"Sizce uyanacak mı?"
"Endişelenmesene Jia."
"Benim hatam hepsi. Nasıl endişelenmeyeyim!"
İkra gözlerini yavaşça açtı. Üzerinde yoğun bir ağırlık vardı. Etrafına bakındı ve Jia'yı gördü. Bir kız daha vardı ancak arkası dönüktü. Kim olduğu anlaşılmıyordu.
İkra yavaşça yattığı yerden doğrulmaya çalıştı ancak çok yorgundu. Bir odada olduğunu fark etti. Şişelerle dolu raflar ve hasta yatakları bulunuyordu. Bir revirde olduğunu o an anladı.
İkra doğrulmaya çalıştığı sırada Jia İkra'yı fark etti ve üzerine çullandı.
"Uyandın!" dedi.
Tüm heyecanı üzerindeydi. Sanki kızgın zincirlerden kurtulmuş gibi hissetti. İkra'nın elinden tuttu ve sevgi dolu gözleriyle İkra'nın gözlerinin içine baktı. Arkası dönük olan kızı gördü İkra. Karşısında bir lütuf sahibi vardı, karşısındaki kişi Pethia'ydı. Pethia en yetenekli lütuf üyelerinden birisi olmakla beraber movton diyarındaki en yetenekli şifacıdır da.
Jia İkra'nın doğrulmasında destek oldu. İkra derin bir iç çekti.
"Neler oldu? Neden buradayız, nasıl geldik?" dedi merakına yenik düşüp.
Jia "Bayılmışız ve Pethia bizi kurtarmış. Tek bildiğim bu." Dedi üzgün bir surat ifadesi takınıp.
Pethia gözlerini tavana dikmiş kara kara düşünüyordu. Jia Pethia'ya seslendiğinde derin bir uykudan uyandırılmış gibi olduğu yerden hopladı.
"Kim öldü!" diye bağırdı Jia'ya.
"Kimse ölmedi ancak sen iyi misin?" dedi Jia endişelenmeye başlıyordu.
"He! İyiyim. Siz?"
İkra Pethia'nın tahtalarının eksik olduğunu düşünmeye başlıyordu. Pethia İkra'nın uyandığını yeni fark ediyordu.
"AA! SEN UYANDINMI!" diye bağırdı İkra'ya.
"Bana şükürler olsun! Seni hemencecik iyileştirdim! Hem de kolların ve bacaklarının tamamen kırılmış olmasına rağmen!" dedi ve gururla başını kaldırdı.
"Şey- teşekkür ederim Pethia."
İkra kollarına baktığında sargı bezleri ile sarıldığını gördü. Pethia'nın dediği gibi kemiklerinin kırıldığını o an anlayabildi. Acı hissetmiyordu ancak kolları ve bacakları karıncalanıyordu. Jia'dan bir bardak su istedi. Jia rafların birinden bir ufak şişe getirip İkra'ya verdi. Şişenin içerisinde su vardı. Mantarını açtı ve yudumlamaya başladı. Suyun tadı ekşiydi. Jia'ya nedenini sorduğunda ise Jia
"Sihir yapılmış bir su. İyileşmen için." Diye cevap verdi.
İkra Peki diye yanıtlayıp suyu tek dikişte içip şişeyi geri Jia'ya verdi. Pethia oflayıp puflamaya başladı.
"Ben gidiyorum." Dedi ve ardından "Yine görüşmek üzere İkra'm" diye ekledi
İkra Pethia giderken arkasından elini salladı ve odadan çıktığında geri gözlerini yumup derin bir iç çekti.
"Sen iyi misin Jia?"
Jia hafifçe gülümsedi ve "Evet İkra. Endişelenme. Sen dinlenmene bak." Dedi ve yavaşça odadan ayrıldı. İkra da üzerindeki yorgunluğun farkındaydı. Tekrardan yatağa uzandı ve başına daha nelerin geleceğini düşünürken uyuya kaldı.
*
İkra gözlerini odanın dışından gelen insanların sesleriyle açtı. Koşuşturuyorlardı. Yatağında başında doğruldu ve yataktan kalktı. Uyuşukluk hissi kaplamıştı tüm vücudunu. Odadan yavaşça çıktığı sırada birisi koşarken İkra'ya çarptı. Çarpan kişi yere düşmesine rağmen özür dileyip ayağa kalktı ve koşuşturmaya devam etti. Koşuşturanları izlerken birisinin omzuna elini attığını hissetti. Kim olduğunu görmek için başını çevirdiği anda o kişinin Jia olduğunu gördü. Tüm merakıyla sorular sormaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lütuf (TASLAK) (DEVAM EDİYOR)
Fantasy(LÜTUF SERİSİNE AİT 1. KİTAPTIR) Mükemmel bir evrene giriş yapmak üzere olduğunu belirtmek isterim! Yıllardır kurguladığım evrende geçen ve seri hâlinde kitap olarak basılacak olan bu kurgu ile Mog ağacının fantastik diyarlari arasında serüvenlere k...