DÖRDÜNCÜ DERS
DİYALEKTİĞİN ÜÇÜNCÜ ÇİZGİSİ
NİTEL DEĞİŞİKLİKI. Bir örnek.
II. Diyalektiğin üçüncüçizgisi.
III. Doğada.
IV. Toplumda.
V. Vargı.
I. BİR ÖRNEK
Suyu ısıtırsam sıcaklığı derece derece yükselir. Suyunsıcaklığı 100 dereceye vardığında, su kaynama haline geçer: su, su buharıolarak değişir.
İşte iki çeşit değişiklik. Isının gitgide artması bir nicelikdeğişikliği oluşturur. Yani, suyun tuttuğu sıcaklığın niceliği(miktarı) artar. Ama belirli bir anda su durum değiştirir: sıvı niteliğikaybolur; gaz haline gelir (bununla birlikte kimyasal yapısı değişmez).
Basit nicelik (miktar) artışına (ya daazalışına), nicel değişiklik diyoruz. Bir nitelikten başka bir niteliğegeçişe, bir durumdan başka bir duruma (örneğimizde sıvı durumundan gazdurumuna) geçişe, nitel değişiklik diyoruz.
Diyalektiğin ikinci çizgisinin incelenmesi bize gösterdi [sayfa 86] ki, gerçek, değişikliktir. Diyalektiğin üçüncü çizgisininincelenmesi de, bize gösterecektir ki, nicel değişiklikler ile niteldeğişiklikler arasında bir bağ vardır.
Gerçekte, ki unutulmaması gereken esas nokta budur, niteldeğişiklik (sıvı halindeki suyun su buharı oluşu) bir raslantı sonucu değildir:Zorunlu olarak, nicel değişiklik, ısının derece derece artışının sonucundaoluşur. Sıcaklık belirli bir dereceye (100 dereceye) vardığı zaman, normalatmosfer basıncı koşullarında su kaynar. Eğer atmosfer basıncı değişirse, ozaman, nasıl ki her şey birbirine bağlıysa (diyalektiğin birinci çizgisi),kaynama noktası da değişir; ama belirli bir cisim için ve belirli bir atmosferbasıncı altında kaynama noktası, her zaman aynı olacaktır. Bu, niteldeğişikliğin bir yanılsama olmadığını gösterir; nitel değişiklik, doğal biryasaya uyan, nesnel, maddi bir olaydır. Ve bunun için de önceden görülebilenbir olaydır: bilim, belirli bir nitel değişikliğin oluşması için zorunlu niceldeğişikliklerin neler olduklarını arar.
Kaynama durumundaki su olayında, iki türlü değişiklikarasındaki bağ, sözgötürmez ve açıktır.
Diyalektik, nitel değişiklik ile nicel değişiklikarasındaki bu bağı, doğanın ve toplumun evrensel bir yasası olarak kabul eder.
Bundan önceki dersimizde,metafizikçinin, değişikliği yadsıdığını gördük. Ya da, onu kabul etse bile,bir yinelemeye indirger; mekanizma örneğini vermiştik. O zaman, evren,durmadan aynı yolu gidip gelen bir sarkaca benzetilebilir. Böyle bir anlayış,topluma uygulanınca, insanlık tarihini, hep yeniden başlayan bir çevrim, sonsuzbir dönüş haline getirir. Başka bir deyişle, metafizikçi, yeniyi açıklamakgücüne sahip değildir. Ve yeni, kendini ortaya koyduğu zaman, onu, doğanın birözenci, ya da tanrısal bir buyrultu, bir tansık (mucize) olarak görür.Diyalektikçi ise, tersine, yeninin ortaya çıkışıyla ne şaşırır, ne de dehşetekapılır. Yeni, görünüşte önemsiz olan küçük nicel değişikliklerin derecederece birikiminin zorunlu sonucudur: böylece madde, kendi öz [sayfa 87] harekeliyledir ki,yeniyi yaratır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felsefenin Temel İlkeleri - Georges Politzer
Kurgu OlmayanBu kitap, meraklılarına hizmet olması amacıyla buraya yüklenmiştir. Kitabın yazarı Georges Politzer olup telif yasaları gereği kitap telif kapsamın dışındadır.