Hayatım ne güzel olurdu

73 7 0
                                    

Heyyo! Genjler :3 Bu bölümde biraz +18 olan kısımlar var. Yazmayı sevmiyorum ama bir arkadaşım sayesinde yazmak zorunda kalamadım. Neymişte hiç ekşın yokmuş. Bumu ekşın lan? :Dd Neyse sizden isteğim sadece biraz voteeee! LOVE WE *.*

Zayn'le geçirdiğim iki günün ardından onun beni evime bırakmasını rica etmiştim. Yarım saatlik bir yolculuğun ardından, nihayet evime gelebilmiştim. Anahtarımın olmadığını farkedince ürkekçe parmaklarımı zile götürdüm. Tek ve yumuşak bir basışta zil hemen çaldı. Yaklaşık bir dakika sonra kapıyı hizmetçim, Kate açtı. Ona gülümsedikten sonra elimle Zayn'e içeriye gelmesini işaret ettim. O'nu bu soğukta dışarıda bırakmazdım. Minik çantamı ve deri ceketimi askılığa astım. Zayn'e dönüp; "Tatlım ben üzerimi değiştirip geliyorum. Sen mutfaktan içecek birşeyler al." beni başıyla onayladı ve tekli koltuğa oturup yine telefonuna daldı. Odama girdiğimde Justin'i odamda uyuyor halde bulmak beni acayip şaşırttı. Parmaklarımın ucunda yürüyerek giysi odama yöneldim. Justin'i uyandırırsam olacakları düşünemiyordum. Zayn'le birbirlerine girerlerdi. Ve ben bunu şuan hiç istemiyordum. İkisinide seviyordum. Ama Zayn benim için başkaydı. Çok başka. O benimdi, olan bu işte o BENİMDİ. Kıyafetlerimi çıkarıp bir kenara attım. Altıma kot dar bir şort giydim. Ayaklarıma dolabımdan seçtiğim zımbalı botlarımı geçirdim. Üzerinde 'Z' yazan çok eski olan tişörtümü giydim. -Hatırlarsanız hikayenin ilk başlarında bu tişörtü kullanmıştım, ve Zayn buna bayılmıştı sjsjs- Zayn bu tişörtü çok seviyordu. Onun deyimiyle "Bu tişört sen ve benim karışımımız gibi sevgilim, sen ve ben gibi kokuyor." Bu tişörtü giyince hep aynı şeyi söylerdi, bu da fazlasıya hoşuma gidiyordu. Saçlarımı tepeden dağınık bir topuz yaptım. Yine parmak uçlarımda odadan çıkmaya çalışırken, güçlü ve nazik kollar aniden belimi sardı. Başını belime koydu. Kokusundan bunun Justin olduğunu anlamıştım. O burnunu belime sürtüyordu, bense şaşkınlıktan hiçbir şey yapamadım. Bir hıçkırık duydum, ve belimin ıslandığını farkettim. Ağlayanın ben olmadığı çok açık ve netti. Sesimi çıkaramadım, bir şeyler söyleyip onu sakinleştirmek istiyordum ama sesim çıkmıyordu. "Gittin sandım, yine o'na gittin sandım." Bu da neydi böyle? Tamam Justın'ın bir ara benden hoşlandığını biliyordum ama, aşmamışmıydık biz o konuyu? Şimdi ne yapacaktım? O'na Zayn'e geri döndüm diyemezdim. Sinirlenir ve bağırır çağırırdı. Zayn Justın'den hoşlanmıyordu. İşlerin daha kötüye gitmememesi için dua ederken kapı açıldı. Karşımda dikilen ela gözlü adam sinirden dilini yutmuş bir şekilde bana bakıyordu. Durumu algılamam zor oldu, ama hemen Justın'in kollarından kurtulup Zayn'e ilerledim. Zayn yumruğunu sıkıyordu. Justin ayağa kalkmış gülüyordu. Ne? Az önce ağlamıyor muydu bu çocuk? Sessizliği bozan Justin oldu. "Selena tatlım bunun burada ne işi var?" Ha tatlım mı? Şimdi bittim ben. Zayn'i kaybetmek istemiyorum, Allah'ım yardım et! "Justin ne saçmalıyorsun sen? O benim sevgilim ve istediği gibi evime gelebilir." Zayn'in gözlerinin dolduğunu hissettim. Başımı o'na çevirdiğimde hislerim doğrulandı. Zayn kolay kolay ağlamazdı. Ağlaması derinden yaralamıştı beni. Gözümden bir kaç damla yanaklarıma, oradan da boynuma süzülürken Zayn'e yaklaştım. Olabildiğince sıkı sarıldım. Ellerini belime yerleştirdi. Ardından hızla beni itip, Justin'e sağlam bir yumruk geçirdi. Justin gözlerimin önümde yere serilirken tek yapabildiğim çığlık atmamamak için, ellerimi ağzıma kapatmak oldu. Zayn yumruklarına devam ederken, üste çıkan Justin oldu. Ben onları ayırmaya çalışırken Justin'in itmesiyle yere kapaklandım. Justin yere düştüğümü görünce hızla Zayn'in üzerinden kalkıp beni kaldırmaya çalıştı. "Özür dilerim, çok özür dilerim. Ben böyle olsun istemiyordum." Ağlamaklı çıkan sesimle  "Bana dokunma, Bana dokunma seni pislik!" dedim. Yüzü gözü dağılmış heryerı kan içinde kalmış, Zayn'in yanına zorlukla ve sürünerek ilerledim. Heryerim titriyordu. "Zayn? Bana bak sevgilim, Zayn aşkım bana bak!" Zayn gözlerini açıp bana baktı. Dudaklarının üzerinde kan olmasını umursamadan dudaklarına mink bir öpücük kondurdum. Justin'e döndüm. "Hemen burayı terk etmezsen polisi arayacağım, defol!" Ani adımlarla odadan çıktı. Zayn'i kaldırıp yatağıma yatırdım. Komodinde bulunan sudan bir yudum içtikten sonra Kate'e seslenip pansuman malzemelerini getirmesini istedim. Kate içeri girdiğinde elimle sus işareti yaptım, ve onu hemen odadan gönderdim. Tentirdiyotlu bezi dudağının kenarına sürerken, acıyla karışık inledi. Tüm pansuman işleri bittiğinde alnına bir öpücük kondurdum. Yatağa yanına uzanarak, ona daha sıkı sarıldım. Justin'in elimden çekeceği vardı. Ağlamamam engel olamadan; " Özür dilerim sevgilim. Ben-hıçkırık- onun burada -hıçkırık- olduğunu bilmiyordum. -hıçkırık- Ve sana yemin ederim senden başkası yok benim için." Son cümleyi hıçkırıksız söyleyebildiğim için kendimi tebrik ettikten sonra Zayn'in ayağa kalktığnı farkettim. Yatakta oturur bir konuma geçtim. Zayn ise ellerini saçlarından geçiriyor, sinirle bir o yana bir bu yana yürüyordu. "O sana dokundu, o pislik benim olana dokundu!" bağırmasıyla ağlamam şiddetlendi. "Nasıl izin verirsin?! Anlamıyorum! Ben gelmeseydim belki de-" Sözünü yarıda kesip hışımla ayağa kalıp bağırdım. "Devamını getirme seni salak. Onunla aramızda hiçbir şey olamaz. Anlıyor musun? Sen yokken, sen beni bırakıp gitmişken beni teselli eden o'ydu." Bunu söylemem ona fazlasıyla koymuş gibi ellerini yüzüne kapattı. Yanına ulaşıp ellerini yüzünden çektim. "Bana bak Zayn," elini kalbime koydum. Ve devam ettim "söylememe gerek yok biliyorsun. Burada senden başkası olmayacak dedim sana en başında. Halada senden başkası yok." Dudaklarını dudaklarıma kapattı. Hızla ilerleyip beni arkamdaki kapıya sertçe yapıştırdı. Sinirini benden çıkartıyordu, olsun gitmesin yeter ki diye geçirdim içimden. Kapının üzerindeki anahtarı çevirip kapıyı kilitledi. Bacaklarımı beline sardım, ne istediğini anlamıştım. Ve istediğini ona verecektim. Sırtım yumuşak zeminle buluştu. Üzerimdeki tişörtü sıyırıp bir kenara fırlattı. O'na fırsat bırakmadan şortumu hızla bacaklarımdan çıkarıp yere attım. Üzerindeki tişörtü kollarından ve başından geçirip onunda yerle buluşmasını sağladı. Elimi pantolonunun düğmesine attığımda fazlasıyla sertleştiğini farkettim. Pantolonundan da kurtulduktan sonra, dudaklarını göğüslerime bastırdı. Südyenin askısını aşşağıya indirip omzumu öptü. Kopçamla verdiği savaştan sonra onuda yatağın diğer bir ucuna attı. Kilodumu bacakalarımdan yavaşça sıyırdı, bir yere fırlattı. Ben sadece gözlerine odaklanmıştım. Arzuyla ve acıyla parlıyordu. Göbeğime bir öpücük kondurdu. Genital bölgeme dudaklarını kapattığında, inlememe engel olamadım. Dili kızlığımda gezintiye çıkmıştı. İnlemelerim ona daha çok zevk veriyordu, bunu biliyordum. Dudaklarını kızlığımdan çekip konuştu. "Senin tadını seviyorum bebeğim." Dediğine karşılıksız kaldım. Birden kendini içime itince minik çaplı çığlık kaçtı dudaklarımdan. İçimde hızlıca git gellerine devam ederken, hem zevkin doruklarını yaşıyor hem de acıdan kıvranıyordum. Bir bacağımı omzuna koydu, ve hareketlerini daha rahat ve daha yavaş yapmaya başladı. İçimde bir sıcaklık hissetiğimde, titreyip yanıma devrildi. Arkamı döndüm, çok geçmeden kolları belimi sardı. Belime öpücükler konduruyordu. "Özür dilerim bebeğim, çok serttim. Özür dilerim." Belime düşen bir damla yaşla ona döndüm. Sıkıca sarılıp başım omzundayken konuştum. "Seni seviyorum bebeğim. Ve sen bana ne yaparsan yap, bu benim için bir ödül olur, ceza değil." dedim ve alnına öpücük kondurdum.Dağılan saçları, ve patlak dudağıyla bile hala çekiciydi. Bu adam benim herşeyimdi herşeyim. 

**

Zayn'in ağzından;

Kollarımda uyuyan prensesler güzeli kıza baktım. Yıllar onu büyütmüyordu sanki, o hep benim kalacak gibiydi. Kalmalıydı. Tek başıma baş edemezdim bu HASTALIKLA. Hala haberi yoktu, ve söylediğimde bencillik yapıyorsun bana söylemiyorsun! Gibisinden şeyler söyleyecekti. Ama bu şuan umrumda değildi. Şuan dünyanın en mutlu ve en aşık adamı bendim sanırım. Bu kadını kaybetmek en son isteğimdi. O'nun çocuklarımın annesi olmasını istiyor ve diliyordum. Etrafımda dolaşan minik bir İlknur. Ne kadar güzell olurdu km bilir? Büyüdüğünde erkek arkadaşı olduğu için, benimle kavga eden ve "Baba ben onu seviyorum sen anlamıyorsun!" diyen bir kızım olsa. O zaman anlatırdım işte, aşktan nasıl anladığımı ve annesiyle ne zorluklar atlatıp hala birbirimize nasıl deliler gibi aşık olduğumuzu. Erkek arkadaşını benimle tanıştırmaya getirdiğinde, soğuk terler döktürsem oğlana. İlknur'da masanın altından ayağıma vurup "Sakin ol tatlım." dese zorlukla ve sinirle gülerek. Mezuniyetinde erkek arkadaşıyla öpüşürken görüp, hem sinirlensem hem de "Bir zamanlar bizde böyleydik İlknur." desem. "Genç ve güzeldik sevgilim." ben onu dürtsem "Sen hala güzelsin bebeğim." desem. Sıkıca sarılsa bana. Hep düşünüyorum da"İlknur benim çocuklarımın annesi ve karım olsa, hayatım ne güzel ve dayanılabilir olurdu."

Bad Love|| Zayn Malik.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin