Tom Riddle

1.5K 111 226
                                    

Oturduğun köşeden, soğuk ve hissiz bakışlarla onları izledin.

Bellatrix Lestrange, Antonin Dolohov, Yaxley, Lucius ve oğlu Draco Malfoy gibi Ölüm Yiyenler vardı odada.
Ve hepsinin karşısında duran, Tom Marvolo Riddle...
Diğer bir deyişle, Lord Voldemort.

Elinde tuttuğun içki kadehinden bir yudum aldın ve bakışlarını camdan dışarı çevirdin.
Etraf çoktan zifiri karanlığa bürünmüştü.
Ve rüzgarın şiddetle esen sesi camı aşıp, kulaklarına ulaşıyordu.
Bu günlere uygun bir hava vardı dışarıda.

"Dumbledore'u öldürebileceğine inanıyoruz Draco."
Tom'un, ikna edici sesine göz devirdin.

"Y-Yapacağım Efendim..."
Draco daha bir çocuktu ve ona fazlasıyla acıyordun.
Ailesi ve Tom yüzünden hayatı kararıyordu.

Tom gözlerini sana çevirdiğinde, hissiz bakışların ile karşılık verdin.
O tam konuşacakken, ayağa kalktın ve yavaş adımlarla dışarı yöneldin.
Onunla konuşmak istemiyordun.

"Dışarı çıkma."

"Hava alacağım."
Ona bakmadan, yürümeye devam ettin ve dışarı çıktın.
Havanın dondurucu soğuğunu umursamadan, cebindeki sigara paketinden bir tane sigara çıkardın ve dudaklarına götürdün.

Tam o sırada kapının sert sesi ve hemen sonra da Tom'un sesi yankılandı.
"Bırak şunu ve içeri gir."
Elindeki sigaraya bir büyü uygulayıp, kül olmasını sağladığında kaşlarını çattın.

"Beni rahat bırakıp, toplantına geri dön Tom."
Duygudan yoksun bir tavırla konuşmuştun.

"Senin derdin ne Y/N? Buraya geldiğimizden beri benimle doğru düzgün konuşmuyorsun. Yüzüme bile bakmıyorsun."

"Benim mi derdim ne? Tom sen kendinde değilsin. Şimdiye kadar yaptıklarına bir şey demedim ama bu son planların... Hepsini görmezden gelsem bile- Bizim aşkımızı görmüyorsun sen Tom. Hiçbir zaman görmedin. Ben artık yoruldum. Sen, beni, bizi unutuyorsun. Tek düşündüğün savaşmak ve birilerini öldürmek..."
Derin bir nefes verdin.

"İçeri gir."

"T-"

"SANA İÇERİ GİR DEDİM!"
Bir an da bağırmasıyla, olduğun yerde geriledin.

Sesinin tizleşmesini önlemek için yutkundun, tabii pek işe yaradığı söylenemezdi.
"İşte bundan bahsediyorum."

Ona bakmadan, yanından geçtin ve içeri girdin.
Daha sonra seri adımlarla, Tom ve senden başka birinin girmesinin yasak olduğu odaya girdin.

Her seferinde ona yenilmekten yorulmuştun artık.
Düşünceleri, planları... Durdurulamaz noktaya geliyordu.

Kafanı rahatlatmaya ihtiyacın vardı.
Köşedeki dolabın içinden bir şişe alkol aldın ve kafana diktin.
. . .

"N'apıyorsun sen?"

Bayık bakışlarla karşındakine baktın.
Ellerini iki yana açıp, sırıttın.
"Hiçbir şey."

Bıkkınlıkla konuştu.
"Yine mi? Öldüreceksin kendini! Hiçbir şey yemediğin gibi sürekli sigara ve alkol kullanıyorsun Y/N. Bir daha-"

Alayla tek kaşını kaldırdın.
"Bir daha yaparsam, ne? Ne yapacaksın? Bırak bunları Tom. Umurunda değilim."
Tek nefeslik bir gülüş sergiledin ve devam ettin.
"Toplantına devam etsene sen."

Göz devirdi.
"Ne kadar saat geçtiğinin farkında bile değilsin.. Toplantı çoktan bitti. Ayrıca seni umursuyorum."

Kısa bir kahkaha attın.
"Beni umursamıyorsun."
Hemen sonra gülen yüzün düştü ve gözlerin doldu.

Alkolün verdiği etkiyle, ani duygu değişimleri yaşıyordun.

Tom dişlerini sıktı. Seni üzmekten hiç hoşlanmıyordu.
Bir kaç adım atarak, aranızdaki mesafeyi azalttı.
"Seni sevdiğimi biliyorsun."

Doğrudan ona bakıyordun.
"Bilmiyorum.. Bilmiyorum Tom!"

Bıkkınlıkla bir nefes verdi ve yüzünü inceledi.
"Şimdi yat ve uyu Y/N. Sabah konuşacağız. Yorgunluktan ölüyorsun."

Salak salak güldün ve sinirli bir sesle konuştun.
"Sensin sabah konuşacağız!"

Donuk bakışlar gönderdiğinde, kabullenerek yanaklarını şişirdin ve gülümsedin.
Tam arkanda duran yatağa sırt üstü kendini atıp, gözlerini kapattın.

"Ne yapıyorsun? Düşecektin!"
Cevap vermediğini fark ettiğinde, başını iki yana salladı.
"Üzerini değiştir bari."

Sen çoktan uyumuştun..
Tom bunu anlayarak bir nefes aldı ve yatağın üzerindeki battaniyeyi üzerine örtüp, odadan çıktı.
. . .

"Dalga mı geçiyorsun?"

Kendinden emin bir şekilde yüzüne baktı.
"Oraya gelmene izin vereceğimi mi sanıyordun? Malikanede duracaksın."

Zaten çatık olan kaşlarını daha çok çattın.
"Tom büyük bir savaş olacak, ölebilirsin bile! Seni orada tek mi bırakacağım?!"

Sakinliğinden ödün vermeden tekrar konuştu.
"Gelmeyeceksin dedim, bitti."

Daha fazla zorlamadın.
İzin vermeyecekti.
Sen bir yolunu bulup, oraya gidecektin zaten.
. . .

Hava kararmıştı ve Riddle Malikanesi'nde bir o yana, bir bu yana yürüyüp duruyordun.
Tom ise çoktan Ölüm Yiyenler'in yanına gitmişti.

En sonunda duraksayıp, göz kapaklarını birbirine bastırdın ve kendi kendine fısıldadın.
"Niye duruyorsun ki? Git işte şu lanet yere!"

Kendi kendine başını sallayıp, üzerine uzun siyah bir ceket aldın, şapkasını yüzünün yarısını örtecek şekilde kapattın ve malikaneden çıktın..
...

Yıkık dökük okula ulaştığın sırada gözüne ilk çarpan şey, Tom ile birbirlerine lanet fırlatmakta olan çocuğa kaydı.
Bir zamanlar ailesini öldürdüğün çocuğa..
Harry Potter'a...

Harry'nin yaptığı büyüyle birlikte, Tom'un asası düştü.
"Kaybedeceksin Voldemort! Acizce!"

Duygusuzca çıkan sesi duyuldu etrafta.
"Ben kaybetmem Harry.."

Bu kez gerçekten kaybedecekti..
Kapana kısılmıştı.

Harry asasını sertçe Tom'a doğrulttuğunda, yapacağı şeyi anlayıp ani bir hamleyle, düşünmeden aralarına girdin.
İşte tam o sırada, çocuk laneti fırlattı.

"Avada Kedavra!"

"Y/N!"

Etraf yeşil ışıklarla aydınlanırken, kalbinde hemen o an durmuştu.
Derin, sonsuz bir uykuya dalmıştın o saatten sonra..

Sen yere düşmeden, Tom seni yakaladı ve kollarıyla sardı.
"Hayır.. Hayır olamaz!"
Çok geçti...

Tom gözünden düşecek olan yaşı son anda durdurup, keskin bir bakışla karşısındaki çocuğa baktı.
İnsanın kanını dondurabilecek bir bakıştı bu..
...

Y/N Y/SN hayata gözlerini yumduktan sonra, büyücülük tarihinin neredeyse sonu gelmiş bulunmaktaydı.

Lord Voldemort'un asıl korkutucu hâli, işte şimdi başlıyordu...

Bölüm Sonu!

Bunun part 2'si gelmeyecek

1Hermione9 Y/N'yi öldürmemi istemişti o yüzden böyle bi şey yazdım, normalde kötü sonla yazmam bilirsiniz pajclhaşcnilnc


Her neyse, bölümü beğenmişsinizdir umarım <3

Confundo / Tom Riddle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin