p.i.n 12

289 10 1
                                    

Sessizlik çok garip bir kuyuydu bana göre. Sessiz insanın kendi içince çığlık attığı, sesini duyuramadığına da inanmışımdır. Sessizlik tamamen içine kapanmak, insanlarla bağını koparmak değildi aslında.

Derdini söylemeyen, mutluluklarını paylaşamayan, kırıldığı noktaları açamayan herkes sessizdi benim gözümde.

Odak noktamı kendime çevirdiğimdeyse sessizlik kavramının benimle bütünleştiğini görebilmiştim.

İçimde yaşadığım şeylerin yarısından bile haberi yoktu kimsenin. Sıkıntılarımı saklamak gibi özel bir çabam yoktu oysa. Dostlarım tabii beni görüp iyi olduğumdan emin olmak istiyorlardı ama kimse beni görmüyordu. Bakmak ve görmenin farklı olaylar olduğunu da yeni anlamıştım.

--

"Barış Bey nereye gidiyoruz?" dedim karanlık yolu aydınlatan ışıklardan medet umarak etrafı incelediğimde.

Gergin halime karşın güven verircesine gülümsedi bana dönerek.

"Seni evine bırakacağım İnci." Dedi sakinlikle.

"Ama önce bir yere uğramamız lazım."

Dediği şeyle kafama aniden bir sürü senaryolar akın etmişti ama bir seçenek hakkım olmadığının da farkındayım.

"Tamam." Dedim, güçlü çıkması için uğraştığım ama yine de sesli bir ortamda olsa sadece kendimin duyabileceği bir ses tonuyla.

Barış Bey anlık bakışlarını bana çevirip yola odaklandı tamamen.

Sessiz geçmeye devam eden karanlıkların hakim olduğu onca yolda giderken her şey yeni idrak edercesine yolumuzu kesen adamın ve Barış Bey'in konuşması yankılandı beynimin içerisinde.

"Ben artık buyum. Beni yine mi cezalandıracaksın Noyan? Bu sefer ne kadar ileri gideceksin? Korkum yok artık " dedi hırsla.

"Sen daha Noyan'la tanışmadın Sedat. Yakında."

"Noyan kim?" dedim kendimi kontrol edemeyip.

Sorduğum soruyla Barış Bey direkt bana dönmüştü. Gözleri tepkilerimi tartarcasına dikkatli , hareketleri ise bir o kadar gergindi.

Onun gözlerine sabitlenmiş gözlerimi bir an olsun çekmiyor, içerisinde olduğumuz durumun karmaşasından çıkmak adına bir kapı arıyordum kendime.

Barış Bey mecburen çektiği gözleriyle yola odaklanırken sessizliğini bozmuyor, soruma yanıt vermiyordu.

"Yolumuzu kesen adam size Noyan dedi Barış Bey, yanlış duymadığımdan eminim." Diyerek direttim kelimelerimin üstüne bastırarak.

Nerden cesaret ettiğimi bilmeyerek ardı ardına kurduğum cümleleri sıralıyordum Barış Bey'e karşı.

Barış derin bir nefes alıp başını geri yasladı.

"Şu an konuşamayız İnci." Dedi.

"Öğreneceğim belirli bir zaman var mı?"

"Olmaz işte İnci, sorgulama." Dedi yükselen sesiyle.

Sinirle camdan dışarı dönerken dikkatimi dağıtması adına çantamdan telefonumu çıkardım.

Polat dışında kimseden bir mesaj ya da arama gelmemişti.

Polat'ın mesajına tıklayacakken yeniden gelen aramasıyla biraz kararsız kalsam da açtım.

"Efendim Polat."

Polat lafıyla bana dönen Barış Bey'i umursamadan yola odaklandım.

"İnci neredesin sen? Arıyorum açmıyorsun, mesaj atıyorum bakmıyorsun. Evinde de yoksun. "

P.İ.NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin