Freila topraklarında bulunan Mor Balçık Köyüne yapılan iblislerin saldırıları sonucunda köy tamamen harabeye dönmüş, köyün sakinleri ise barbarca öldürülmüşlerdi.
Onlarca konuta sahip olan köy tozla buz olmuştu adeta, kaos hükmünü göstermişti. Bu felaketten kaçmayı sadece iki kişi başarabildi, İhtiyar Calem ve karısı Oliana.
Köyden giderek uzaklaşmaya çalışan Calem ve eşi köyün uzaklarında bulunan Mor Ormanda bir ağacın arkasında oturmuş saklanıyorlardı, kendi aralarında köye saldıran iblislerden bahsediyorlardı.
"Hain iblisler! Tüm köyü mahvettiler, bizim canımızdan ne istiyorlar!" dedi Calem.
Yorgunluktan sesi kısılmıştı. Oliana ise korkudan tek bir kelime bile edemiyordu, ailesi ve komşuları gözlerinin önünde iblisler tarafından öldürülmüşlerdi. Gözleri sürekli sağa sola oynuyor ve derin derin nefes alıyordu.
Calem durumu fark ettiğinde karısına sarıldı ve sakinleştirmeye çalıştı. Ancak faydasızdı, son derece korkak olan Oliana'ya göre kıyamet vakti gelmiş ve ölümü bekliyordu. Calem, Oliana'yı sakinleştirmeye devam ederken geriden hışırtıların geldiğini duydu. Kafasını yavaşça ağacın arkasını izlemek için çıkardığında hiçbir şey göremedi. Yanlış duyduğunu düşündü ve kafasını geri çevirdi.
Kafasını çevirdiği anda şok oldu, karşısında siyah cüppe içerisinde duran bir kişi vardı, cinsiyeti veya yaşı belli olmuyordu. Kapüşonu yüzünün gözükmesini engelliyordu. Gizemli kişiyi görünce Oliana daha da fazla korktu ve haliyle korkusuna yenik düşüp bayıldı.
Calem karısının bayıldığını görünce sinirine yenik düştü ve tüm cesaretini toplayıp karşısında duran kişiye saldırmaya çalıştı. Ancak, o sırada karşısındaki kişinin kapüşonunu çıkardığını görünce vazgeçti.
Genç bir kız saklıydı cüppenin içerisinde. Kırmızı, omuz hizasında saçları ve toprak renginde gözleri vardı. Calem karşısındaki kişiyi tanıdığına emindi, gazetelerde okumuştu. Genç kız aslında Freila Lütuf Birliğinden İkra'ydı. Köye yeni gelen haberlere göre Lütuf birliğine yeni katılan genç bir kız onlarca masumu tek başına iblislerden korumayı başarmıştı, ancak birliğe sonradan katıldığı ve diğerlerine kıyasla zayıf olduğundan dolayı saygı görülmüyor ve sevilmiyordu.
İkra, Calem'e hafif tebessüm edip ardından sessiz bir ses tonuyla, "Artık sıkıntı yok, yanındaki kişiyi al ve buradan uzaklaş" dedi.
Calem, durum karşısında ne kadar şaşırmış olsa da kendini hızlıca toparlayıp, karısı Oliana'yı kucağına alıp hızlıca uzaklaşmaya başladı. "Seni herkese anlatacağım! Teşekkürler!" dedi süratle koşarken.
İkra derin bir nefes alıp tüm hızıyla koşmaya başladı, muazzam hızı sayesinde saniyeler içerisinde ormandan çıkıp köye vardı. Köy bildirildiği gibi, iblisler tarafından harabeye döndürülmüştü. İkra hiçbir canlı sezmiyordu, köyü dolaşarak iblisleri aramaya başladı. Kayda değer bir şey elbet vardır diye düşündü.
Köyün merkezine doğru ilerlerken, ona doğru hızla bir şeyin yaklaştığını sezdi ve olduğu yerden havaya doğru sıçradı. metrelerce yukarıya sıçrayan İkra aşağıya baktı ve bir iblisin tam altında olduğunu gördü. Hissettiği şeyin bu iblis olduğunu oracıkta anladı. Elini beline attı ve kılıcını kılıfından çıkardı. Uzun ve ince bir kılıcı vardı. Kılıcın üzerinde tılsımlar kazılıydı ve bıçağı kırmızı renkteydi.
Yere doğru düşerken iblis kafasını yukarıya doğru kaldırdı ve korkunç derecedeki sert sesiyle kükremeye başladı. İkra kılıcını sert biçim de kavradı ve kılıcını dairesel biçimde savurdu. Savurduğu gibi kılıcı, iblisin kafasını tamamen kesip kopardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lütuf (TASLAK) (DEVAM EDİYOR)
Fantastik(LÜTUF SERİSİNE AİT 1. KİTAPTIR) Mükemmel bir evrene giriş yapmak üzere olduğunu belirtmek isterim! Yıllardır kurguladığım evrende geçen ve seri hâlinde kitap olarak basılacak olan bu kurgu ile Mog ağacının fantastik diyarlari arasında serüvenlere k...