Sınıfa girdiğimde hocanın daha gelmediğini görüp rahatladım. Arka sırada cam kenarında oturan Mira' nın el sallamasıyla gülümseyip ona doğru yürüdüm.Ayağa kalkıp geçmem için bana yol verdi. Cam kenarında oturmayı çok severdim. Oturduğumda ona dönünce muzip bir şekilde bana baktığını gördüm. "Ne var?" der gibi kafamı salladım. "O adam kimdi?" demesiyle kaşlarımı kaldırdım. "Yuh, bizi mi dikizliyordun?" Gözlerini devirdi. "Araba onun mu? Üzerinde asker üniforması vardı. Askerlerin kazandığı parayla alınacak bir araba gibi değildi. Ay çok yakışıklıydı. Sevgilisi var mı?" Yavuz' a bu kadar ilgi duymasına sinirlenmiştim. "Sevgili mi?" diyerek alayla ona baktım. "O liseli bir ergen değil. Senle işi olmaz umutlanmasan iyi edersin."
O da bana gülümseyip gözleriyle düğmesini açtığı gömleğini gösterdi. Kocaman göğüsleri vardı. Onun aksine benim kalçam büyük ve göğüslerim küçüktü. "Bunlara tav olmayacak bir erkek yok." Ona dehşet içinde baktım. "Bu kadar ucuz musun cidden? Neyse bu konuyu kapatalım ondanda uzak dur.""Of." diyerek önüne döndü. En yakın arkadaşım olabilirdi ama içindeki sürtüğü inkar edemezdim. Derse hocanın girmesiyle hocaya odaklandım.
Okul Çıkışı
Okul bitmişti sonunda. Miray' la gün içinde hiç konuşmamıştık. Veda etmeden okuldan ayrıldım. Tam kapıdan çıkacakken sertçe biriyle çarpıştım. Kafamı kaldırdığımda karşımda genç olduğunu düşündüğüm bir adam vardı. "Önüne baksana veled."
"Veled mi? Konuşmalarına dikkat et ayı." Kolumu sertçe tutup üzerime doğru eğildi. Elini kalçanın üzerine koymasıyla bağırdım. "Bırak beni." İnsanlar bizi görüyor, yardım etmiyorlardı. Adamın arkasındaki hareketlenmeyle oraya doğru döndüm. Yavuz bize doğru koşarak geliyordu. Adamı üzerimden çekip yere itti. Üzerine doğru eğilip yumruklarını geçirmeye başladı. "Orospu çocuğu, Senin ananı sikerim. Nasıl elledin lan onu. Amın feryadı."
Çıldırmış gibi adamı yumrukluyordu."O elini kırıp götüne sokarım lan senin." diye bağırdı. "Hangi elin göster." Adamın cevap vermemesiyle "Söyle lan yoksa ikisinide kırarım." Adamın kesik bir sesle "Sol." diye mırıldandığım duydum. Sol eline baktı önce. Sonra tuttuğu gibi ters çevirdi. Gelen kemik sesiyle çoğu kızın ağzından çığlık sesi çıktı.
Kimse onu durdurmuyordu. Ona doğru adımlayıp sırtına sarıldım. "Lütfen, lütfen gidelim herkes bize bakıyor." Arkasına dönmesiyle bileğimi tutup üzerime gelmesi bir oldu. "Sanada sorucam bunun hesabını." Hızla okul bahçesinden çıktık. Tüm okula rezil olmuştum. Müdüründe bu konu hakkında bana uzun bir azar çekiceğini biliyordum. Arabanın kapısını açıp beni içeri fırlattı. Odun yontulmamış odun!
O da oturduğunda gazı kökledi.
10 DAKİKA SONRA ASKERİYEDE
Normalde askerler beni hemen girişte bırakırdı fakat Yavuz arabayı lojmanlar doğru sürüyordu. Arabasını bizim evin önün park etti. "İn." dedi erkeksi sesiyle. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Bildiğin tek şey ondan korktuğumdu. Evin önüne doğru yürüdü. Bende onu takip ettim. Önüme düşen asi saç tellerimi kulağımın arkasına ittim. "Burada durman yani şey yanlış anlayabilirler." Alaycıl bir şekilde bana bakıp "Bana karışabileceklerini falan mı sanıyorsun? Aç şu kapıyı." dedi gözüyle kapıyı işaret ederek. Daha fazla onu kızdırmamak için kapıyı açtım. Benim girmemi bekleyip arkamdanda o girdi. Koltuğa yönelip oturmasıyla şaşkın şaşkın ona baktım.
"O eteği çıkart bana getir." Hipnoz olmuş gibi her dediğini yapıyordum. Yukarı çıkıp eteğimi çıkardım ve altıma taytımı giydim. Montumu ve çantamı odama bıraktım ve elime eteği alıp aşağı indim. Aşağı indiğimde arkasına yaslanmış bir şekilde bacak bacak üstüne atmıştı. Nasıl bu kadar rahattı ki? Önüne gelip "Ne yapıcaksın bu etekle?" Elimdeki eteği almak için elini uzattığında eteği arkana sakladım. "Onu bana ver uğraştırma beni." dedi. "Ne yapıcaksın ya benim eteğimi?"
"Alıcam eteğini. Bir daha okula onu giymeyeceksin." Şuh bir kahkaha atıp ona baktım. "Sen mi karar veriyorsun buna." Beni arkamdaki koltuğa itmesiyle üzerime çıktı. Üzerimdeki şaşkınlıktan yararlanıp eteği elimden aldı. "Çok kolay etkileniyorsun küçük."
"Okulda etek zorunlu. Eteğimi alamazsın." Dikkatle yüzümü inceliyordu. "Ben konuşurum."
Derin bir soluk çekti içine. "O çocuk kalçanı elledi." Baygın bakışlarımı üzerinde dolandırdım. "Biliyorum.""Hoşuna gitti sanırım." Dalga mı geçiyordu benle? Üzerimden birden itmemle çekildi. Sinirlendiğimde deli kuvveti geliyordu resmen bana. "Bak odun parçası sabahtan belli susuyum
Diyorum ama ben senin kölen değilim." Konuşmaya devam edicektim ki bağırarak sözümü kesti. "Kızım adam resmen ayak üstü
Sikecekti seni. Ayırdığım için bu kadar mutsuzsan ben yaparım onun yapamadığını.""Allah senin belanı versin. Git buradan." Sinirli bir şekilde gözlerime bakıyordu. "Git." dedim elimle kapıyı göstererek. "Bu burada bitmedi." dedi ve sertçe kapıyı çarparak çıktı.
"Psikopat, Allah' ın psikopatı." Kendime gelmek için duş almaya karar verdim. Uzun bir duştan sonra banyodan çıktım. Telefonumun yanan ışığıyla telefonuma doğru yürüdüm ve elime aldım. Kayıtlı olmayan bir numaradandı.
+530....
Gece 11' de askeriyenin arkasına gel. (10.15)
Kimdu bu? Gerçekten çok şaşırmıştım. Gitmeli miydim? Çok kararsızdım. Gitmeseydim meraktan ölürdüm. O yüzden gitmeye karar verdim. Askeriyenin sınırları içerisinde bana bir şey yapamazlardı. Üzerime kalın bir gri eşofman üzerinede siyah boğazlı bir kazak giydim.
Aşağı inip mutfakta bir sandviç hazırlayıp yedim. Saate baktığımda 11.55 olduğunu gördüm. Montumuda alıp evden çıktım. Askeriyenin arkasına doğru yürümeye başladım. Saat 11' i geçmişti.
Köşeyi döndüğümde gördüğüm kişiyle
Şok oldum.Sizce gelen kimdi?
Sınır: 10 vote 10 yorum