İki

734 74 51
                                    

Evren çekyatı açıp iki kişinin yatabileceği düzeye getirdikten sonra elindeki temiz çarşafı çekyatın üzerine serdi ve odadaki yüklükten yastıklarını, battaniyelerini getirip çekyatın üzerine sırasıyla yerleştirdi. Evin kapısı yavaş bir şekilde açıldığında Evren bakışlarını elindeki kömür torbasıyla içeriye giren sevdiğine dikti, sabaha kadar üşümesinler diye sobaya kömür atacaktı. Kapıyı hızla kapatırken sobaya doğru ilerleyip üzerindeki demirle kapağını açtı ve ardından kömür poşetini sobanın içine bırakarak kapağını kapattı. İkisi de üzerlerine burada kaldıklarında her zaman giydikleri şeyleri geçirmişlerdi.

Yavuz, Evren'in hazırladığı yatağa bakıp derin bir iç çekti. Daha önce hiç birlikte kalmamışlardı, birlikte aynı yatağa girmemişlerdi, bu onlar için bir ilk olacaktı bugün. Yavuz ailesine sabaha kadar iş yerinde olacağını söylemişti, Evren ise bu gece ablasının evinde kalacağını söylemişti. Ailesine yalan söylediği için her ne kadar içi rahat olmasa da şu an sevdiği adamla sarılarak uyuma düşüncesi onu az da olsa rahatlıyordu.

Eliyle çekyatı işaret ettiğinde Yavuz ağır adımlarla yanına ulaşıp battaniyeyi hafifçe kaldırdı. Evren çekingen bir şekilde battaniyenin içine girip Yavuz için yer açtı, Yavuz kapının yanına doğru ilerleyip duvardaki ışığı kapattıktan sonra aynı yerine dönüp sevdiğinin açtığı boşluğa uzanarak battaniyeyi örttü. İkisi de fazla heyecanlıydı, bunu hızla inip kalkan göğüsleri kanıtlıyor gibiydi.

Yavuz sevdiğine doğru dönerek elini yanağının altına koydu, Evren'de aynı şeyi yaparak ona döndüğünde ikiside pencereden süzülen ay ışığının aydınlattığı salonda birbirlerini izlemeye başladılar. Evren işaret parmağını uzatarak Yavuz'un yüzüne değdirdi, Yavuz sevdiğinin ne yaptığını anlamasa da ses etmeden onu izlemeye devam etti. Evren işaret parmağını Yavuz'un yüzünde gezdirmeye başladı. Parmağıyla burnuna, yanağına, çenesine, alnına hayali çizgiler çiziyor, bazen de öylesine küçük bir çocuk gibi kıkırdıyordu. Evren'in bu hali Yavuz'un içini eritiyordu.

"Kurban olayım sana ben."dedi Yavuz kısık bir sesle kendini tutamayarak. Bu güzellik karşısında nasıl dayanabilirdi ki? Öyle güzel gülüyordu ki, Yavuz kalp krizi geçireceğini düşünüyordu. Evren gülümsediğinde yavaş yavaş elini saçlarına çıkarttı ve esmer adamın saçlarını okşadı. Yavuz'un en sevdiği şeylerden biri saçlarının okşanmasıydı, bazı zamanlar Evren'in dizine yatar saçlarını okşamasını isterdi. Evren'de buna hiç itiraz etmezdi. Parmaklarının arasında sevdiği adamın saç tellerinin dolaşması onun hoşuna giderdi.

"Yavuz?"

"Evren'im?"

"Bazen bana senin yanındayken yaşadığım şeyler gerçek değilmiş gibi geliyor, sanki ben bir rüya görüyorum ve sabah uyandığımda her şey eski haline dönecekmiş gibi hissediyorum. Sana da oluyor mu öyle?"diye sordu Evren sevdiği adamın saçlarını hiç bıkmadan, usanmadan okşarken.

Yavuz saçı okşandığı için mayışmıştı ve biraz da uykusu gelmişti. Karşısındaki canından çok sevdiği kehribar gözlüsü için uykuya direnmeye çalışıyordu, sırf onu bir kaç dakika daha fazla görebilmek için. Başını usulca aşağı ve yukarı salladı.

"Oluyor."diye mırıldandı kısık uykulu bir sesle. Ardından kuruyan dudaklarını diliyle ıslatıp devam etti."Ama bu rüyaysa bile uyanmayalım."Evren'de başını hızla salladı.

"Uyanmayalım."sevdiğinin saçlarını okşamaya devam ederken aklına gelen düşünceler ile derin bir iç çekti. Bu gece onun yanında yatıyordu, saçlarını okşuyor, doyasıya yüzünü izliyordu. Birazdan ona sarılacak ve hayatında hiç çekmediği huzurlu bir uyku çekecekti fakat sadece bu gece, peki ya diğer geceler? Yine bu kolları özleyecek, ellerini bu saçlarda gezdirmek isteyecek, gözleri bakamadığı yüzün hasretinden yanacaktı. Sonraki geceler de onunla uyumak istiyordu. Sahi, nereye kadar böyle devam edecekti?

"Sadece bir gece mi sarılıp uyuyabileceğim sana?"diye fısıldadı Evren, gözleri kurduğu cümlenin ağırlığıyla doluvermişti hemen. Yavuz onun gözlerindeki hüznü gördüğünde kalbinde büyük bir sızı hissetti, o da çok istiyordu her gece bu kollara sarılarak uyumayı, bu gözlere bakarak hayallere dalmayı. Kendi saçını okşayan Evren'in elini durdurup elleri arasına aldı Yavuz.

"Yine uyuruz gülüm, yine kalırız burada."Evren küçük bir çocuk gibi başını iki yana salladı, gözleri dolu dolu karşısındaki adama bakmaya devam ediyordu."Ben her gece uyumak istiyorum seninle."

Yavuz'un dili damağı kurudu, onun da tek istediği, tek dileği buydu fakat elinden de bir şey gelmiyordu ki. Evren'in tek bir sözüne tüm dünyayı yakardı, gözü kimseyi görmezdi fakat ona zarar gelmesinden korkuyordu. Evren hassas bir adamdı, en ufak şeyde bile kırılırdı. Yavuz onu kırmamak için elinden geldiğince az zararla bunları yapmaya çalışsa da yine de Evren'in canının yanacağını biliyordu, olmazdı.

"Keşke bir tanem, keşke."

"Her gün seninle uyuyamayacaksam beni öldürsünler daha iyi."diye mırıldandı Evren, gözleri hâlâ dolu dolu olsa da yüzüne saf bir öfke yerleşmişti. Yavuz Evren'in bu cümlesinden sonra kaşlarını büyük bir ciddiyetle çattı, onun dudaklarına ölüm kelimesi hiç yakışmıyordu. Sevdiğini göğsüne çekip sımsıkı sardığında Evren'de kollarını hemen ona dolamıştı.

"Bir daha ölüm deme."Evren, Yavuz'un göremeyeceğini bilse de başını salladı. Yavuz, Evren ve ölüm kelimesini yan yana getirince kalbini büyük bir korku sarmalamıştı. Onu daha sıkı sarmaladı, sanki böyle yaparsa tüm o korktuğu şeyler kolları arasındaki adama zarar veremezdi. Bir kaç dakika o şekilde kalmaya devam ettiler, ardından Evren nefes almak için yüzünü göğsünden çekti ve Yavuz'un yüzüne baktı.

"Yavuz?"diye fısıldadı onun yüzünü incelemeye devam ederken."Evren'im?"

"Ölüm çok acıtır mı?"Yavuz'un işittiği soruyla kalbi sıkışırken aynı hisleri Evren'de soruyu sorduktan sonra hissetmişti. Şimdi Yavuz'un gözleri de dolmuştu ve karşısındaki adamın kehribar rengi gözlerine bakıyordu. Ölüm acıtır mıydı, acıtmaz mıydı bilmiyordu fakat sevdiğinin ona bu şekilde bakmasının ölümün acısından daha beter olduğunu biliyordu.

"Ölüm deme Evren'im kurbanın olayım."Evren bir kez daha başını salladı fakat ölüm kelimesi zihninden asla çıkmıyordu, Yavuz'a aşık olduğundan beri o kelime zihnine yer edinmişti. Bir gün o kelimenin gerçekliğiyle yüzleşeceğinin bilincindeydi fakat o günün ne zaman geleceğini bilmiyordu. Belki çok yakındı, belki de çok uzak ama elbet bir gün gelecekti.

Sonrasında tek bir söz dahi etmediler, sessizce birbirlerine sığınmaları ufak, kuru bir sözden daha kıymetliydi ikisi için. Birlikte kendilerini çok huzurlu bir uykunun kollarına bıraktılar.

Yarının onlara ne getireceğini bilmeden.

Beni Sevdi Benden Çok | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin