İKİNCİ DERS

3 0 0
                                    

İKİNCİ DERS

DİYALEKTİĞİN BİRİNCİÇİZGİSİ
HER ŞEY BİRBİRİNE BAĞLIDIR
(KARŞILIKLI ETKİ VE EVRENSEL BAĞLANTI YASASI)

I.         Bir örnek.

II.       Diyalektiğin birinciçizgisi.

III.     Doğada.

IV.     Toplumda.

V.       Vargı.

I. BİR ÖRNEK

Bir yiğit adam barış için savaşıma katılıyor: Stockholmçağr­ısına imza topluyor. Dünya Halkları Kongresi için kart dağıtıyor, iş arkadaşlarıile ya da tanımadığı bir kimseyle Almanya sorununun barışçı yoldan çözülmesikonusunda, Vietnam Savaşının durdurul­ması konusunda tartışmaya girişiyor ya dabarış için ulusal birliği sağlamak üzere kendi evinde öteki kiracılarıtoplantıya çağırıyor.

Bazıları "Ne yaptığını sanıyor zavallı?Zamanını da emeğini de boşuna harcıyor." diyeceklerdir. Gerçekten de, ilkbakışta, bu adamın yaptığı iş saçma bir şeydir; adam ne bakan, ne milletveki­li,ne general, ne bankacı, ne diplomat. Öyleyse? [sayfa 57]

Bununla birlikte, onun hakkı var. Neden? Çünkü otek başına değildir. Kişi olarak ne denli alçakgönüllü olursa olsun, onungirişkenliği işe yarar, çünkü tecrit edilmiş değildir. Onun eylemi, koskoca birbütünün, dünya halklarının barış için savaşımının bir bölümüdür. Aynı andamilyonlarca insan, onun gibi, onunla aynı doğrultuda ve aynı güçlere karşıhareket ediyorlar. Aynı zincirin halkaları olan bütün bu girişkenliklerarasında evrensel bağlantı vardır. Ve bu girişkenliklerin her biri,kendi örneğiyle, kendi dene­yimiyle, başarısızlıkları ve başarılarıyla ötekineyardım ettiği (karşı­lıklılık) için bütün bu girişkenlikler arasında karşılıklıetki vardır. Kendi seçeneklerini karşılaştırdıkları zaman, tecrit edilmemişol­duklarını anlarlar, aynı zamanda, her şeyin birbirine bağlı olduğu­nainanırlar.

İşte pratikten alınmış pek basit bir örnek. Görülüyor ki,yal­nızca diyalektik yöntemin ilk yasası, doğru yorumlamaya olanak veriyor.Burada diyalektik, metafiziğe kökten karşıdır: "Kendini bu kadar sıkıntıya sokmak,basit insanları tedirgin etmek, insanlarla tartışmak neye yarar? Barış bu basitinsanlara bağlı değildir..." de­mek, metafizikçi gibi uslamlamaktır.Metafizikçi gerçekte, ayrılabi­lir olmayanı ayırır. 1952 Ekiminde, Barış içinAsya ve Pasifik Konfe­ransına, Los Alamos'a, ilk atom bombasının yapılışınakatılan bir bilgin, Joan Hinton da geldi.

"Nagazaki üzerine atılan ilk bombayaellerimle do­kundum. Derin bir suçluluk hissi duyuyorum ve insan­lığa karşı bircinayetin hazırlanışında bir rol oynamış olm­aktan utanç duyuyorum. Nasıl olduda bu görevi yerine getirmeyi kabul ettim? 'Bilim için bilim' yanlış felsefesi­neinanıyordum da ondan. Bu felsefe, modem bilimin zehiridir. Bilimi toplumsalyaşamdan ve insanlardan ayır­mak demek olan bu yanılgı yüzündendir ki, savaşsıra­sında, atom bombası yapımında çalışmaya sürüklendim. Bilgin olarakkendimizi 'salt bilime' vermemiz gerektiğini ve geriye kalanın da mühendislerinve devlet adamla­rının işi olduğunu düşünüyorduk. Beni fildişi kulemden çekipçıkarmak ve bana 'salt bilim' olmadığını ve [sayfa 58] biliminancak insanlığın çıkarlarına hizmet ettiği ölçüde bir anlamı olduğunu anlatmakiçin Hiroşima ve Nagaza­ki bombardımanları faciasının gerekmiş olduğunu söy­lemeyeutanıyorum. Birleşik Devletler'de ve Japonya'da hallen atom silahlarınınyapımında çalışan bilginlere ses­leniyorum ve onlara 'Ne yaptığınızı iyidüşününüz' diyo­rum".

Felsefenin Temel İlkeleri - Georges PolitzerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin