3.BÖLÜM:

294 127 161
                                    


                   
3.BÖLÜM: EZEL

                       Hepimiz ,
      kendi karanlığımızın cücesiyiz.
                   Fazlası değil...

                    Fazlası değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ezel Arıkan'dan...

Her zaman anı yaşayan birisi olmuşumdur. Hiçbir şeyin başını veya sonucunun ne olacağını önemsememişimdir. Benim için önemli olan o an ne düşündüğüm veya hissettiğimdir. Gerisini pek de önemsemem. Zaten ne geldiyse başıma bu yüzden gelmemiş miydi?

Neyse, şu an beynim zaten yeterince dolu. Bir de aynı şeyleri sürekli düşündükçe delirecek gibi oluyordum.

Aradan kaç saat geçti bilmiyorum ama en az dört saattir bu ahırda olduğumu biliyordum.

İçerisi karanlıktı. Odayı pencereden içeriye giren ay ışığı aydınlatıyordu sadece. Yerdeki tezeklerden dolayı yeterince pis kokmuyormuş gibi bir de az ötemdeki atın, bembeyaz tüyleriyle göz kamaştırıcı güzellikte olsa da geldiğimden beri hiç durmadan kişneyişi kafamdaki düşüncelerime eşlik ediyor, bu durum beynimi bulandırdıkça delirecek gibi oluyordum.

Belki biraz olsun kafamı toparlarım diyerekten gözlerimi yumdum ve son günlerde dinlediğim müziklerden birisini mırıldanmaya başladım.

Müzik dinlemeyi ve söylemeyi severdim. Hele kendimi sıkıntıda hissettiğim zamanlarda bana çok iyi gelirdi. Ki zaten böyle zamanlar oldukça azdı. Dedim ya, ben anı yaşayan birisiydim. Bu yüzden kafaya pek bir şey taktığım söylenemezdi. Tabii ki en son olan olaylar dışında...

Sıkıntıdan patlıyordum.

Vücudumdaki yaraların bir an önce temizlenmesi gerekiyordu aksi takdirde mikrop kapabilirlerdi ama şu anda bunu dert etmiyordum.

Her an buraya gelebilirdi. İçimdeki bu hissin tam olarak karşılığı neydi?
Hiçbir zaman bu kadar şiddetlisini hissetmemiştim. Korku muydu? Endişe? Ya da.. Bilmem.

Dışarıdan yaklaşan adım seslerini duymamla birlikte şarkıyı mırıldanmayı kesip yerimde kıpırdandım. İşte başlıyorduk.

Kapının açılmasıyla kalp atışlarım hızlandı. Başımı indirip bakışlarımı yere diktim.

Gelen kişi ışıkları açtığında aynı zamanda da beni fark etmeyerek bacağıma takılmasıyla sendeledi.

Bana takılmasıyla gözlerimi kocaman açıp ona diktiğimde gelenin bir kız olduğunu görünce soluklandım. İyi de bir kızın burada ne işi vardı?

Doğrulup beni fark ettiğinde yüksek sesli bir çığlık attı. Attığı çığlığın başka birisi tarafından duyulacağı korkusuyla onu kendime çekip ağzını elimle sımsıkı kapattım.

Ağzındaki elimle sessizleştiğinde bir daha bağırmayacağından emin olmak için bekledikten sonra elimi çektim.

Kız korkuyla arkasına doğru geriledi. Yeterince uzaklaştığından emin olduktan sonra üzerimi incelemeye başladı.

Rüzgâr ÇanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin