2 | "İşine bak, yerden bitme."

1.2K 186 111
                                    


"Aşırı saçma." Diye mırıldanmıştı Jimin.
Elindeki su matarasını kafasına dikmiş, ardından kolunun üstüyle silmişti ağzını. "O kadar erkeğin arasında ne yapacak o?"

"Kızlar bizim gibi koşabilir mi?" Hoseok'un ortaya attığı soruya omzumu silkmiştim. Bilmiyorduk, o yüzden hala düşünceler içerisindeydim. Bay Cho zeki adamdı, onu almasının bir nedeni vardı ama bir türlü anlayamıyordum. Dışardan tepki bile alabilirdi, ne yapmaya çalıştığını bir türlü kestirememiştim. Gözlerim, kurdalelerini kafalarını patlatmak istercesine saçlarına bağlayan kızlara doğru kaydığında çok uzun sürmemiş, bıkkınlıkla bir nefes vermiştim. Kafam fazla dağınıktı. Normalde hiç bir şeye karışmayan ben, o an fazlasıyla düşünür olmuştum. Kız kardeşlerim gelmişti gözümün önüne. Yaş ilerledikçe arada oluşan mesafe bir süre sonra saygıya dönüşünce, eskiden birlikte çamurda yuvarlandığımız kız kardeşlerim erkek olmamdan dolayı bir kaç adım uzağımda duruyordu. Böyle yetişiyorduk pekala. Sonra da bir kız görüyordum, bütün erkeklerin arasında şortuyla hepimizden daha da özgüvenli duruyordu.

"Ahlaksızlık." Kafamı Jimin'e çevirdim. Koşu sahasındaydıkm kenardaki ufak bankalara oturmuş Jimin'in sinir krizi geçirmesini dinliyorduk ve o sanki yeterince çemkirmemiş gibi, devam etmişti. "Bir kızın o kadar erkeğin arasında iç çamaşırı denemeyecek kadar kısa bir şort giymesi büyük ahlaksızlık."

"Aynı şortu biz de giyiyoruz." Diye mırıldandığımda bana bakmıştı. Kendimi suçlu hissetmem gerekiyormuş gibi bakmıştı bana. Bakışını iyi hatırlıyordum. Anlamak ister gibi olan bakışlarımı ona sunmuştum ben de. Kaşlarım kalkmış, ne var edasıyla kafamı sallamıştım.

"Ne? Sence normal mi bu?"

"Şort giymesi mi, koşması mı?" Diye sormuştu Hoseok. Ardından gülümsemişti. Onun normal karşılamasına şaşırmamıştık zaten, hiç birimizin bilmediği sırlarla saklı olduğunu düşünüyorduk. O bir şekilde, hepimizden daha rahattı işte. Ot içmek de dahil.

"Çok havalı."

"Saçmalıyorsunuz. İkiniz de."

"Bir çok sporun kadınlar ligi var Jimin." Diye mırıldandım. Görüyor ve okuyorduk. Ne kadar gazetenin küçük köşelerinde yer edinse de görüyorduk, birinci olanların isimleri yazılıyordu.

"Adı üstünde. Kadınlar ligi. Erkeklerin arasında şansı yok."

"Siki olan herkes kendine erkek mi diyormuş?" Arkamızadaki korkuluklardan gelen sesle irkilmiştim birden. Arkama döndüm, benimle birlikte arkadaşlarım da dönmüştü.

Elini kaset çalarına taktığı kulaklığına atmış, alaylı bir ifadeyle çıkarmıştı. "Çok komiksin."

"Ne saçmalıyorsun sen?" Sinirle yüzünü buruşturan arkadaşıma dönmüştüm bu sefer. O ise tekrar gülmüştü. "Erkeklerin arasında ne aradığımı sorup duruyorsun." Yavaşça bir kaç adım atmıştı. Oturan arkadaşım Jimin'in suratına doğru biraz eğilmişti, alaycı suratının yerini daha ciddi bir ifadesi almıştı.

"İşine bak, yerden bitme."

Hoseok'un ağzında patlayan kıkırtıyı duymuştum. Jennie ise kulaklığı geri takip yürümeye başlamıştı. Arkasından bakarken ben de gülümsediğimi fark etmiştim. Güçlü bir karakterdi ve ne kadar ezilen kişi arkadaşım olsa da onu mat etmesine sevinmiştim.

Jimin gözlerini ona çevirince, teslim olur gibi ellerini havaya kaldırdı Hoseok. Ona öldüreceksin gibi bakan bakışlarına bir yandan gülüyor bir yandan da küstahça oynuyordu onunla. "Yeni gelen bile fark etmiş boyunu."

"Kes sesini Hoseok."

Keyifle önüme döndüm. Jimin iyi ama duvarları olan biriydi, açıkçası içimin yağlarının eridiğini hissediyordum.

lutteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin