düz yazı yazdım hadi bakalım. beğenmedim ama olsun.
üste jisungumu bıraktım dinleyin ndlajsşjfmamdmslsk
————————————————————Jisung'un ağzından
Dün okulda en çok konuşulan konu yeni bir çocuğun gelmesiydi. Neden bu kadar konuşulduğu hakkında en ufak bir fikrim yok ama merak etmiyor da değildim.
Yavaş yavaş Jeongin ve Felix ile buluşma noktamıza yürüyordum.
Uzaktan bizimkileri gördüğümde adımlarımı hızlandırıp yanlarına vardım.
"Şükür gelebildiniz beyfendi. Bilseydik evinize gelir sırtımızda taşırdık okula kadar. Ne zahmet ettiniz" dedi Felix.
Ben de sinir etmek için "Ne zahmeti canım. Yarın başlayabilirsiniz işe. Sorun yok" dedim.
"Sırtına alsana Jisung malını. Bu gözler bir kere görsün hadi."
"Jeongin sal bak vallahi. Sal artık yok olmayacak Jilix milix. Senin o dediğinin olasılığı uzayın içinde yok. Ben sana öyle söyleyeyim." dedim.
"İyi be tamam. Mala bak"
Felix "baktım" diyerek Jeongine baktığında ilk başta iğrenir bakışlar atıp sonrasında kahkahalarla gülmeye başladım. Psikolojim iyi değil...
Jeongin ona 'gerizekalı' bakışları atarken yavaş yavaş yürüdüğümüz yolda okula varmıştık.
Bina kapısının önünde herkes sıra olmuştu.
"Lan bu ne sırası sabah sabah?"
"Ne bileyim Jisung. Seninle aynı anda geldim nereden bilebilirim?"
"Amanda aman çilli bebikim sinirlendi mi"
"Çek şu ellerini yanaklarımdan Jisung"
"İyi be tamam. Sevmeye de gelmiyorsun. Aptal"
Jeongin'e baktığımda bize hayran hayran baktığını gördüm. Yemin ederim salak bu çocuk.
Müdür konuşmaya başladığında dikkatle onu dinlemeye başlamıştım. Normalde olsa asla dinlemem ama şu an neden sabahın bu saatinde sırada bekletildiğimi merak ediyordum.
"Oğlum bir sus! Konuşmam bitsin anırmaya devam edersin. Önce beni dinle!"
Hafifçe kıkırdadım ve sonra kolumu Felix'in omuzuna attım.
"Sınıflarınızı karıştırdık. Katlarınıza çıkıp panodan hangi sınıfta olduğunuza bakabilirsiniz. İyi dersl- OĞLUM SUS! İKİ DAKİKA ÇENENİ KAPATAMIYOR MUSUN?"
Çoğu kişiden kıkırtılar çıkıyordu. Herkes sessiz sessiz gülmeye çalışıyordu.
"İyi dersler."
Binaya girdiğimizde köşede biraz beklemeye başladık. Merdivenler tıklım tıklım olduğu için hem sıkışmak hem de ellenmek istemiyordum. Felix ve Jeongin de bana katıldığı için her gün köşede merdivenlerin boşalmasını bekliyorduk.
Sonunda kendi katımıza geldiğimizde panodaki bazı kağıtların buruştuğunu, bazılarının yırtıldığını, bazılarının da yerde olduğunu gördüm.
"Bu nasıl bir okul ya. Bunu nasıl bir varlık hür iradesiyle yapar... Ne gerizekalı adamlar bunlar.."
Jeongin bana gülerken Felix de yerdeki kağıtları panoya geri takmıştı.
Listelerden birinde kendimi bulduğumda hemen diğerleri de benim sınıfımda mı diye baktım. Lanet girsin.. tektim sınıfta..
Onları göremeyince kimlerle aynı sınıftayım diye bakmadım çünkü sınıfımı değiştirmeyi planlıyordum. Tanıştığımızdan beri her okulumuzda hep aynı sınıftaydık.