6 AY SONRA..
Selena Gomez; Good For You ile okuyun.
Ilknur;
Önümde duran güzelliğe baktım. Ne kadar nefret etsemde aşıktım o'na. Ne de güzel gülüyor..
Karşımda duran çerçeveye bir tekme geçirdim. Yanında yeni nişanlısı var. Yine ben yokum, yine. 6 aydır görmüyorum. Fotoğraflarından takip ediyorum. Debby ile mutlu bir hayat yaşıyorlar. Onun mutluluğu bendim, o değil. Ben ne mi yaptım? İlk olarak; trafik kazası geçirmiş sahipsiz bir genç kadının yerine geçerek, kendimi öldü bildirdim. Aileme bile, evet aileme bile. O adamın haddini bildirmek için. Bugün intikam günüm. Titreyen ellerim akan gözlyaşlarımla birleşince, ister istemez bir kriz hali oluşuyor. Bazıları ufak tefek. Ama diğerleri harbiden yakıyor canımı. Onun yaktığı kadar olmasa da. Yanımda 'iyi misin?' dercesine bakıp duran adam, bu 6 ay da bana o kadar iyi gelmişti ki. Hastalığım için tedavi olmayı kabul etmedim. Etmeyecektim. Yaşamayı zaten sevmiyordum, bir de bu hasta halimle sevdiklerimi hergün üzemezdim. Sevdiklerim demişken; yanımda bir tek Justin vardı. Her halimle ona ihtiyaç duyuyordum. Artık, o olmazsa ben hiçtim. "Bunu bugün yapmak istediğinden emin misin?" dedi yeni boyattığı platin sarısı saçlı çocuk. Ona gülümseyip, "Evet, ben iyiyim sarışın." 'Ah pekala.' der gibi bakıp, yanımdan uzaklaştı. Benim de odama çıkıp hazırlanmam lazımdı. Odama çıkıp dolabın karşısına geçtim. 6 aydır giymediğim bir şey takıldı gözüme. 'Z' baskılı tişörtüm. Zayn'in en sevdiği. Eskimesini umursamadan üzerime geçirdim, yeni boyattığım uçları sarı saçlarımla uyumlu gözüküyordu. Altıma, kot şortu geçirip vanslarımıda giydim. Eyelinear, rimel ve pudra sürdüm. Kırmızı mat rujumla fena gözükmüyordum. Justin'in kadife sesini duyduğumda yutkundum. Aşağıya inip, ince ceketimi askıdan alıp üzerime geçirdim. Justin beni gördüğünde, ufak bir ıslık çaldı. "Mükemmelsin bebek." deyip yanağıma bir öpücük kondurdu. "Hadi gidelim." dedim. Evden çıkıp arabaya ilerledim. Sürücü koltuğuna geçecekken, Justin kolumdan tutup; "Yan tarafa." dedi. Onu ikiletmeden yan tarafa geçip, emniyet kemerimi taktım. Justin'de arabaya bindiğinde yola koyulduk. Yol uzundu, uzanıp radyoyu açtım. Selena'nın Good For You şarkısını duyunca, kapatmaya yeltendim. Justin'e baktığımda çenesi kasılmıştı. Şarkıyı kapatıp Zayn'in 'No type' şarkısını dinlemeye başladım.**
Kolumun dürtüklenmesiyle, uykumdan uyanıp dünyaya döndüm. "Geldik, güzelim." dedi sarışın. Kafamla onu onayladım. Zayn ve Niall'ın oturduğu kafeye gelmiştik. Arabadan inerken ellerim titriyordu. Heryerim titriyordu, kriz falan değildi. Onu göreceğim içindi, adım gibi emindim. Sonunda arabadan indim. Justin arabayı park edeceğine dair mırıltılar çıkardı. Usulca yürüyüp kafeye girdim. Justin'in çantama attığı gözlüğü takıp masalardan birine kuruldum. Onu görmüştüm. Saçları kısacık, sarıydı. Zayıflamıştı, bir deri bir kemik denebilecek kadardı. Yokluğum ona yaramamıştı. Düşüncelerimi garson kızın sesi böldü. "Ne alırsınız efendim?" Canım bir bok istemiyordu, sadece onun o güzel dudaklarında ıslanmak istiyordum. Susuzluğumu onda gidermek. "Sıkma portakal suyu." başıyla onaylayıp uzaklaştı. Gözlüklerimi çıkarıp masaya koydum. Niall ile birlikte koyu bir sohbete dalmışlardı. Niall gülerken kafasını yana eğdi. Gözlerimiz bir anlığına buluşunca gülümsemesi soldu. Yutkunduğunu hissedebiliyordum. Ayağa kalkıp benim olduğum masaya doğru yürümeye başladı. Yanıma ulaşınca kafamı yere eğdim. Konusamıyor gibiydim, kafamı kaldırıp yüzüne bakacak cesaretimde yoktu. Titreyen sesiyle; "İlknur?" dedi. Ani bir hareketle kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Onu bile bu kadar özlediysem gerisini düşünemiyordum. Ayağa kalkıp hızla dostuma sarıldım. Gözyaşlarım akarken, yerine yenileri geliyordu. "S-sen-" dedi. "Hayır ben ölmedim, buradayım." dedim hıçkırıklarımın arasından. Öylesine özlem beslemiştim ki. Ayrıldığımızda, titreyen omuzları düşmüş, gözleri dolmuş bir Zayn beklemiyordum. Bana yaklaşıp sarıldı. Kemiklerim kırılacak gibi hissetsemde ellerimi beline doladım. Çikolata kokusu beni başka diyarlara götürürken, o ise sarsılarak ağlıyordu. Zayn ağlıyordu. Geri çekildim. "Bebek nasıl doğdu mu?" dedim. Donup kaldı. "Sen nasıl? Sen buradasın. Yaşıyorsun." dedi gözlerini silerek. "Evet, yaşıyorum." Niall'a gözleriyle işaret edip onu gönderdi. Yanıma ulaşıp, "Bana geldin, tekrar geldin. Bana ihtiyacın olduğunu, bensiz yapamayacağını biliyordum, sevgilim." sözleri kalbimi eritmekle kalmayıp, tüm vücudumu buzlar içine atmıştı. Ona hala ihtiyacım vardı evet, ama ona da başkalarının ihtiyacı vardı. Bebeğinin ve Debby'nin..
Ondan geriye gidip yanıma doğru yürüyen Justin'i işaret ettim, ve ölümünü yazan sözleri ağzımdan döktüm. "Benim ona ihtiyacım var Zayn, sana değil. Ben onsuz yapamıyorum, sensiz değil, eski sevgilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Love|| Zayn Malik.
Fiksi PenggemarSellaam :)) Bu ilk yazdigim hikayem olucak umarim beğenirsiniz. <3