardı.

Antonin Dolohov. Bellatrix Lestrange. Lucius, Narcissa ve oğulları Draco Malfoy falan vardı. Ayrıca Draco'ya üzülüyordun. O daha çocuktu. Ve derinlerde iyi biriydi... Eski Tom gibi... Ailesi yüzünden buralardaydı şuan Draco. Biliyordun ama yapabileceğin bir şey yoktu.

"Dışarı çıkın. Hepiniz!"
Sesini yükselterek, hepsinin odadan çıkışını izledin.
Daha sonra Tom'a döndün.

"Y/N işleri zorlaştırıyorsun..."

"Sana inanamıyorum! Sana, gerçekten inanamıyorum! Hogwarts senin, bizim eski evimiz Tom... Küçük bir çocuğu öldürmek için neden bu kadar hırslandın sen? Sana ne oldu böyle?"

Göz devirdi.
Bunu yaptığı sırada sinir krizi geçirecektin!

Sinirlendiğini fark ederek, sana yaklaştı ve beline sarıldı.
"Sakin ol hayatım..."

O an sinirin zirveye ulaşmıştı ve hiç düşünmeden aklından geçenleri dile getirdin.
"Bana hayatım deme. Hayatının, iğrenç olduğunu biliyor muydun?"

Duraksadın.

"Senin hayatın iğrenç Tom Marvolo Riddle. O lanet hayatında öldürmekten, işkence çektirmekten, kötülükten başka hiçbir şey yok! Yalnızca sen ve duygudan yoksun düşüncelerin var... Ve en kötüsüyse, sen bundan hoşlanıyorsun! Bunu istiyorsun sen!"

Ellerini daha çok sıktı.
"Eskiden... Eskiden bana iyi biri olduğumu söylerdin. Tekrar öyle demene ihtiyacım var. İyi birisin sen, de... Hadi."

Gözlerini birbirine bastırıp, yutkundun.
Değildi...
O artık eski Tom değildi...

"Y/N..."

Gözlerini açmadın. Çünkü biliyordun, bakarsan yaptıklarına göz yumacaktın.

Eskilerdeki gibi dudaklarını, seninkilere sürttüğünde gözlerin hâlâ kapalıydı.
Tepki vermedin.
Kalbin hızlanmıştı nedensizce. Uzun zaman olmuştu bunu yapmayalı.
Yine de tepki vermedin.

Tom cevabından korkarcasına, titrek bir sesle sordu.
"Beni seviyor musun?"

Sessiz kaldın.
Gözlerini açıp, tam gözlerinin içine baktın.
Cevap vermemenden dolayı, gözleri dolmuştu.

Bakışlarında bir pişmanlık belirtisi aradın ama yoktu işte!

Zaten kötü olmasına alışmıştın bunca zaman.
Ama artık bir şeyler değişiyordu...
Eskisi gibi değillerdi.

Tom'un sana olan sevgisinin yalnızca bir kelimeden ibaret olduğunu düşünmeye başlamıştın.
Ayrıca kendini, ona olan sevgin konusunda da sürekli sorgular hâlde buluyordun.
Neler olmuştu size?
Ne hâle gelmiştiniz siz?

Sanırım... Onu sevmiyorum artık... Diye düşündün.
Aklın bir hayli karışıktı.
Ona hâlâ ilk gün ki gibi aşıktın. Ama maalesef bunu fark edemiyordun.

O an Tom'un gözünden akan yaşla, kalbinin acıdığını hissettin.
Neden böyle oluyordu?

Kendini tutamayarak, titreyen elinle göz yaşını sildin.
Bu hareketinle, o da kendini tutamayıp göz yaşlarını serbest bıraktı.
Dayanamıyordun.

Kollarınla onu sıkıca sararken, o da aynı hızla başını boynuna gömdü.

Seninde gözünden bir kaç damla yaş düşerken konuştun.
"Özür dilerim... Özür dilerim Tom. Lanet olsun- Özür dilerim."

Kendini aşırı suçlu hissediyordun.
Onu ilk kez böyle görüyordun.

"Kendimi affetmeyeceğim. Kendimi asla affetmeyeceğim. Affetmeyeceğim..."
Kendi kendine deli gibi fısıldıyordun.

Kafasını oradan hiç kaldırmadan konuştu.
"Seni seviyorum.."
Şu sesini duyduğun için bile ağlayabilirdin.

"Ben de seni seviyorum Tom.." Kafasını kaldırdı ama senden bir santim bile uzaklaşmadı.

Kızarmış gözleri yüzünden kendine tekrar lanet ettin.
Tom'a olan sevgini nasıl sorgulayabilirdin?

Gözünden gelen yaşla, ona bakarak konuştun
"Beni affedebilir misin? Öyle dememeliydim.."

"Sen bir şey yapmadın..."

Olmadı bu bölüm evet ama her neyse siz olmuş gibi şeedin.

Diğer bölüm kaos var, bekleyin wlaüçaosöağlaça

Confundo / Tom Riddle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin