~SESSİZ~

63 36 7
                                    

Sagopa Kajmer Sessiz ve Yalnız

Güvendiğim dağlara kar, ağzıma çalınan ballara kan yağıyor

Ben yarınları bugünden tanırım o yüzden umutlarım tek tek azalıyor

Bu yüzden sessiz
Bu yüzden yalnız

Bu yüzden sessiz
Bu yüzden yalnız


Selamlar. Yeni bir bölümle karşı karşıyayız. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar...❤️



Bade, uyandığında; bembeyaz bir örtünün içinde,beyaz duvarların arasında, üzerindeki mavi bir önlükle uyandı. Etrafına baktığında odasında olmadığını anladığında içini büyük bir korku kapladı. Yıllar sonra ilk defa bilmediği bir yerde uyanmak onu oldukça endişelendirmişti. Gitmek istiyordu. Ama onu duyan biri yoktu. Yalnız başına bu küçük odada kalmıştı. Versanyın ediyordu. Kendini paralıyordu. Sonunda kapının hızla açıldığını anladı. İçeriye beyaz önlüklü biri girdi. Arkasından giren başka bir önlüklü kadın girdi. Aralarında anlamsız şeyler konuşuyorlardı. Bade'nin içindeki yankı bir türlü durmuyordu. Korkuyla gözlerini kırpıştırıyordu. Çığlıklarına engel olamıyordu. Sonunda kadının yaptığı sakinleştirici sayesinde biraz duruldu. O zaman da içindeki kız susmadı ama bu sefer ona ayak uyduracak gücü kendinde bulamadı. Ve yine karanlığa mahkum kaldı.
- Şimdi biraz daha iyi. Bir süre bu atakları devam edecektir. Bir tür travma geçiriyor.
- Sağolun doktorum. Siz olmasaydınız ne halde olurdu kim bilir?
- Şuan da pek iyi sayılmaz ama elimizden geleni yapıyoruz. Hem neden öyle söylüyorsun Tolga'cım? Ben doktorum insanları iyileştirmek onların daha iyi hissetmesini sağlamak benim görevim. Biz yeminimizi boşa mı ettik? Ben gidiyorum şimdi yine atak geçirirse haberim olsun. Selvi, serumu kontrol etmeyi unutmayalım.
- Tabi hocam.

Doktor dışarı çıktığında, Tolga ne yapacağını bilememişti. O güçlü kadın, kollarının arasına yığılıvermişti. Onca senedir oğlunun ve eşinin yokluğuyla mücadele ediyordu. Tolga'nın dedikleri ona ağır gelmişti. Kolay değildi öyle birden yok saymak.

Tolga kendine kızıyordu. Neden kadına öyle birden pat pat konuşuvermişti. Küçücükken annesini, babasını kaybetmiş; tam aile kurdum derken o ailesini de kısacık bir anda kaybetmişti. Kadın iki kez terkedilmişti. Hayat ona hiç gülmemişti. Hep yüzüstü bırakılmıştı.

Tolga bunları düşünürken sergiyi falan unutmuştu. Varsın sergi olmasındı. Yeter ki Bade iyi olsundu. Onun için bu da yeterliydi. Kendini çok suçlu hissediyordu.
  Tolga'nın düşüncelerine ara vermesine sebep olan şey kapının hızla açılması oldu. Büyük bir korku ve biraz da temkinli şekilde o yöne doğru baktı. İçeriye giren kadını görünce rahatladı. Bu kadını tanıyordu. Bu kadın Vasfiye Hanımdı. Ahmet Bey'in eşi Vasfiye Hanım. Sergi için ona yardım eden kadın. O an yerinden kalktı. Ve ona Ahmet Bey'i sordu.
- Vasfiye Hanım, Ahmet Bey'e mi bir şey oldu bu telaş ney? Ve sanırım odaları karıştırdınız.
- Tolga Bey oğlum, yok yok odayı falan karıştırmadım. Ahmet Bey iyi şükür. Ben Bade kızıma baktım. Danışmadaki kız bu odada olduğunu söyledi. Asıl sen burada ne yapıyorsun? Akşama sergi var.
- Arkadaşım kendisi benim yanımdaydı bayılma anında o yüzden ben getirdim.
- Yaa nesi ola acep?
- Ufak çaplı bir travma olduğunu söyledi doktor.
- Allah şifa verir inşallah. İstersen ben bekleyeyim başında. Sen dünden beri burdasın galiba.
- Evet ama sorun değil ben beklerim.
- İyi madem,ben kapıdayım. Sorun olursa seslenirsiniz.

Tolga başını salladı. Vasfiye Hanım da odadan dışarı çıktı. Bir süre sonra Bade kıpırdanmaya başladı. Tolga hemen onun yanına gidip sakin olmasını hastanede olduğunu yavaşça söyledi. Biraz önce ortaya çıkan olayı engellemek istiyordu. Yine korkup bağırmasını, kendini harap etmesini istemiyordu.
Bade Tolga'yı anladığını ifade etmek istedi ama konuşamadı.
- Yorma kendini. Daha buradayız nasılsa sorun deil yavaş yavaş kendine geleceksin. Ben doktoru çağırayım.
Bade güçlükle de olsa Tolga'nın kolunu tutmayı başardı. Ona gitmemesini söylüyordu.
- B- ben i- iyiyim. Gitme.
- Tamam buradayım. Sakinleş. Doktorun yanına gitmeyeceğim.

İKİ ÖLÜ BİR YARALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin